7 şehit için general Es'e 25 yıl istendi
Abone olÇukurca'da 7 askerin şehit olduğu mayın patlamasıyla ilgili görülen davada savcı esas hakkında mütalasını verdi.
Çukurca'da 25 Mayıs 2009'da el yapımı mayının patlayarak
7 askerin şehit olmasına ilişkin davada askeri savcı,
sanıklardan Tuğgeneral Zeki Es'in 25 yıl 6 aya kadar hapis
cezasına çarptırılmasını talep etti.
ÖNCE MAYIN PATLADI SONRA KROKİ ÇİZİLDİ
Hakkari'nin Çukurca ilçesinde, 27 Mayıs 2009'da el yapımı
mayının patlaması sonucu 7 askerin şehit olmasıyla ilgili davada 2
albay ve 2 yarbayın hazırladığı ek bilirkişi raporunda,
“alarm, ikaz ve ihbar sistemlerinin yer aldığı belgelerin
ve patlayıcıların yerini gösteren krokilerin olay meydana geldikten
sonra hazırlandığı” belirtilmişti.
18 Ekim 2012 tarihli duruşmada J olaya ilişkin hazırlanan ek rapor
Genelkurmay Askeri Mahkemesi'ne ulaştı. Bilirkişi heyeti, ek
raporda, 13 Haziran 2012'de mahkemeye sunulan rapora itirazları
değerlendi. Bölgede görev yapan personelin ifadelerine yer verilen
raporda, kılavuz görevi yapan personelin “alarm-ikaz sistemlerinin”
arazideki yerlerini tam olarak bilmediği kaydedildi. Alarm, ikaz ve
ihbar sisteminin yerlerini gösteren belgelerin olayın meydana
geldiği 27 Mayıs 2009'dan sonra düzenlendiği belirtilen raporda,
Çukurca İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından hazırlanan “Olay yeri
inceleme raporu”nun ekinde yer alan belgenin ve patlayıcıların
yerini gösteren diğer krokilerin olaydan ve patlayıcılar imha
edildikten sonra düzenlendiği ifade edildi.
Genelkurmay Askeri Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz sanıklar
Tuğgeneral Zeki Es ve emekli Kurmay Albay Rıza Atilla Erdoğan ile
tarafların avukatları katıldı. Askeri Savcı Yüzbaşı Kurtuluş
Kaya, duruşmada esas hakkındaki görüşünü açıkladı.
Görüşte, sanıklardan Tümgeneral Gürbüz Kaya hakkında, ''Astının
suçu hakkında kasten kanuni takibatta bulunmamak'' suçunun yasal
unsurları oluştuğu gerekçesiyle, Askeri Ceza Kanunu'nun 145/2.
maddesine göre cezalandırılması istendi.
Sanık Tuğgeneral Zeki Es'in, üzerine atılı ''Hakikate muhalif rapor
tanzim ve ita etmek'' suçunun yasal unsurlarının oluştuğu sonucuna
varıldığı gerekçesiyle Askeri Ceza Kanunu'nun 134/1. maddesi
gereğince 6 aydan 3 yıla, ''Bilinçli taksirle birden fazla kişinin
ölümüyle birlikte iki kişinin yaralanmasına neden olmak'' suçundan
da 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6 aya kadar mahkumiyeti talebinde
bulunulurken, TSK'dan çıkarılması da talep edildi.
Sanık Jandarma Uzman Çavuş Fatih Taylan Çeker'in de ''bilinçli
taksirle birden fazla kişinin ölümüyle birlikte iki kişinin
yaralanmasına neden olmak'' suçundan da 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6 aya
kadar mahkumiyeti talebinde bulunuldu.
ALTAY'A BERAAT TALEBİ
Sanıklardan Piyade Yüzbaşı Nurettin Altay'ın, ''Büyük zararlar
veren itaatsizlik'' suçundan Askeri Ceza Kanunu'nun 89/1. maddesi
gereğince cezalandırılması için kamu davası açıldığı belirtilen
görüşte, olay mahallindeki mayınların yerini bilmeyen ve bu
kendisine şifahen veya operasyon emri ekinde yazılı olarak tebliğ
edilmeyen sanığın, özellikle tanık ifadeleri kapsamında verilen
emirler doğrultusunda 1. Komando Tabur Komutanlığı personelini
takip etme amaç ve gayreti içinde olduğu ifade edildi.
Bu kapsamda, kendi inisiyatifiyle intikal için ayrı bir güzergah
tayin etme hususunda bir itaatsizlik irade ve düşüncesi ile hareket
ettiğine dair yeterli, inandırıcı ve her türlü şüpheden uzak delil
bulunmadığı kaydedilen görüşte, önde giden 1. Komando Tabur
Komutanlığı personelini verilen emir gereğince takip ederek intikal
ettirmek isterken, korucuların geç gelmesi, ayağı burkulan bir erin
tahliyesi gibi elde olmayan sebeplerle yaşanan, yaklaşık 1,5
saatlik gecikme sonucunda 1. Komando Tabur Komutanlığı personelini
yakın mesafe takip edilememesinde sanığa atfedilebilecek herhangi
bir ihmal ve kusurun bulunmadığı belirtildi.
Güzergah hususunda Altay'a herhangi bir uyarıda bulunulmaması, hava
ve zemin şartlarının kötülüğü, havanın çok karanlık, görüş
mesafesinin düşük olması, operasyonun amacını tehlikeye düşürmemek
maksadıyla emirde belirtildiği şekilde personeli ile buluşması
gereken yer ve zamanda olabilmek iradesiyle, operasyon icrası
sırasında harekat merkezinden acele edilmesine dair emirleri
dikkate alarak hareket etmesi hususları ile sanığın taktik komuta
yerindeki personelin, harekatın her anını izlediği ve takip
ettiğine ilişkin düşüncesi birlikte değerlendirildiğinde, Altay'ın
''itaatsizlik'' kastıyla hareket etmediği, en azından bu durumun
şüpheli kaldığı gerekçesiyle beraatı istendi.
YALAN TANIKLIĞA SUÇ DUYURUSU
Emekli Piyade Kurmay Albay Rıza Atilla Erdoğan ve Kurmay Binbaşı
Hakan Alaçam'ın üzerine atılı ''İhmal suretiyle görevi kötüye
kullanma'' suçundan cezalandırılmaları için dava açıldığı
anımsatılan görüşte, teknik ve taktik anlamda taktik komuta yerinde
görevli sanıkların bizzat özel emir verilmediği sürece gözetleme
cihazlarını kullanarak harekatı sevk ve idare etmesi gibi doğrudan
bir görevlerinin olmadığı, sanıkların böyle bir görevlerinin
olmamasına rağmen operasyonun hassasiyetini gözeterek, gözetleme ve
keşif cihazlarına bizzat nezaret ettikleri yönündeki bilirkişi
raporu ve bilirkişi heyetinin sözlü mütalaası kapsamında,
sanıkların atılı suçtan beraatları talep edildi.
Görüşte, yargılama kapsamında Jandarma Uzman Çavuş Mustafa Topuz'un
23 Şubat 2011'deki duruşmada tespit edilen ifadesi kapsamında yalan
tanıklık suçunu işlediği anlaşıldığından hakkında suç duyurusunda
bulunulması talep edilirken, meydana gelen 37 bin 32 lira Hazine
zararının Tuğgeneral Es ve Jandarma Uzman Çavuş Çeker'den
müteselsilen ve mütesaviyen tazmin ve tahsili istendi.
Bu arada, Savcı Kaya, mütalaasını verirken, Zeki Es, mahkeme
salonundan çıkmak için kapıya yöneldi. Bu sırada Mahkeme Başkanı
Hakim Albay Mehmet Yüzbaşıoğlu, Es'e, ''Nereye gidiyorsunuz izin
almadan? Avukatlar bile benden izin almadan bu salondan çıkamaz''
dedi.
Lavaboya gitmesi gerektiğini belirten Es'e, Yüzbaşıoğlu izin
verdi.
RAHATSIZ EDİCİ
Askeri savcının mütalaasının ardından söz alan Tuğgeneral Zeki Es,
''Hakikate Muhalif Rapor Tanzim ve İta etmek'' suçuyla ilgili bir
binbaşının beyanlarının olmasına ve tanıkların suçlamada
bulunmamasına rağmen esas hakkındaki mütalaada yer verilmesinin
rahatsız edici olduğunu kaydetti.
Es, esas hakkındaki mütalaya karşı gelecek duruşma beyanda
bulunacaklarını belirtti.
Sanık Rıza Atilla Erdoğan da savcının mütalaasına katıldığını
belirterek, savunmalarını yazılı olarak vereceklerini söyledi.
Es'in avukatı Yurdakan Yıldız, Askeri Savcı Kurtuluş Kaya'nın
duruşmaya yeni atandığını, bu nedenle dosyayı okuyamadığını
düşündüklerini ifade ederek, ''Savcı, basındaki yazıları esas
hakkındaki mütalaasına taşımış. Bu mütalaayı kabul etmemiz mümkün
değil, yazılı savunmada bulunacağız'' dedi.
MAHKEME SÜRE VERDİ
Sanık avukat Fatih Ceylan Çeker de daha önce mahkeme tarafından
reddedilen soruşturmanın genişletilmesi talebi dikkate alınarak,
Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev yapmayan kişilerden oluşan bir
bilirkişi heyetinin görevlendirilmesini istedi. Askeri savcının
dava dosyasına yeni dahil olması nedeniyle mütalaasında bazı
problemlerin olduğunu savunan Çeker, ''Mütala şaşırtıcı nitelikte''
diye konuştu.
Sanıklara ve avukatlarına, esas hakkındaki mütalaya karşı beyanda
bulunmaları için süre veren mahkeme, Es'in gelecek celse hazır
bulundurulması için Jandarma Genel Komutanlığı'na yazı yazılmasına
karar vererek, duruşmayı erteledi.