33 şehidin dosyası yeniden açıldı
Abone olErgenekon Savcıları, 1993 yılında Bingöl’de 33 silahsız erin şehit edilmesi olayını ‘mercek’ altına aldı. 16 yıl önceki saldırıdan kurtulan 5 erin "tanık" olarak ifadesi alınacak
İkinci Ergenekon İddianamesi’ne gizli tanık ifadesiyle giren 16
yıl önceki saldırıdan kurtulan 5 erin ‘tanık’ olarak ifadesi
alınacak. Savcılığın talebi üzerine saldırıdan kurtulanlardan bir
erin ifadesinin polis tarafından alındığı, diğer tanıkların
ifadesinin ise önümüzdeki günlerde alınacağı öğrenildi.
24 Mayıs 1993 tarihinde Bingöl’de 33 erin şehit olduğu dosya
yeniden açılıyor. Ergenekon savcıları, ikinci iddianamemeye giren
saldırıdan kurtulan 5 erin ‘tanık’ olarak ifadesini alacak.
Savcılığın talebi üzerine saldırıdan kurtulanlardan bir erin
ifadesinin İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’nde alındığı diğer
tanıkların ifadesinin ise önümüzdeki günlerde alınacağı öğrenildi.
Tamamı sivil ve silahsız askerlere yönelik gerçekleştirilen
saldırı, 16 yıl sonra Ergenekon Soruşturması’nda ifade veren gizli
tanığın anlatımlarıyla ikinci iddianameye girdi. Ergenekon
Savcıları’na ifade veren gizli tanık örgütün ve Abdullah Öcalan’ın
1980 darbesinden önceden haberdar olduğunu, darbe öncesi Öcalan ile
örgüt üyelerinin gruplar halinde yurt dışına çıktıklarını iddia
etti.
ÖCALAN DARBEYİ BİLİYORDU
Gizli tanık Abdullah Öcalan’ın Pilot Necati’nin kendisini kontrol
etmek üzere görevlendirilen devletin adamı olduğunu söylediğini öne
sürdü ve iddialarını şöyle sürdürdü: “Öcalan, Şam’da Kızılay
Hastanesi yakınlarında, Hilalahmer
denilen bölgede Hasan Bindal tarafından kiralanan binanın 10’ncu
katında kalıyordu. Asansörde karşılaştık. Yanındakilere dokuzuncu
katta inen kişinin o katta oturan Türkiye Askeri Ataşesi olduğunu
söyledi. Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Güneydoğu
Anadolu’daki problemler konusundaki projeleri ise örgütte olumlu
karşılandı. Öcalan Lübnan’da bulunan Bekaa kampında basın
açıklaması yaparak tek taraflı ateşkes ilan etti. Özal’ın ölümü ve
Bingöl’de 33 askerin Doktor Süleyman(Kod) Sait
Çürükkaya kontrolündeki PKK örgütü mensuplarınca vurularak
öldürülmesi ile yeşeren umutların tamamen kaybolduğunu söyledi.”
Gizli tanık, PKK’nın tek taraflı ateşkes sürecinde olduğu, devletin
de çözüm arayışlarına girdiği dönemde PKK içerisindeki bir grubun
bu eylemi gerçekleştirmesine, bu
askerlerin de korumasız, silahsız olarak tehlikeli bir bölge
üzerinden gönderilmesine hiçbir zaman anlam veremediğini ifade
etti. İddianamenin son kısmında ise savcılar, elde edilen deliller
doğrultusunda Ergenekon Örgütü’nün bazı yönetici ve üyelerinin, PKK
Terör Örgütü ile ilişkide olduklarının tespit edildiğini iddia
ettiler. Ergenekon’un amaçları doğrultusunda kullanılacak kaos ve
çatışma ortamı oluşturmak, yönetimi baskı altında tutabilmek amacı
ile ülkede Türk- Kürt kavgası çıkartmak istediğini ileri süren
savcılar, iddianamede “Örgütün PKK’yı kontrol altında tutarak
gerektiğinde amaç ve hedefleri doğrultusunda kullandığının
anlaşıldığı” ifadesine yer verdiler.
OCAKTA DOSYA İSTENDİ
Ergenekon Savcılarının talebi doğrultusunda İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı, geçtiğimiz Ocak ayında ise Diyarbakır Cumhuriyet
Başsavcılığı’ndan saldırı davasının dosyasını istedi. ‘İvedi’
olarak istenilen 33 dosyanın bir nüshası failimeçhul olaylarla
ilgili dosyalar arasından çıkarılıp,
İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
SİLAHSIZ ASKERLERE REFAKAT EDEN YOKTU
Yıl: 1993... Yer: Bingöl... Çoğunluğu terhis olmuş ya da dağıtıma
giden 50 sivil asker iki minibüse bindi. Üniformaları ve postalları
çantalarındaydı. Ne silahları vardı ne ne kendilerine refakat eden
tek bir askeri personel. PKK yollarını kesti. Gece yarısına kadar
askerleri yürüttüler. Bazıları kaçmayı başardı. Saat 03.00’te
askerleri yolun kenarına dizdiler. Kalaşnikof, Bixi ve Kanvasların
emniyetlerini açtılar. Ve yan yana dizdikleri askerleri kurşuna
dizdiler. Hain saldırıda 33 Mehmetçik şehit oldu.
Gaziden 10 iddia
Bingöl’de, 24 Mayıs 1993’te birliklerine giderken terör örgütü
üyelerinin hain
saldırısından kurtulan Gazi Erdem Doğan bir gazeteye şu
açıklamalarda bulunmuştu:
1- Yola savunmasız ve korumasız bir şekilde çıkarıldık.
2- Önünden geçtiğimiz karakollarda değil de; ilginç yerlerde mola
verdik.
3- Molalar, bizi taşıyan sivil şoförlerin inisiyatifiyle
gerçekleşti.
4- Çok sık verilen molalarda şoförler sürekli telefon görüşmeleri
yaptı.
5- Baskının gerçekleştiği yere 10 dakika mesafede karakol
vardı.
6- Yolumuz kesildiğinde üzerimiz aranmadığı gibi soru da sorulmadı.
Sanki bizleri bekler gibi bir halleri vardı.
7- Her şey bir plan çerçevesinde işliyordu.
8- Bizi taşıyan şoförler serbest bırakıldı.
9- PKK kampına getirildiğimizde de üzerimiz aranmadı. Silahsız
olduğumuzu biliyorlardı.
10- Kampta ifademizi Şemdin Sakık aldı. Onu çok sonra
gazetelerde
çıkan fotoğraflarından tanıdım.