18 yıl sonra çıkan Apo mektubu
Abone olBir gazetecinin notları arasından çıkan mektup, Öcalan'a şimdilerde sırt dönen bir yöneticinin ona nasıl övgüler düzdüğünü gösteriyor.
Gazeteci Tutkun Akbaş, son kitabında faili meçhule kurban giden
Binbaşı Ersever’in kayıp kitabında yer alan bir mektubu
yayımladıMektupta Irak Cumhurbaşkanı Talabani, terör örgütü lideri
Abdullah Öcalan’a “Yüce muhterem kardeşim Abdullah Aziz Apo”
şeklinde hitap ediyor..
Gazeteci Tutkun Akbaş, 1993’te faili meçhul bir cinayete kurban
giden ve JİTEM elemanı olduğu öne sürülen binbaşı Ahmet Cem
Ersever’in kayıp kitabı “Şam’daki Kemancı”da yer alan ilginç bir
mektuba son kitabında yer verdi. Ersever’in hiç yayımlanmayan
kitabında, 18 yıl önce, dönemin KYB lideri olan Irak Cumhurbaşkanı
Celal Talabani’nin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’a
yazdığı mektup bulunuyor. Talabani, “Yüce muhterem kardeşim
Abdullah Aziz Apo” sözleriyle hitap ettiği Öcalan’dan, 6 ay - 1 yıl
için ateşkes yapmasını, bu sürede Türkiye Cumhuriyeti ile siyasi
çözüm yolları aramasını istiyor. Akbaş “Cem Ersever’in Son 90 Günü
ve Kayıp Kitabı ‘Şam’daki Kemancı’”da, Ersever’in kitabında yer
alan ve 1991’de yazılan mektubu yayımladı. Ersever’in kayıp
kitabındaki mektupta Talabani Öcalan’a, siyasi çözümün sağlanması
yolunda Türkiye Cumhuriyeti ile PKK’nın açık veya gizli bir anlaşma
yapabileceğini söylüyor. Akbaş’ın kitabında aynen verdiği mektubun
önemli bölümleri şöyle:
‘Sıcak selamlar’
“Yüce muhterem kardeşim Abdullah Aziz Apo sıcak selamlar
Sana bazı doğruları izah etmek için mektubu gönderiyorum. Artık
bütün Kürt liderler uluslararası hükümetleri her şeyi açıklamalı.
Ortadoğu’daki içinde Kürtlerin yaşadığı ülkelerin hükümetleri
beynelmilel hükümetlerce denetlenmeli, hareketleri
sınırlandırılmalıdır. Bu çok önemli bir konudur, özellikle
Kürtlerin haklarını kazanabilmeleri için Moskova’da yenileşme oldu.
Avrupa’da ortak pazar çıktı, dünya değişti, demokratikleşme dünyaya
yayılıyor. Avrupa’nın amacı önce Avrupa’yı sonra dünyayı
birleştirmek. Avrupa insana özgürlük veriyor... Hürriyet, demokrasi
veriyor. Bütün bunlar bizim gibiler için büyük bir hizmettir... Ama
ben asıl konumuza geçiyorum. Bizler için yararlı yararsız birçok
nokta var. Yararları olanlardan bahsedeyim. Birincisi, partinin
demokratik ilkelerini yayınlamak; ikincisi insanlara haklarını
vermek; üçüncüsü cumhuriyetlere özgürlüklerini vermek; dördüncüsü
sınırları tespit etmek; beşincisi ise artık tek parti
diktatörlüğünün sona ermesi. Bize faydalı noktalar bunlar...
‘ABD yardım etti’
Moskova siyaseti sonrası ABD artık dünyayı etkiliyor... Soğuk
savaşı bitirdi. Sonuçları şunlardır: İki kutup (doğu - batı) bitti.
Bizler gibilere eziyet de bitiyor. Bizler gibilere, demokrasi
arayanlara Avrupa ve ABD’den yardımlar oldu.
Tarafların sorunları masada tartışarak çözmesi yararlı olandır.
Bakın, bunlara birkaç örnek Kamboçya, Afganistan, Yugoslavya,
Etiyopya, Güney Amerika, Doğu Moskova, Baltık cumhuriyetleri.
Terörizmi beynelmilel bir kanun ile durdurmak gerekir.
Köylerin silah zoruyla katılımını istemek yanlıştır. Biz böyle bir
kurban verdik. Sibibara böyle bir kurbandır.
Devrim nasıl olur: Millete yavaş yavaş bu fikir
aşılanır, sonunda bütün millet hep birden ayaklanır. Devrim olur.
Devrim mal gibi ithal ve ihraç edilmez. Artık devrim zamanları
geçti. Bu devrimden vazgeçmek anlaşılmasın. Devrimi başarmanın
koşulları çoktur. Sürat lazımdır. Milletin sesine kulak
verilmelidir. Konuşma sonuç vermezse silah kullanılsın. Görüşme
istediğini Birleşmiş Milletler önünde açıklayalım. Onların
desteğini kazanalım. Burası çok önemlidir.
Aziz kardeşim,
Başka bir konuya geçelim. Bu da Kürdistan’la ilgili söylediğimiz
noktalar olmazsa başarılı olunmaz... Şu bir gerçek ki Kürdistan’ın
uzak görüşlü liderleri yok... Bazı ülkeler bize iktisadi konularda
yardım ediyor. Silah veriyor. Her türlü yardıma rağmen hâlâ
başarılamadı. Bizden yana bazı beynelmilel değişiklikler oldu ama
bunları yeterli görmeyelim. Mücadele etmemiz lazım, treni
kaçırmayalım. Bir atasözü var, Kürt’ün aklı iş geçtikten sonra
başına gelir. Bunu kendimize tatbik etmeyelim. Geçirdiğimiz bunca
zorlu günde ders almadık. Görüşmeler oldu bazı şehitler verildi...
Bunlardan ders almadık. Anlaşma çalışmaları savaştan uzun sürdü.
Kürtlere verilen zararlar diğer büyük ülkelerce bilinmiyor...
‘Zayıf noktamız’
Kürt liderler için yenilik şarttır... Bu liderler yeni hayat
şartları ile aynı düzeye gelmelidir ve yeni düzeni anlamalıdır.
Kürt liderler için önemli bir şart da herkese karşı diplomatik
denenmesidir, kullanılmasıdır. Bunun önemini çok iyi bilmeliyiz. Bu
nokta bizlerin zayıf taraflarıdır. Düşman bunu iyi biliyor ve bu
zayıf noktamızı kullanıyor. Kürdistan’ın önemli bir konusu da
silahsızlanma olmalıdır. Kardeşlerin birbirine düşmemesi gerekir...
Kürdistan cephesinde birbirimiz aleyhinde konuşmayalım... Kürtler
içinde yaşadığı devlet aleyhinde iş yapmamalı, yaptıklarını da
devlet bilmelidir...
Aziz kardeşim,
Kendimizi Irak Kürdistanı içinde işleyelim, gayret edelim... Biz
sizleri dinliyoruz. Irak’ta başka devlete izin vermeyelim. Biz, şu
anda sınıra geldik.
Başka bir devlet ise (Türkiye gibi) sınırdan girdi, silahlı saldırı
oldu. Halbuki bu gibi işler Saddam’dan başka kimseye hizmet etmez.
Ben diyorum ki kitap, dergi, gazete gibi şeylerle fikir ve kültür
mücadelesi çok önemlidir. Türkiye’de Kürt cepheler tek lidere
bağlanmalı ve kötü laf söyleme, birbirini karalama durmalıdır.
Saldırı Kürt milletini vurur, Saddam’a hizmet eder...
Sana diyorum ki; İlan et; ister açık ister gizli, ateşi bir yıl
veya 6 ay kes, istersen zamanı uzatabilirsin. O arada oturup
konuşulur ve siyasi çözüm aranır.
PKK ile hükümet arasında açık ve gizli bir anlaşma olur.
Milletvekilleri ile hükümet arasında bir anlaşma olur. Bu size çok
faydalıdır. Kan dökülmesini durdurur. Turgut Özal’dan Süleyman
Demirel’e kadar onlarla anlaşalım...
Zafere kadar yardımlaşalım. Görüşmek ümidi ile.
25.10.1991
Kardeşin C. Talabani.”