11 Mayıs 2011 Basın Özeti
Abone olSuriye'deki isyan hareketinin başarı şansı, ülkedeki karışıklığın Lübnan'a etkisi, Orta Doğu'nun Mısır ve Suriye ile değişen dengeleri ve borç krizindeki Yunanistan'ın önündeki seçenekler.
Times gazetesi, yabancı basına yasak getiren
Suriye'ye turist olarak girmeyi başaran muhabiri Martin Fletcher'ın
izlenimlerine geniş yer ayırıyor.
Fletcher analizinde, ülkedeki başkaldırı hareketinin 40 yıllık
Esad rejimine en büyük tehdidi oluşturduğunu kabul etmekle
birlikte, yakın gelecekte başarı kazanmasının zor olduğunu
vurguluyor. Nedenlerini ise 5 maddede sıralıyor.
"Birincisi Beşar Esad, eski Mısır devlet başkanı Mübarek ya da
Libya lideri Kaddafi'ye kıyasla daha popüler. Suriyeliler etkisiz
ve yolsuzluğa bulaşmış olan hükümetten genelde nefret ediyor. Ancak
Cumhurbaşkanı, halkını düşünen bir lider portresi çizmeyi başarmış.
Sünni tüccar sınıfından büyük destek görmesinin yanı sıra, gitmesi
durumunda Irak'takine benzer bir mezhep çatışması çıkmasından
korkan Hristiyan ve Alevi azınlığın da desteğine sahip."
"İkincisi, Suriye rejimi kayda değer bir birlik görüntüsü
sergiliyor. Gerçi birkaç askerin saf değiştirdiği yönünde
doğrulanmayan haberler var. Dera'da da Baas Partisi'nin 300 alt
düzey yetkilisi istifa etmişti. Oysa Libya'da ordunun yarısı, bazı
bakanlar ve çok sayıda büyükelçi muhalefet saflarına
katılmıştı."
"Üçüncüsü, muhalefet coğrafi ve demografik açıdan yalıtılmış
durumda. Protestolara sahne olan kentler birbirinden çok uzak ve
aralarında koordinasyon yok. Başkent Şam ve ikinci büyük kent Halep
nüfusun yarısını oluşturuyor, ama bu iki kentin sakinleri genel
olarak rejime sadık kalmayı tercih etti. Ayrıca muhalefet yoksul
Sünnilerden oluşurken eğitimli orta sınıfların yanı sıra Hristiyan,
Kürt ve Alevi azınlıklar isyana katılmamayı seçti. Oysa Mısır'ın
Tahrir Meydanı'nda tüm toplum kesimleri temsil ediliyordu."
"Dördüncüsü, ateş açmaya, hapse atmaya ve işkence etmeye hazır bir
rejime karşı çıkmaya cesaret edebilen Suriyeli sayısı çok az.
Ayrıca Esad rejimi giderse olacaklardan da korkuyorlar. Rejim bu
durumda Suriye'nin Lübnan ve Irak'a benzeyeceği savını başarıyla
kullanmış."
"Sonuncusu, Batı'nın müdahale şansı yok. Çünkü ülkeyi
çıkamayacakları bir bataklık olarak görüyorlar."
Times muhabiri Martin Fletcher Suriye
gözlemlerini bu satırlarla aktardıktan sonra herşeyin bitmediğini
de ekliyor.
Uluslararası arenada protestolara sert müdahalesi nedeniyle düştüğü durumun, uzun vadede Suriye ekonomisini olumsuz etkileyeceğini, bu noktada orta sınıfların Esad'a desteği çekebileceğini ve protesto hareketinin genişleyebileceğini belritiyor.
Suriye'nin Lübnan'a etkisi
Suriye'deki gelişmeler Guardian'ın da gündeminde, ancak komşu Lübnan'a etkisiyle.
Gazete görgü tanıklarına dayanarak, rejimin sert müdahalesinden
kaçıp sınırı geçen Suriyelilerin, Lübnanlı yetkililer tarafından
Suriye'ye iade edildiğini duyuruyor.
Şam'ın mültecilerin iadesi konusunda Beyrut'a yoğun baskı yaptığı, ülkedeki isyanı Lübnan'ın Trablusşam kentinden gelen "teröristlerin" çıkardığını iddia ettiği ve Lübnan'ın bu bölgesine asker gönderme tehdidinde bulunduğu aktarılıyor.
Guardian Trablusşam'daki hassas durum ile ilgili şu bilgileri
vermiş:
"Lübnan'ın ikinci büyük kenti olan Trablusşam'ın çoğunluğu,
Suriyeli protestocular gibi Sünni. Ancak kayda değer bir Alevi
nüfusu da barındırıyor ve bunlar kendileri gibi Alevilerden oluşan
Şam yönetimine destek veriyor. Son 30 yılda bu iki mezhep arasında
sık sık çatışmalar yaşandı. Son olarak 2008'de 100 kişi öldü.
Güvenlik yetkilileri ve kent sakinleri, Suriye'deki durum
kötüleşirse şiddetin Trablusşam'a geri dönmesinden korkuyor."
Orta Doğu'da değişen dengeler
Financial Times'taki David Gardner imzalı analizde Mısır ve Suriye'deki değişimin Arap dünyasındaki kalıpları kırdığı teması işleniyor.
Mısır'ın yeni yönetiminin İsrail ile ilişkileri nereye taşıyacağı belirsizliğini korurken, yine de ülkenin Amerikan ekseninden kısmen çıktığını belirtiyor Gardner. Mısır'ın İran ile yeniden diplomatik ilişki kurma girişimi ve Filistinli rakip gruplar Hamas ile El Fetih arasındaki uzlaşmada arabulucu rolü oynayarak, Orta Doğu'daki nüfuzunu arttırdığını vurguluyor.
Suriye için ise tersi bir durumun söz konusu olduğunu savunan
Gardner şunları söylüyor:
"Şiddet kullanarak bastırmaya çalıştığı halk ayaklanması, rejimin
bölgedeki manevra alanını daraltıyor. Örneğin politbürosu Şam'da
olan Hamas, geçen ay rejimi destkeleyen bir gösteri yapmayı
reddetti. Lübnan Hizbullahı ise kendine ait televizyon kanalında,
Şam yönetiminin, ayaklanmanın rejime karış bir komplo olduğu
savıyla dalga geçiyor."
Mısır halkına çağrı
Financial Times Mısır'a başyazısında da
değinmiş ve hafta sonu Hristiyanlarla Müslümanlar arasında yaşanan
ve 12 kişinin öldüğü çatışmaları değerlendirmiş. Mısır halkına şu
çağrıyı yapıyor gazete:
"Mısırlılar giderek yükselen bu şiddet dalgasının önüne geçmeli ve
bunda da acele etmeli. Aksi takdirde ülkenin zaten zorlu ilerleyen
otokrasiden demokrasiye geçiş süreci rayından çıkabilir. Bu daha
iyi bir gelecek için hayatlarını tehlikeye atan Mısırlılara ihanet
olmaz sadece. Aynı zamanda Arap dünyasının başka yerlerinde
özgürlük arayanlara da yanlış bir mesaj verir."
'Yunanistan'a kurtarma paketi yanlıştı'
Guardian başyazısında Avrupa Birliği'nden
aldığı 110 milyar euroluk kurtarma paketinin şartlarını yerine
getiremeyeceği anlaşılan Yunanistan'ın durumunu mercek altına
almış. Kurtarma paketinin baştan yanlış bir fikir olduğunu savunan
gazete şunları söylüyor:
"Bir ülkenin ekonomik sorunlarını çözmenin yolu ona yüksek faizli
büyük bir borç vermek ve harcamalarını ciddi oranda kısarak bunu
geri ödemesini beklemek değildir. Hiçbir ülke bu yolla cebindeki
parayı arttıramaz. Çünkü harcamalar kısılınca büyüme yavaşlar ve
vergi gelirleri düşer."
"Bu noktadan sonra yapılması gereken ise Yunanistan'ın borcunu yeniden yapılandırmasıdır. Euro bölgesi ülkeleri bu konuda yardımcı olabilir. Bu arada Yunanistan da etkisiz vergi toplama sistemini iyileştirmeye çalışır."
"Bunun önündeki engel ise belli. Atina'ya ciddi miktarda kredi açan Alman bankaları büyük zarara uğrayacaktır. Ama herhalde bu, Alman vergi mükelleflerinin bankaları kurtaracağım diye Yunanistan'a köprü kredi açmasından daha az dolambaçlıdır."