3'üncü kattan düşerek ölen Şevval 'Özgecanlar ölmesin' diye yazı yazmış
Abone olANKARA'nın Polatlı ilçesinde, eski hastane binasının 3'üncü katından düşerek ölen, 3 aylık evli Şevval Abanoz'un (21), 2015 yılında lise öğrencisiyken, Mersin'de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesinin ardından yerel gazetede 'Özgecan'lar için' başlığıyla yazdığı yazı ortaya çıktı.
Polatlı'da 21 Ekim 2021'de Samet Abanoz ile evlenen Şevval
Abanoz, geçen hafta cuma günü oturduğu evin yakınındaki
kullanılmayan eski devlet hastanesinin 3'üncü kat penceresinden
düşerek hayatını kaybetti. Şevval Abonuz'un cenazesi, Ankara Adli
Tıp Kurumu'ndaki işlemlerin ardından memleketi Kırıkkale'de
gözyaşlarıyla toprağa verildi. Şevval Abanoz'un ölümüyle
ilgili başlatılan soruşturma kapsamında, eşi Samet Abanoz'un
ifadesi alındı. Samet Abanoz, ifadesinin ardından serbest
bırakılırken, soruşturma sürüyor.
'Özgecan'ların ölmesini
istemiyoruz'
Şevval Abanoz'un, 2015 yılında
9'uncu sınıf öğrencisiyken Kırıkkale'deki yerel gazetede, 11 Şubat
2015'te Mersin'in Tarsus ilçesinde tecavüz girişimine
direndiği için minibüste öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan
Aslan için köşe yazısı yazdığı ortaya çıktı. Şevval Abanoz'un,
annesi Gamze Kutlu'nun 7 yıldır sakladığı gazetede, 'Özgecan'lar
için' başlılığıyla "Biz Özgecan'ların ölmesini istemiyoruz.
Onca genç kıza yapılan bu saldırılara karşı tavrımızı ortaya
koyalım. Çünkü daha fazla sessiz kalırsak yeni facialara sebep
olabiliriz. Bu faciaların önüne neden geçemiyoruz bir türlü? Bu
zamana kadar binlerce Özgecan canından oldu. Bundan sonra bunun
olmasına izin vermeyelim. Eğer bir genç kız evine gitmek için
otobüse binemeyecekse bizler gerçekten yeterince önlem almamışız
demektir" yazdığı ortaya çıktı.
'Şevval'ler de ölmesin'
Kızının, Özgecan
Aslan'ın öldürülmesinin ardından gazetede aktardığı duygularını
okurken gözyaşı döken Gamze Kutlu, "Kızım liseye gidiyordu. O
kadar duyarlı bir kız çocuğuydu ki Kırıkkale Gazetesi'nde
'Özgecan'lar ölmesin' diye yazı yazmıştı. Şevval'ler de ölmesin,
kimse ölmesin, kimsenin canı yanmasın" dedi.
Şevval Abanoz, kızının ölüme gitmesinden sorumlu tuttuğu eşi Samet Abanoz'un serbest bırakılmasına tepki göstererek, "Bu işte şaibeler var. Saatler uyuşmuyor. Hiçbir şey bize dedikleri gibi değil. Cuma akşamı saat 22.15’te damadıma ulaştım; 'Şevval'i buldunuz mu' dedim. Bana 'Hayır' dedi. 'Bulursan bana haber ver' dedim, 'Tamam' dedi. Madem bir suçun yok, neden her yeri kapatıp gidiyorsun? Neden yoksun ortada, neden acıma ortak değilsin? Benim kızım kara sevdaya tutuldu. Suçu sadece sevgiydi. Otopsi sonucu henüz çıkmadı. Çocuğumu ellerimle yıkadım. Çocuğumun kafası dışında hiçbir yerinde bir tane kırık, çizik, morartı yoktu. 3’üncü ve 5’inci kat diyorlar. Hiç mi oradan düşünce burnu kırılmaz, dişi dökülmez? Ben bunun cevabını isterim. Benim çocuğum orada bulunmuş. Kamera kaydı yok. Hiçbir görgü şahidi yok. Ne belli oraya çıkıp da kendini attığı? Bunu kim gördü, kim attı? Benim çocuğumun kanı yerde kalmasın. Benim çocuğum böyle bir şey yapmaz. Benim çocuğumun hayalleri vardı. Şevval'im için adalet istiyorum" diye konuştu.
'Evden tartaklayıp atıyorsun'
Baba Uğur
Kutlu da otopsi raporunu beklediklerini dile getirerek, "Bizi
rahatsız eden nokta, olayın başından itibaren dürüst bir şekilde
yanımızda durmamaları, bize sağlıklı bilgi vermemeleri oldu. Kendi
yorumlarıyla ifadeleriyle 'Atlamış' diyorlar. Otopsi
raporlarını bekliyoruz. Sonuçlandığında ondan sonraki süreci
değerlendireceğiz. Evden bir kız çocuğunu darbedip,
tartaklayıp, kolundan sürükleyip atıyorsun. Bunun sebebi sensin.
Kızım durup dururken mi gitti? Ona yaşattığın şiddet, sebep
sensin. Bunun hesabını vereceksin. Vicdanın rahat gezme.
Kendilerini masum ve şirin göstermeye çalışıyorlar. O çocuk ne
sebeple gitti oraya; gitti mi, götürüldü mü? Bunu öğrenmek bir
baba olarak benim hakkım. Bunun peşine ömrümün yettiği kadar
gideceğim. O benim kuzum, yavrum. Kanun cezasını vermezse bunu
cezasını Allah verecek" dedi.