Sene 2014 Mart ayının 29’uydu yerel
yönetimler seçim arifesindeydik. Anadolu’yu diyar diyar gezmiş ve
son konuşmanızı Diyarbekir’de yapmıştınız.
Gel gör ki sesiniz o kadar kısılmıştı ki sizi
platformda görmeyenler, konuşanın size ait olduğuna inanmaları
mümkün değildi ve ben bunu konu alan bir yazıyı kaleme
almıştım.
Gel gör ki son günlerde yine sesin orijinalliğini
kaybediyor. Lütfen bu üzüntü verici sesle Diyarbekir’lilere
seslenme ne olur!
İşte o yazı;
Altının kıymetini sarraf bilir
Sevgili başkanım Diyarbakır ruhuyla canıyla senin
yanındadır, velev ki bir vesileyle oylarını başkasına verse
de..
Diyarbakır senin mertliğini biliyor, babayiğitliğini
biliyor, samimiyetini biliyor,
Siz Diyarbakır’da konuşurken yüzlerce insan sesinizin
kısılmasına üzülüp, sağlığınızı düşünerek hüngür hüngür ağlıyordu,
ben bizzat buna şahit oldum.
Biliyorlar ve biliyoruz ki, bu devlet hükümetinizle
rayına oturdu, ne yazık ki eski devşirme aktörler o günlerin
hayallerini kurma peşindeler, Yüce Allah kendilerine fırsat
vermesin.
Bir vatandaş olarak, bir Kürt vatandaş, Bir
mütedeyyin vatandaş olarak senden daha iyi bu işi yapan birilerinin
olduğuna inanmıyorum, öyle bir umudum olsaydı, sizin sağlığınız ve
huzurunuz için başkası iktidara gelsin diye bizzat ben de
çalışırdım, çünkü bu memleket uğruna çok çalıştınız, kayda değer
mesafeler kat ettiniz. Ama yerinizi alacak adam bulamıyorum. Eğer
Allah muhafaza birileri karşınızda bir adım öne çıkarsa devletin
dengeleri alt üst olacak, barış, huzur ve zenginlik için kat edilen
mesafe akamete uğrayacaktır.
Sizden şikayetçi olanlar size karşı bir alternatif
ortaya koyamıyorlar gösterdikleri adresler de sağlam adresler
değil,
Baksanıza cemaat/cumuat diye bir yapı bula bula sol
bir partiyi adres olarak bulmuş, hani solcular için bir şey diyemem
ama iman hizmeti anlayışıyla tanınan, din adına ortaya çıkan bir
hareketin bu adresi göstermesi; size alternatif bulma değil, asıl
dertleri ne pahasına olursa olsun sizi devre dışı bırakmaktır.
Devamında ise, milletin huzur ve selameti değil, kendilerine
manevra alanı bulmaya çalışıyorlar.
17 Aralık yolsuzluk operasyonu, operasyonları
başlatanların umurunda değil, asıl dertleri sizin hükümetinizle,
sahip olduğunuz vizyonla, şahlanmak üzere olan yeni devlet
performansıyla, bu vaziyet, biz düşünen, okuyan, nitelikli
vatandaşlar iyi biliyoruz.
Yoksa herkesten çok, babaları adına mirasyedi olarak
yaşamaya çalışıp, çalım atan, bulunduğu makamlarını kullanıp
hükümetinize leke süren kimselerin yüzüne tükürmeyi biliriz.
Müdahil olup, haklarında dava açabiliriz. 12 yıldır onurunuzla bu
devletin başındasınız, yönetiminizle bu uğurda verdiğiniz
mücadeleyle tarihe not bıraktınız, bunu hatırla rahat et.
Bu ülkenin mağdur insanları, yaşlıları, engellileri,
size dua ediyor.
İslam dünyası size dua ediyor, müsterih ol, siz
mümkün olduğu kadar üstünüze düşeni fazlasıyla yaptınız, dünyayı
kurtaracak adam olacak haliniz yok ya? Gerisini dert edinmeyin.
Attığınız bu adımlardan geri dönme gibi bir durum oluşacağına da
ihtimal vermiyorum.
Siz bu topluma değerlerini hatırlattınız, iman, edep
ve marifeti hatırlattınız, delikanlılığı, babayiğitliği
hatırlattınız.
Hani,”Altının kıymetini sarraf bilir” demişler
ya, bu kibar delikanlının da kıymetini herkes bilmez, bilmek için,
izan lazım, idrak lazım, asalet lazım? Kimi nankör insan Yüce
Allah’a isyan ediyor, yaptıklarınıza mı ey vallah diyecek?
Hak Te’ala sizden razı olsun ey sevgili Recep Tayyip
Erdoğan, Yolun, bahtın açık olsun.
Bu seçimlerin sonuçları memlekete, millete şimdiden
hayırlı olsun.
………..
Sizden bir talebim var “1 Nisan’a kadar Konuşma
reisim” diyorum, Diyarbakır o kısık sesinizi duymak istemiyor.
Kısık ses size yakışmıyor, senin sesin hep gür
çıkmalıdır. Çünkü
sesin seninde umut var, barış var, dostluk ve kardeşlik var.
Diyarbekir’de vereceğiniz mesaja dünya kulak kabartıyor.
Umut ediyor ve bekliyor ki bu konuşmanız 2005 yılında
yine Diyarbekir’de verdiğiniz mesajın bir tefsiri mahiyetinde
olur.
16 Nisan’da hayırlı, huzurlu, bereketli bir netice
elde etmek dileğiyle.