15 Temmuz darbe girişimi yüce Allah’ın inayetiyle geri
püskürtüldü, 241 şehit, bini aşkın yaralı ve esir alınmış
generaller... Olsun bu ülke düşmanın pençesinden kurtuldu ya,
sen ona bak. Üstelik onurlu bir milli bayram bize bahşedildi. Öyle
bir Kahramanlık destanı ki 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı
kıskandıracak bir milli bayram, bu bayramın kahramanları
kahramanlar ilelebet hayırla yad edilecekler.
Yüce Allah önce Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın
kalbinden korkuyu aldı, vatandaşa seslenerek halkı sokaklara davet
etti. Ölümüne sokağa dökülen halk akıl almaz bir tarzda vatanını
müdafaa etti, hainler neye uğradıklarını şaşırdılar.
Kimi babayiğitler Ömer Halisdemirler gibi hain komutanlarının
alnına kurşun dayadı, kimi birlikler komutanın verdiği ateş emrine
uymadı, kimi vatandaş tankların altına yattı, kimi askerlerin
ellerinden silah düştü ve halkın tarafına geçtiler. Tabi ki Birinci
Ordu komutanı Ümit Dündar’ın “Bu bir korsan darbe
girişimidir” demesi de Anadolu insanına müthiş bir umut ve
moral oldu.
15 Temmuz gecesinin motivasyon kaynağına gelince; Sala, Ezan,
Tekbir, Vatan ve Bayrak oldu.
Sokaklara dökülen vatandaş da bu değerlere bağlı olan ya da bu
değerlere saygı duyan kimselerdi. Bundan sonra artık kimse bu
memlekete bu değerleri sahiplenen kimselere “gerici,
mürteci” diyemeyecek, bu bile bu memleket için tek başına
yeterli bir kazanımdır bence. Çünkü böyle basit kavramlar üzerinde
kirli politika yapanlar oluyordu.
Bir ankete göre sokağa çıkan vatandaştan ilk soruda,
%62 Dinim ve vatanım için,
%15 Recep Tayyip Erdoğan için,
%10 Demokratik düzen için,
Diğerleri de askerleri sevmediğim için sokağa çıktığını
söylüyorlar, tabi sonraki sorular birbirini tamamlıyor. Ayrıca
birinci ve ikincinin toplamı %77’ye tekabul ediyor. Anadolu
insanının durumu bu, beğenirsiniz beğenmezsiniz. Ancak bu
ülke tüm vatandaşlarındır, düşüncesi ne olursa olsun her vatandaş
özgür bir şekilde, huzur içinde yaşama hakkına sahiptir.
27 gün süren 81 il “Milli İrade Nöbeti”ne
gelince. Tıpkı 81 il akademisi gibi, 15 Temmuz ruhuyla nöbet
tutuldu, saat 24-1’lere kadar konuşmacılar ve sanatçılarla gece
değerlendirilirken, ondan sonra erkeklerin sabaha kadar devam
etikleri nöbet, muhabbet, ibadet ve zikirle devam etmekteydi. Tabi
Diyarbakır’da böyleydi başka taraf adına pek bir şey diyemem, benim
devamsızlık günlerim ise sadece üç gece oldu.
*Darbelerin ülkemize verdiği zarar,
*Ülkemizden ne istiyorlar,
*FETÖ'nün kumpasları,
Dile getirilerek Anadolu insanı bilgilendirildi, uyanık duruma
getirildi. İnsanlarımız arasında birlik beraberlik ruhu
geliştirildi.
Dünyanın ibretle izlediği bu mega okulun her yaştan öğrencisi
var devam devamsızlık sorunu olmadığı halde sınıf daima tıklım
tıklım ve son günün heyecanı ilk günden fazla, bitmesini
istemeyenler, bitti diye ağlayanlar dahi vardı.
Hele bir “Yenikapı ruhu” diye bir kavram oluştu
ki galiba bu birliktelik “söz konusu memleket ise gerisi
teferruattır” ifadesine apaçık bir misal oldu.
*HDP’nin neden orda olmadığı ise bu son terör saldırılarına
karşı gösterdiği tutumu yeterince ifade ediyor galiba.
Cumhurbaşkanı ve arkadaşları bu ülkede Kürtlerin ve Dindar
insanların haklarına sahip çıktılar Yüce Allah onları Anadolu
insanına sevdirdi. Şeytanın kıskanarak izlediği bu durum inşallah
hep devam edecek ve ülkemiz bu gereksiz sorunlarla boğuşmaktan
kurtulacak ve her şey eskisinden daha iyi olacak.
Amin demeniz dileğiyle.