AB, Türkiye'ye 'kes tıraşı' dedi
Abone olTürkiye AB'ye üye olmak istiyor. Üye olmak isteyen kurallarına da uymak zorunda. Ancak bunun bir bedeli olacak. Yüzyıllardır sürdürülen gelenekler kalkacak.
Türkiye'nin Avrupa yolculuğu yeni bir aşamaya geldi. 42 yıllık
serüvende son aşamanın bir önceki adımına geçildi. Müzekere tarihi
alınmasıyla birlikte Türkiye aday ülke olmaktan çıkıp katılım
sürecine dahil bir ülke konumuna geçti. Müzeke tarihihin alınması
uzun ve çileli yolun sadece başlangıç noktasını oluşturuyor
aslında. Avrupa standartlarını yakalamak öyle sanıldığı kadar kolay
değil. Daha önemlisi de yüzyıllardır sürdürdüğümüz
alışkanlıklarımızı bırakmak zorunda olmamız olacak. Örneğin
kasaplarda açık ürünler olmayacak. Tezgahlarda canlı canlı satılan
kendimizi bakmaktan edemediğimiz o vitrinlerdeki balıklar artık
pakete girecek. AB'nin getirdiği kriterlerden etkilenenler arasında
berberler de var. Ayrılmaz bir parçamız olan berberler de artık
ustura kullanılmayacak, yani sakal tıraşı yapamayacak. Hijyenik
olmadığı ve bazı hastalıkların kan yolu ile bulaşabileceği ihtimali
üzerine AB ülkelerinde sakal tıraşı yasağı uygulanıyor. Ve bunun
gibi daha nice yasaklar ve yenilikler toplum alışkanlıklarını
değiştirmek zorunda kalacak. Toplumun bu duruma adapte olup
olmayacağı ya da ne kadar uyacağını zaman gösterecek. Örneği ustura
ile vermemizin nedeni bu aletin sadece basit bir kesici alet
olmadığını göstermekti. Ustura aslında bize has olan bir kültürdü.
Tıpkı diğer kaldırılacak uygulamalar gibi. 2. Beyazıd döneminde
çıkarılan şu kanun gerçekten dikkat çekici. Dünyanın ilk
Standartlar Kanunu, ilk Belediye Kanunları, ilk Tüketiciyi Koruma
Kanunları ve ilk Gıda Nizâmnamelerinde yer alan Edirne kanunun 194.
maddesinde şunlar yazılıydı: "Berber gözlene; kâfir başın tıraş
etdükleri ustura ile Müslüman başın tıraş etmeyeler. Kâfir yüzin
sildikleri fota ile Müslüman yüzin silmeyeler. Usturaları keskün
ola." Bu kültürü Osmanlı Devleti 500 yıl önce tıpkı AB gibi yazılı
hale getirerek tüketicilerin hakkını garanti altına almıştı bir
bakıma. Şimdi devir değişti, toplum değişiyor. Küresselleşen
dünyada Türkiye yelkenlerini Avrupa'ya çevirdi.