12 dev kadın Adalar'dan aday oldu
Abone olHDP'nin adalardaki tüm başkan ve meclis adayları kadın... 12 kadın aday, ile konuşan Şirin Payzın, izlenimlerini Radikal için yazdı.
HDP'nin Adalar'daki tüm başkan ve meclis adayları kadın. 12
kadın adaydan ikisiyle, Adalar Belediye Başkan Adayı Kayuş Çalıkman
Gavrilof ve Meclis üyeliği için aday olan Ekaterini Nikolao ile
konuşan Şirin Payzın, izlenimlerini Radikal için yazdı. Nikolao ve
Gavrilof "Yıllardır yapılmayanı yapıp halkı yönetime
katacağız, bundan daha çılgın proje mi olur" diyorlar.
İşte Şirin Payzın'ın yazısından çarpıcı bölümler:
30 Mart yerel seçimlerinde HDP bir ilki
gerçekleştiriyor. Adalar belediye başkan ve meclis üye adaylarının
tamamı kadın. ‘12 dev kadın’ harıl harıl çalışıyor.
Aralarında Rum var, Ermeni var, Türk var. Ortak özellikleri kadın
olmaları, siyasetteki kadın gücüne inanmaları ve yeşile, adalara
sahip çıkmaları. Hedef sadece yerel seçimlerde adaları kazanmak
değil. Hedef, kadın hareketini, kadının siyasetteki varlığını
kanıtlamak. Başkan adayı Kayuş Çalıkman Gavrilof ve meclis üyesi
adayı Ekaterini Nikolao ile buluştum. İkisinin de enerjisi , siyasi
duruşu ve mücadelesi sadece İstanbul’a değil Türkiye’nin geleceğine
çok şey katacak. Sloganları “Ada senin aday senin“ . İkisi de
“Başka türlü bir siyaset biçimi mümkün” diye yola
çıkıyor. Sonuçtan çok , siyasete getirecekleri yeni söylem önemli
ikisi için de.. Bu toprakların acı çekmiş ailelerinin çocukları.
Ama geçmişe değil geleceğe bakıyorlar.
Kim olduğunuzla başlayalım. Kimsiniz? Nerede doğdunuz,
büyüdünüz?
Kayuş Çalıkman Gavrilof: Ben HDP’nin Adalar
belediye başkan adayıyım. Kınalıada’dan aday gösterildim. Ama
aslında Boğaz’da yaşadım hep. Son bir senedir yaz kış Kınalıada’da
yaşıyorum.
Ekaterini Nikolao: HDP belediye meclisi üyesi
adayıyım. Aslen Çengelköylü’yüm. 4 yaşımdan beri yazları
Burgazada’ya gelirim. Aile evimiz var. 1960 yılında almışız. Son 14
senedir yaz kış adada oturuyorum. Koyu bir ada hayranı hatta
milliyetçisiyim. Başka yerde oturmak da istemem.
Gavrilof: Anne tarafımın tamamı İstanbullu. Kaç
nesil bilmiyorum ama eski İstanbulluyuz biz. Baba tarafım ise dedem
Adapazarlı ama aslen Karslıymışlar. Ani şehrinden yani. Babaannem
tarafı Kayserili. Babaannemin babası gazeteci olduğu için
İnebolu’da yaşıyorlarmış. Tehcir sırasında sağ kalmayı başarmışlar.
Babaannemin babası da ailesini toplayıp İstanbul’a yerleşiyor.
Sonra babaannemin babası ve bütün aile 1923’de Ermenistan’a göç
ediyorlar. Babaannem bir tek burada kalıyor. Onlar da bir süre
Romanya’ya gidiyorlar. Babam orada doğuyor sonra tekrar İstanbul’a
dönüyorlar.
Nikolao: Benim babam Rum, annem Ermeni. Annemin
ailesi tehcir sırasında Musul’dan kaçıp geliyorlar. Büyükbabam
anneannemin ailesini tehcirden kurtarıyor. Bursa Orhangazi’ye
yerleşiyorlar. Varlık Vergisi dönemini yaşamışlar. Sonra İstanbul’a
taşındılar. Karaköy’de bakkal dükkânı vardı. Baba tarafım
Çengelköylü. Rumcayı hem yazar hem konuşurum ama Rumca
konuşabileceğim fazla insan kalmadı, o nedenle hâlâ Yunanistan
Konsolosluğu’nun açtığı kurslara gidiyorum dilim yaşasın diye.
Ermeniceyi de konuşuyorum. Ama aile içinde ortak dilimiz hep Türkçe
oldu. Halalarım 1964’te Yunanistan’a gitmek zorunda kaldılar.
Kuzenlerim orada hâlâ. Yunanistan’da yaşıyorlar. Türkiye’ye 17
yaşındayken bir kez geldiler sonra bir daha hiç gelmediler ama
Facebook’u açsanız baksanız doğum yerleri İstanbul görünür hâlâ.
İstanbul doğumlu olduklarını orda görünce içim acır, beni çok
hüzünlendirir.
Gavrilof: Ben kendimi İstanbullu olarak görüyorum
mesela. Bana Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Ermeni denmesini de çok
garipsiyor ve tepki gösteriyorum. Herhangi bir Türk’e siz ‘Türkiye
vatandaşı Türk’ diyor musunuz? O zaman benim Ermeni ya da başka
kökenden olmamı vurgulamak niye? Tabii ki bu ülkenin herkes gibi
vatandaşıyım ve Ermeni olmakla da gurur duyuyorum.
Nikolao: Burası bizim vatanımız. Siz yokken biz
buradaydık. Birçok aileden daha eski geçmişi var benim ailemin
İstanbul’da . Başka yerde yaşamayı, Yunanistan’a yerleşmeyi hiç
düşünmedim. Onlar Helen. Biz Rum’uz. Vatanımız bizim burası.
HDP çatısı altında siyaset yapmaya karar verdiniz. HDP’nin
bir Kürt partisi olduğunu düşünenler çok. Sizin partide olmanıza
şaşırıyor mu seçmen?
Gavrilof: HDP sadece Kürtlerin partisi değil.
Kürtler de bu partinin bir birleşeni. İçimizde sosyalistler var,
feministler var, bizim gibi Müslüman olmayanlar var, çevreciler
var... Bizi bu çatı altında birleştiren bütün bu renklerin bir
araya gelebilmesi.
Nikolao: Adalar’dan gösterilen 12 aday arasında
bir tane Kürt yok. 12 kadın var. HDP kucaklayan, hepimizin
haklarını savunan bir parti. Hepimizin bir acısı ve hikâyesi var.
Ben çevreciyim mesela. Çok koyu bir hayvanseverim. Meclis üyeliğine
de bu yüzden aday oldum. Ben Adalar’ın beton yığınına dönüşmemesi
için mücadele vermek istiyorum. Ben çocukluğumun adaları yaşasın
diye uğraşıyorum. Ama siyasetteki kimliğimi sorarsanız. Rum’dan
önce sosyalistim ben. Sosyalist ve çevreci.
Gavrilof: Ben de kendimi şöyle tanımlarım
siyasette: Ermeni’yim, kadın hakları duyarlılığı olan bir
sosyalistim, HDP çatısı altında siyaset yapıyoruz çünkü bizi bu
kimliklerimizle davet eden tek parti onlar oldu. Ayrıca velev ki
HDP Kürt partisi olsa benim için fark etmez gururla onlarla
siyasete girerdim. Ben belediye başkan adayıyım. Kadınların
siyasetteki yerine bu kadar önem veren bir parti yok. Sadece
kadınlarla seçime giren bir partiden söz ediyoruz. CHP gibi
milliyetçi değil, hakçı ve özgürlükçüler.
HDP ve BDP’de kadın hareketi çok güçlü ve bu seçimlerde
özellikle kadınlarla siyasete hazırlanıyorlar. Güçlü bir kadın
hareketine öncülük ediyorlar…
Nikolao: Kadınlar bir araya gelip çok şeyi
başaracaklar. Siyasetin geleceği kadınlardır. Biz 12 kişi çok
farklı geçmişlerimiz var ama konuşabiliyoruz. Birbirimizi
anlayabiliyoruz. Duyarlıyız. Ortak amaç için birleşebiliyoruz.
Gavrilof: Bakın bugüne kadar sosyalizm dendiği
zaman hep ekonomik bir düzen akıllara geldi. Eski söylemler. Eski
bir yapı. Oysa biz, ben sosyalizmden ‘düşünce biçimini’ anlıyorum..
Düşünce bazında sosyalist olmaya ihtiyaç var. Türkiye’ nin buna
ihtiyacı var. Eşitliğe, özgürlüğe, adalete, insan haklarına
saygıya, kadınların gücüne ihtiyaç var. Türkiye’nin gerçek bir
sosyalist harekete ihtiyacı var ve bu gerçekleşecektir.
Seçmenin size ilgisi nasıl?
Gavrilof: Bizim amacımız tabii Adalar’ı almak.
Recep Tayyip Erdoğan partisinin adalar adayı Coşkun Özden’e
“Adaları istiyorum, al” dedi ya. Adaları ben de istiyorum, hadi
bakalım .
Nikolao: Adalar zaman içinde milliyetçi oldu. CHP
ve AKP arasında bir çekişme var. Ama genç Adalılar bize daha farklı
bakıyorlar. Umudumuz genç seçmende. Yeni nesil çok daha farklı. Çok
ilgi gösteriyorlar bize. Zaman içinde bizi anlayacaklar.
Kemikleşmiş oy dağılımı değişecek. Adalar’ı almak istiyorlar çünkü
Yassıada’yı imara açmak istiyorlar. Yassıada’nın imara açılması
demek diğer adaların sit alanı olmaktan çıkması demek. Çünkü
ölçekler değişecek. Ölçeklerin değişmesi demek Adalar’ın
betonlaşması demek. Yeni imar alanı yaratmak için Adalar’ı
istiyorlar. Ve biz buna müsaade etmek istemiyoruz. Adalar sit alanı
ve yeşil alan kalsın istiyoruz.
Çılgın projeniz nedir Adalar için?
Gavrilof: Çok ama çok çılgın bir projemiz var. En
çılgın proje bizde. Halkı yönetime katmayı istiyoruz. Adalılara
fikirlerini sormak. İşlemeyen belediye meclisini işler hale
getirmek, kararları birlikte almak, hesap vermek istiyoruz.
Türkiye’de bundan çılgın proje mi olur?