4 Ocak 2011 Basın Özeti

Abone ol

Yunanistan-Türkiye sınırına duvar planı, küreselleşme 2011'de gerileyecek mi? ve Fransızlar gezegenimizin en mutsuz insanları.

Daily Telegraph gazetesinin dünya sayfalarında "Yunanistan'ın göçmenleri durdurmak için sınıra duvar çekme planı" başlığıyla duyurduğu haber, Türkiye-Yunanistan sınırında yalanan kaçak göçmen geçişlerine dair son gelişmeler hakkında.

Haberde, dün Yunanistan'ın kamu düzeninden sorumlu bakanı Christos Papoutsis tarafından açıklanan, Yunanistan'ın Türkiye sınırına 12 kilometre uzunluğunda bir duvar inşa etme planının, bu hatta yaşanan kaçak geçişleri engellemek amacıyla gündeme geldiği belirtilmiş.

Geçen yıl söz konusu sınırdan, alınan tüm önlemlere rağmen beş katlık artışla 31.000'den fazla kaçak göçmenin Yunanistan'a giriş yaptığı söylenen haberde, Bakan Papoutsis'in "Yunanistan bu kadar fazla kaçak göçmeni kaldıramaz" demecine de yer verilmiş.

Haberde ayrıca, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Birliği'nin ülkedeki kaçak göçmenlerin yaşam koşulları konusunda Yunanistan'ı sıklıkla eleştirdiği hatırlatılmış.

Daily Telegraph'ın haberinde son olarak, kaçak göçmenlerin Yunanistan'a geçişine göz yumduğu ima edilen Türk tarafından bir dışişleri yetkilisinin bu suçlamaları sert bir dille yalanladığı belirtilmiş, ve "Türkiye her yıl binlerce yasadışı göçmeni Yunanistan'a ulaşmadan yakalamaktadır" demecine yer verilmiş.

Genetiğiyle oynanmış tohum meselesi Wikileaks belgelerinde

Guardian'da yer alan, gazetenin çevre editörü John Vidal imzalı haber, Wikileaks internet sitesi tarafından yayımlanan yeni belgelerden çevreyle ilgili olan bazıları hakkında.

Haberin başlığı "Amerikan diplomatları genetik modifikasyona uğramış tohumlara direnen Avrupa'nın cezalandırılmasını istemiş".

Haberde ele alınan Wikileaks belgelerinin ortaya koyduğu olay 2007 yılına dayanıyor.

O yıl Fransa, Montanso mısır tohumu olarak bilinen genetiğiyle oynanmış tohum cinsinin ülkede kullanımı yasaklıyor.

Bunun üzerine Paris’teki Amerikan büyükelçisi Craig Srapleton tarafından Washington'a gönderilen yazışmada, Avrupa Birliği'nin, özellikle de söz konusu tohumun kullanımını desteklemeyen ülkelerin cezalandırılması talep ediliyor.

Wikileaks'in yayınladığı diğer belgelerde de genetiğiyle oynanmış tohum sektörünün, Amerikan ticari ve stratejik çıkarları için önem arz ettiği vurgulanıyor.

Guardian'ın haberinde dikkat çeken bir diğer nokta ise Amerika'nın kalkınmakta olan birçok ülkede, rahipler tarafından karşı çıkılan tohumların kullanımını Vatikan üzerinden yaymaya çalıştığı iddiası.

Yazışmalarda Papa'ya yakın danışmanların söz konusu tohumları üreten Amerikan şirketlerini desteklemek konusunda ikna edildikleri, Papa'nın da kısa süre sonra ikna olacağının beklenebileceği söyleniyor.

Guardian'ın haberi Amerikan hükümetinin genetik modifikasyona uğrayan tohumları üreten şirketler adında doğrudan çalıştığı yorumuyla sona eriyor.

"Direniş Başlıyor"

Independent gazetesi ilk sayfasını muhalefetteki İşçi Partisi Lideri Ed Miliband'in dün verdiği demecine ayırmış: "Direniş Başlıyor".

Haberde, dün İşçi Partisi'nin yeni lideri olarak 100. gününü dolduran Miliband'in, ülkede 25 yıldır görülen rekor işsizliğe sahne olması beklenen 2011'deki ana gündeminin, İnglitere'deki genç işsizler olacağı söylenmiş.

İşçi Partisi liderinin, "Kayıp kuşak" olarak tanımlanan genç işsiz grubuna yönelik demeçlerinin, kendisine yöneltilen "siyasi tavrını ve kimliğini ortaya koymuyor" eleştirisine de cevap olduğu yorumu yapılan haberde, Miliband'in siyasi çözümü gündeme getirmek için aceleci davranmadığının altı çizilmiş.

Geçen yılki seçimlerde Muhafazakar ve Liberal partileri tercih eden seçmenlerin bu tavrını anlamak için "oy verenlerle temasa geçmek" olarak tanımlanan bu süreci farklı toplumsal kesimlerle sürekli diyalog içinde olarak geçirdiği belirtilen Miliband'in, İşçi Partisi'nin yeni politikalarını açıklamak için iki yıl bekleyeceği söylenmiş.

Küreselleşme 2011'de gerileyecek mi?

Bugünkü Financial Times gazetesi'nde 2011'e küresel ölçekte damgasını vuracağı söylenen bir soruya, bir tam sayfa ayrılmış.

Soru 2011'de küreselleşmenin gerileyip gerilemeyeceği.

Politika, ekonomi, teknoloji ve Asya alt başlıklarında tartışılan 2011 öngörüsüne, 2008'den bu yana süren küresel krizin getirdiği gelişmeler damgasını vurmuş.

Gideon Rachman imzalı genel değerlendirmede, 1930lardan bu yana yaşanan en ciddi ekonomik kriz olan 2008 krizinden sonra korumacılığın geri geleceği beklentilerinin boşa çıktığı tespitiyle başlanmış.

Ancak özellikle gelişmiş ülkelerde, son otuz yıla damgasını vuran küreselleşmenin zeminini oluşturan sermayenin, malların ve insanların hareket serbestliği ilkelerinin yüksek sesle sorgulandığı söylenmiş.

Avrupa'da ve Amerika'da göçmen karşıtı hislerin artık marjinal olmaktan çıkıp yaygınlaştıkları ve hükümetlerin politikalarına yansıdıkları, sermayenin dolaşımının para birimleri arasındaki gerilimler sebebiyle zarar gördüğü ve malların serbest ticareti karşısında yüksek vergi uygulamalarının geri gelebileceği tespitleri artarda sıralanmış.

Rachman'ın makalesi şöyle sona eriyor: "Küreselleşme dünyanın büyük güçlerinin ekonomik büyüme yaşadıkları bir dönemde ortaya çıkmış ve yayılmış bir süreç.

Şu anda onu tehdit eden de gelişmekte olan ülkelerin, batının oturmuş ekonomilerine göre daha iyi performans göstermekte olması.

Koordineli bir "küresel krizden çıkış" yaşanmadığı sürece, küreselleşmeyi tehdit eden faktörler artacaktır."

"Fransızlar gezegenimizin en mutsuz insanları"

Times gazetesinin dünya sayfalarında yer ayırdığı "Fransızlar gezegenimizin en mutsuz insanları" başlıklı haberin alt başlığı Sefiller.

Victor Hugo'nun 1862 tarihli klasik eserine gönderme yapılan haber, 53 ülkede Gallup araştırma şirketi tarafından yapılan araştırmanın sonuçlarına dayanıyor.

"Umut ve umutsuzluk anketi" isimli araştırmanın sonuçlarına göre mutsuzlukta Fransa'yı izleyen ülkeler sırasıyla İzlanda, Romanya, Sırbistan ve İngiltere.

En mutlu ülkeler ise Nijerya, Vietnam, Brazilya, Gana, Çin ve Kosova olarak sıralanmış.

Araştırmanın sonuçları arasında "2011 yılına dair umutlu olmak" kategorisinde Nijerya ve Afganistan'ın, Amerika Birleşik Devletleri’nden önde olduğu da var.

Haberde dikkat çekilen nokta, 2008 krizinden ağır darbe gören gelişmiş ülkelerin, Brezilya, Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan yeni ekonomilerle tam zıt özellikler göstermekte olduğu.

Haberde Fransız filozof Pascal Burkcner'in ülkesiyle ilgili ilginç bir değerlendirmesine yer verilmiş: "Bu eski kıtanın adeti, Fransa'da daha da yaygındır: Daha iyi yaşadıkça daha çok şikayet ederiz."

Haberde ayrıca, Fransa'da geçen yıl boyunca yaşanan sosyal güvenlik reformlarının, Fransızlar'ı geleceğe dair endişeli yapmış olabileceği yorumuna yer verilmiş.

Günün Önemli Haberleri