24 Haziran seçimleri için dün, son üçten geriye sayımın
başladığı gündü.
Başbakan Binali Yıldırım'ın Ankara'nın 6 ilçesinde
gerçekleştirdiği mitingleri ekibiyle beraber izleme imkanı
buldum.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki sadece miting alanlarında değil
geçtiğimiz her yerde Binali Yıldırım'a büyük bir sevgi gösterisi ve
teveccüh vardı. Binali Yıldırım da bu teveccühü karşılıksız
bırakmayarak hep aynı güleryüz ve samimiyetle kucakladı
insanları.
Ankara mitinglerinin en çarpıcı kısmı ise Sincan mitinginden
Polatlı mitingine konvoyla değil Yüksek Hızlı
Tren'le geçmek oldu.
Ankara'dan İstanbul'a, Konya'ya, Eskişehir'e giden hızlı tren
Yozgat, Sivas ve Erzincan'a da gitmeye hazırlanıyor. Hedef
demiryollarında bu projelerin Doğu'ya kadar her ili kapsaması.
Binali Yıldırım'ın yüksek hızlı tren projesindeki emeklerini
biliyoruz. Dolayısıyla şimdi imzasını taşıyan bu projeyle bir
mitingden diğerine giderken eminim bunun gururunu yaşıyordu.
Trende sohbet ederken bunu da hatırlayarak Başbakanlığı
döneminde içine en çok sinen, "iyi ki bana nasip
oldu" dediği projenin hangisi olduğunu sordum
kendisine.
"Hangi birini sayayım ki..." diyerek devam etti:
"Projelerin hepsi çok anlamlı, çok güzel projeler yaptık.
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye'ye çağ atlattık. Alt
yapıda, yollarda, havaalanlarında, demiryollarında, denizcilikte,
limanlarda, haberleşme, internette, sosyal medyada, bütün bu
alanlarda Türkiye 2002 yılında dünyada 39. sıradaydı şimdi 9.
sıraya yükseldi. Bunlar hep son 15 yılda oldu".
"Ama illaki biri gözbebeğinizdir"
demem üzerine "Şu proje nasıl mesela?" deyip, bana
içinde bulunduğumuz yüksek hızlı treni işaret
etti.
Ardından "Bu da 100 yıllık bir hayaldir...
Cumhurbaşkanımızın indiği, dünyanın en büyük havalimanı da bizim
mega projelerimizin başında geliyor. Avrasya Tüneli var, Marmaray
var asırlık rüya... Denizin altından iki kıtayı birleştiren...
Yavuz Sultan Selim Köprüsü var, Osmangazi Köprüsü var, Ovit Tüneli
var, Cankurtaran Tüneli var... Yani bundan sonra bir kısmını
Muharrem İnce'ye liste olarak vereceğim, o saysın. Ben yoruldum,
sen devam et diyeceğim. Anlatacak bir şeyi yok çünkü"
cevabıyla Muharrem İnce'ye de gönderme yapmadan geçmedi.
Peki onlarca büyük projenin içinde isteyip de yapamadığı, içinde
kalan bir proje var mıydı?
Başbakan Binali Yıldırım bu soruma da kendine has, muzip
üslubuyla cevap verdi:
"İçimde kalan hiçbir şey yok. Daha ne olacak?
Türkiye'nin 94 yıllık yönetim sistemini değiştirdik. Başbakanlığı
kendi elimizle tasfiye ettik ama durup dururken değil. İşler
bitince tasfiye ettik. Her şeyi yapınca artık dükkanı da kapatmak
gerekiyordu, onu da yaptık".
Gelelim seçimlere...
Seçimlere birkaç gün kala son tabloyu şöyle değerlendirdi:
"CHP'nin dahil olduğu ittifakın dört tane resmi ortağı
bir tane gizli ortağı var. Bu gizli ortak da HDP. Buna rağmen
geldiğimiz noktada iyi bir tablo var. Durum istediğimiz şekilde
Elhamdülillah, milletimizin desteği tam. Coşku, heyecan dorukta.
Bunun bereketini sandıklarda göreceğiz. İnşallah Pazar günü
milletimizin destekleriyle oylarıyla bu işi
bitireceğiz."
Torunlarına düşkünlüğünü bildiğimiz Binali Yıldırım'a
seçimlerden sonraki planını sordum.
Torunlarıyla bir tatil düşünüyor muydu acaba?
O da bana dedesinin bir sözüyle cevap verdi:
"Eskiden tarlaları sulamak için ark kazardık biz. Benim
rahmetli dedem birisi çok yorulduğu zaman derdi ki; evladım sen çok
yoruldun, kazmayı bırak da küreği al. Biz de 25 Haziran'dan
itibaren kazma bitti, kürek işi var."
Yani anlayacağınız "durmak yok, yola
devam" dedi.
Son olarak özellikle sosyal medya kullanıcıları için bir mesaj
istedim kendisinden. Mesajı elbette videolu verdi. Sizler için onu
da aşağıya bırakıyorum. İzlersiniz. Ama özetle mesajdan çıkan
sloganı buraya da yazayım: "Yolda hız felaket,
internette hız berekettir. Tepe tepe kullanın"