AB 'Evet' demeye mecbur
Abone ol"Finish'e 5 Kala Avrupalı Türkiye" konulu toplantıda son sözü Başbakan aldı. Erdoğan, 'Evet' cevabının, AB'nin Türkiye konusundaki iradesini göstereceğini belirtti.
Finish'e 5 Kala Avrupalı Türkiye" konulu toplantıda son sözü
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aldı. Erdoğan, 'Evet' cevabının,
AB'nin Türkiye konusundaki iradesini göstereceğini belirterek,
"Olumsuz bir cevap gelirse hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam
edeceğiz, bu sefer Kopenhag kriterleri olarak değil, Ankara
kriterleri olarak" dedi. Hükümetin AB'ye üyelik yolculuğunun 2003
seçimlerinden bu yana sürdüğünü hatırlatan Erdoğan, o dönem 14 AB
üyesi ülkeyi dolaştığını söyledi. Yaptığı geziler ve görüşmelerden
sonra Kopenhag kriterlerine uyma çalışması başlattıklarına değinen
Erdoğan, "Kamuoyunun desteği olmasa bu kadar kısa sürede bunu
başaramazdık. 40 yıllık bayrak yarışında finişe az kaldı. Son 100
metreyi koşuyoruz. Verheugen 'Artık sizden isteyeceğimiz bir şey
kalmadı' diyerek geldiğimiz son noktayı açıkladı. MGK ve Doğu'da
işkencede etkin adımlar malum. Bunlar 5-10 sene önce konuşulsaydı
'Böyle bir şey olmaz' denilirdi. Fakat muhalefet, iktidar,
halkımız, sivil toplum örgütleri el ele vererek en iyi neticeyi
alıyoruz. AB artık, Türkiye'nin ev ödevini yapıp yapamayacağını
tartışmayı çoktan bıraktı. Artık Türkiye'nin tüm koşulları hangi
tarihte tamamlayıp AB üyesi olacağı tartışılıyor" dedi. Türkiye
olarak elden gelen her şeyi yaptıklarına değinen Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, AB üyeliğinin Türkiye'nin hakkı olduğunu vurguladı.
Erdoğan, "Müzakere süreci başlatılmalıdır. 17 Aralık'ta sadece
görüşmeler başlayacak, tam üyelik değil. Artık Avrupalı
meslektaşlarımız daha çok düşünürlerse ayıp olur. Mevzuatları tam
olarak uyguluyoruz. İşkence ve kötü muamele iddiasıyla ülkemizin
aleyhine, AİHM'e yapılan başvuru sayısında gözle görülür oranda bir
düşüş oldu" diye konuştu. Erdoğan, Türkiye ziyareti sırasında
kendisiyle görüşen Verheugen'in, artık gri olarak nitelendirilecek
bir durum olmadığını söylediğini kaydetti. Erdoğan, "Türkiye,
katılım müzakerelerinin başlaması için Kopenhag kriterlerinin
kritik dönemini aşmıştır. Ancak bu reform devam edecektir. Kritik
eşiği aştık. Aralık ayına kadar uygulama bakımından eksiklerimizin
olamayacağını iddia edemeyiz. Önemli olan yaptıklarımız kadar
yapacaklarımıza yönelik bizim taahhüdümüzdür. AB de bunu biliyor"
şeklinde konuştu. Türkiye'nin bugüne kadar kaydettiği gelişmeleri
büyük ölçüde kendi kaynaklarıyla başardığını da belirten Erdoğan,
"2005'ten sonra AB'nin maddi bir yardım yapması söz konusu olamaz.
Türkiye olarak biz maddi konularda kendi kendimize yetecek güce
sahibiz. Avrupalılar, birliğe girdikleri takdirde Türklerin Avrupa
ülkelerine akın edeceklerini düşünüyorlar. Emeğin serbest dolaşımı
da 1985'lere dayanıyor. Biz, o günden bugüne ısrarcı olmadık.
Türkiye AB'ye üye olursa AB'de olan birçok Türk tekrar Türkiye'ye
dönecek ve burada yatırımlara başlayacaktır" dedi. Türkiye'nin
bugüne kadar kimseye yük olmadığını a vurgulayan Erdoğan, bundan
sonra da yük olmayacağını söyledi. Türkiye'nin AB'nin güçlenmesine
destek olabileceğini belirten Erdoğan, "Ülkemizi özgürlükler ülkesi
haline getirebiliriz. Medeniyetler çatışması yerine medeniyetler
uyumunu sağlayabilir ve AB ile bunu el ele yapabiliriz. Bazı
çevreler, 11 Eylül'ü medeniyetler ve dinler savaşının işareti
olarak göstermektedir. Herkes, Hıristiyan ve Müslümanlığın bir
arada olabileceğini görecek" diye konuştu. Avrupa Birliği'nin bir
toplum projesi olduğunu kaydeden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
sözlerini şöyle noktaladı: "Biz, Avrupa Birliği üyeliğinin bir amaç
olarak değil, Türk halkının hak ettiği çağdaş uygarlık seviyesine
ulaştırmak için bir araç olarak görüyoruz. Aralık ayında Türkiye'ye
'Evet' denilmesinin o anda tam üyelik anlamına gelmediğini
biliyoruz. 'Evet' cevabı, AB'nin Türkiye konusundaki iradesini
gösterecektir. Olumsuz bir cevap gelirse hiçbir şey olmamış gibi
yolumuza devam edeceğiz, bu sefer Kopenhag kriterleri olarak değil,
Ankara kriterleri olarak."