Bir kere daha belirtelim ki, hiç bir gelişmiş ülkede Y.Doç.
ünvanı yoktur.1982 askeri yasa ile YÖK kurulurken rahmetli
İ.Doğramacı tarafından oluşturulmuştur. Uygulamalarda artılarından
çok eksileri görülmektedir
Mahsurları nelerdir?
1/Bütün dünyada kabul edilen ve önemsenen Dr./sanatta yeterlik
ünvanları, “Öğr.Üye” sınıfından Öğr. Gör.sınıfına
düşürülmüştür...
2/ Bütün dünyada kabul edilen ve önemsenen “Dr./sanatta
yeterlik tezleri”, normal tezlere dönüştü rülmüştür.
3/Bütün dünyada kabul edilen ve önemsenen Doç. tezleri tek
başına kalmıştır.Yabancı dili aşan he akademisyene kolayca Doç.
olma imkanı sunulmuştur.
4/ Yabancı dil, bilimselliğin önüne geçmiştir.
O halde Y.Doç.lik neden kaldırılmalı? Uygulamalarla neler
oldu?
1/ Dr./sanatta yeterlik yapanlar, ÜDS/YDS geçince, -bekleme
süresi olmadığından - 1/2 yıl geçmeden Doç. sınavlarına
girdiler ve Doç. oldular.
2/1/2 senede nasıl yeterli dosya oluşturulduğu da ayrı bir
soru.
2/ ÜDS/YDS aşamayanlar -yeni kurulanlar
dahil- üniversitelerin “kendi yaptıkları yabancı dil
sınavları” ve “kendilerinin belirlediği” komisyonların dosyaları
olumlu bulmaları ile Y.Doç. oldular. Ve, orada tıkandılar...
3/ Üniversitelerin yabancı dil desteklemesiyle genç,/tecrübesiz
Y.Doç. olanların sayısı arttı ve üniversitelerde
Y.Doç.ler yığılması yaşanmakta...
4/İdari görevlerde Y.Doç.ler ağırlıkta...
5/Y.Doç. lik sadece maaşın artmasına ve bir derece
yükselmeye yardımcı oluyor.
Ama, bunun akademisyene maddi olarak yararı var, ama, akademik
eğitime/bilimselliğe zerre kadar yararı yok... Yurt dışından gelen
akademisyenler karşısında -özellikle Türk Cumhuriyetlerinden-
mahcup olunuyor.
Çünkü;
O kadar çok ders yükleri ve idari görevleri var ki, dosya
oluşturmaları çok zor...
Ayrıca, tanıdık komisyonlar nedeni ile Y.Doç.liğin
akademik/sanatsal ağırlığı/ciddiyeti/yeterliği de yara
alıyor…
O halde, şimdi söyler misiniz;
1/Y.Doç. bir ünvan mı, yoksa geçici bir kadro mu/rahatlama
mı?
2/Yoksa; yabancı dil barajı yüzünden Doç.
olamayanlar için verilen kandırmaca bir kadro mu?
Gelin, gerçekçi olalım, “bağcıyı dövmeyelim üzüm yiyelim”;
Hazır Ocak 2014 içinde çıkacak Torba Kanuna bir madde daha
ekleyelim, reform yapalım.
1/1982 YÖK yasasındaki Dr./sanatta yeterlik’i
tekrar “öğretim üyesi” sınıfına alalım ve “Y.Doç. liği
“kaldıralım…
2/Yabancı dili aşamayan birikmiş 8 /10 yılı dolduran Y.Doç.leri,
bir defaya mahsus ÜDS/YDS den muaf yapıp, bilimsel çalışmaları ile
değerlendirelim, müktesebi olan ünvanları verelim,
3/Üniversite sayısı 170’i aşmışken, onların da
tecrübeli/yetenekli öğretim üyesi ihtiyacını giderelim…
Sn. Rektörlerimiz, Sn. YÖK Başkanımız, Sn. YÖK Kurulu Üyeleri,
Sn. TBMM Milli Eğitim Komisyonu Üyeleri Milletvekillerimiz;
Göreceksiniz;
Akademik alemde üretimin nasıl artacağını,
Akademik barışın nasıl geleceğini…
İnanın…
Not: Akademisyenler, üniversitelere getirilen afların eğitime
zarara verdiğini, dönenlerin %10 unun devam ettiğini/başarılı
olduğunu söylerken, son çıkarılan sınırsız af konuya tuz
biber ekmişti. Sınıflarda 20 yaşındakilerle 50 yaşındaki
–emekli olmuş- öğrenciler bir arada –amca, abi, teyze, abla
diyerek-pedagojik formasyon kuralları dışında eğitim yapmaya
çalışmaktaydı. Sn. Başbakan’ın Edirne konuşmasında “artık sınırsız
af yok, 5-6 yılda bitirdin, bitirdin, yoksa güle güle, bunlar
okulları anarşi yuvaları haline çevirdiler” sözleri üzerine YÖK
Başkanı Sn.Çetinsaya bir açıklama yaptı “Rektörlerden bu konuda
istekler geldi. Böyle bir çalışma var, ama kesinleşmedi” dedi.
Basında da Rektörlerin gönderdiği belirtilen sınırsız afla ilgili
olumsuzluklar maddeler halinde yazıldı. Akademisyenler merak
ediyor; Sn. Rektörlerimiz, YDS ve Y.Doç. liğin olumsuzlukları
hakkında da YÖK’na görüş bildirmiyorlar mı? Özellikle YDS ile,
sanat/spor alanlarına verilen zararları -özel konuşmalarda
dillendirip- resmiyete dökmüyorlar mı?