15 bin kişi işsiz kalabilir !
Abone olMerkez Bankası'nın uygulamalarını eleştiren Cavit Çağlar'dan alarm: Dayanacak gücüm kalmadı!
Kura karşı önlem isteyen sanayiciler 'Enflasyon lobisi değiliz'
diyor. Çağlar: Her satılan malda zarar ediyoruz. Sorumlu Merkez
Bankası. Prim ödeyemiyorum, ancak birkaç ay dayanabilirim...
Radikal Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan, Çağlar'ın köşesine
taşıdı:
Yazı: İsmet Berkan
Kaynak: www.radikal.com.tr
- Dövizin fiyatının düşüklüğü tartışması bitmiyor,
bitemiyor. Çünkü bu sadece basit mekanik bir para politikası
tartışması değil Türk sanayinin geçirmekte olduğu değişim
sancılarının tartışması.
Önce okumayanlar için iki gündür bu köşede çıkan yazıların özetini
vereyim: Merkez Bankası son olarak 5.5 milyar dolarlık bir alım
yaptığı halde doların fiyatını yerinden kıpırdatamadı, tam tersine
dolar düşmeye devam ediyor. Piyasadan dolar alarak dövizin fiyatı
artırılamıyorsa geriye pek çok kişiye göre tek bir silah kalıyor,
MB'nin gecelik borçlanma faizinin düzeyi. Şimdi, daha önceki
dönemlerde olduğu gibi MB'nin bu faizi daha da düşürmesi talep
ediliyor. Ama bana göre (ve başkalarına göre de) bu faizin düzeyi
ile dolar kurunun düzeyi arasında bir ilişki de kalmadı, hatta
ilişki ters yönde işlemeye başladı, yani faizin düşmesi doların
daha da düşmesine bile sebep olabiliyor. O zaman ne yapmalı? Reel
sektörü temsil eden kimi sanayiciler, 'MB dolar alsın, gerekirse
para bassın' diyorlar. Yani MB 5 değil de mesela 20 milyar dolarlık
bir operasyon yaparsa doların fiyatının artacağına inanılıyor. Bu
kadar doları alacak TL yok, o yüzden para basmak lazım, yani
enflasyon yaratmak lazım. İşte o yüzden bu talepleri dile
getirenler için 'Enflasyon lobisi' tabirini kullandım dün ve önceki
gün.
Kullandım ama bakın dün aldığım bir mail'de bir sanayici, 'Eğer biz
enflasyon lobisiysek siz de sermayenin papağanlarısınız, sizden
böyle bir yorum, pes doğrusu' diyordu. Kuşkusuz okurum sanayiciyi
çok kızdırmıştım ve eminim onun da haklı olduğu yönler vardı.
Sadece mail almadım bu tabiri kullandığım için, çeşitli telefonlar
da geldi. Mesela, sabah sabah Cavit Çağlar aradı. Çağlar'ın Yeşim
Tekstil'i Türkiye'nin en büyük tesislerinden biri, belki birincisi.
Bakın neler diyor Cavit Çağlar:
"Başıma neler geldi, hâlâ daha ne badirelerle uğraşıyorum
biliyorsun, bir kere bile yakınmadım, ağlamadım ama bugün ağlamaklı
durumdayım, bunca yıllık emeğimin, sermayemin gitmekte olduğunu
görüyorum. Bakın ben bankalardan bir kuruş kredi alamıyorum, ama
Allah'a şükür işimi götürüyordum. Bu ülkede bir kuruş bile faiz
ödemeyen bir sanayiciyim, çünkü kredi borcum yok. Ama yine de
dardayım, şimdi SSK primlerini falan ödeyemiyorum. Bunun tek nedeni
de doların fiyatı.
"Ben 2003 yılında dolar 1600'ken fiyat vermişim. Bugün hâlâ o
fiyattan mal satıyorum dışarıya. Ama bugün dolar olmuş 1.320.
İşçime yapmışım üç yılda yüzde 65 zam. Yani 3 yıl önceye göre çok
daha az fiyata satıyorum malımı. Kâr etmiyorum hatta zarara
giriyorum her sattığım parçada. Dayanacak gücüm kalmadı.
"Bu hükümeti ve makro politikalarını çok beğeniyorum, kimsenin
başaramadığını başarıyorlar ama enflasyonu bu kadar hızlı düşürmek
doğru olmadı. Ben Merkez Bankası Başkanı'nı suçluyorum, hükümeti o
yanıltıyor. Özerk olmak başıboş olmak demek değil ki.
"Merkez Bankası gerekirse para bassın, toplasın bu dolarları ve
kuru yükseltsin. Faizleri de öyle 0.25 falan değil radikal bir
biçimde düşürsün, mesela 8'e indirsin bak kur yükseliyor mu
yükselmiyor mu?
"Birkaç ay daha ya dayanırım ya dayanamam, 15 bin işçimi bankam
battığında yarı yolda bırakmadım ama bugün onları işten çıkarmak
zorunda kalabilirim. Sadece ben değil başka pek çok işletme bu
durumda. Bir anda 1 milyon, 2 milyon kişi işsiz kalabilir. Bunları
söylemenin adı enflasyon lobisi olmaksa evet ben enflasyon
lobisiyim, kabul."
Evet, eksiği var fazlası yok Cavit Çağlar'ın sözlerinin.
Sabahtan öğlene kadar daha pek çok mail ve telefon aldım. Bu
telefonları eden sanayici ve işadamları hep Cavit Çağlar'ınkine
benzer görüşler dile getirdiler ama isimleriyle bu sözlerin
yazılmasını istemediler.
Öğleden sonra Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı ile
konuştum bu kez. Satıcı, daha önce Cavit Çağlar'ın söylediği türden
şeyleri çok kez söylemiş, hatta bir seferinde 'Türk sanayiinin
altyapısı yok oluyor' gibi iddialı bir uyarıyı da yapmış bir insan.
İşte Satıcı'nın sözleri:
"Bir kere, biz enflasyon lobisi falan değiliz, enflasyon bizim de
işimize gelmiyor. Bizim tek istediğimiz, iyiye giden ekonomiden
üretici ve ihracatçılar olarak hak ettiğimiz payı almak.
"Türkiye'de artık üretici sektörler kâr edemiyor. Bu sektörlerin
yeniden kâr etmesini ve böylece ayakta kalmasını sağlamanın yolu
kuru yükseltmekse kur yükselmeli, enerji fiyatını indirmekse o
indirilmeli, işçiliğin fiyatını düşürmek için istihdam vergilerini
azaltmaksa o azaltılmalı. Ama ne yapılacaksa bir an önce
yapılmalı.
"Bizim üzerimizde YTL'nin yarattığı yüzde 20'lik bir yük var. Bu
yüzde 20'yi geri kazanmak bizi çok rahatlatır.
Çünkü sistemin kâr üretmesi gerekiyor.
"Bakın bir mekanizma anlatayım... 2003 yılında bu hükümet iktidara
geldiğinde dolar 1 milyon 650 bin liraydı. Ayrıca o günden bugüne
yüzde 53 enflasyon yaşandı. Şimdi dolar kuru 1.320 YTL. Yani, yüzde
53 enflasyondan, yüzde 20-25 de kurdan gelmiş. Adam 2003'te bir mal
için 10 dolar diye fiyat vermiş, bugün 'Bizde kur düştü, işçime zam
yaptım, enerji pahalandı artık bu malı sana 16 dolara satacağım'
diyemiyor, derse o pazarı kaybediyor. İnanın bugün bizim
ihracatçımız pazarını koruyabilmek için sıfır kârla veya zararına
mal satıyor.
"Biz bu ülkede yaşıyoruz. Benim, çocuklarımın geleceğiyle bu
ülkenin geleceği paralel. Neden ülkemin kötülüğünü isteyeyim. Tek
istediğim, sermayemizi koruyabilmek, makul bir miktar kâr ederek
ileriye bakabilmek."
Evet, 'reel sektör' böyle diyor.