Bu öykünün kökleri 1886"ya dayanıyor. Amerikan işçi sınıfının 8
saatlik iş günü için verdiği mücadeleden yola çıkıyor.
Şikago"da işçi önderlerinin idam edilmesinden sonra 1889"da
Fransa"da toplanan 1. Enternasyonel dünyanın her yerinde 1 Mayıs"ın
İşçi Bayramı olarak kutlanması için karar alıyor.
Bir de 1 Mayıs Marşı var. Onun nakarat bölümlerindeki vurgu çok
önemli:
“Gün gelir, gün gelir
Zorbalar kalmaz gider…”
Hakikatten de zorbalar kalmıyor, gidiyorlar.
Ama bizim memleketin bu “zorba damarı” çok güçlü bir kaynak!
Nasıl bir memba ise hiç bitip tükenmiyor, ha babam, de babam
fışkırıyorlar.
Şimdi de İstanbul"un başında var bunlardan bir tane…
Birgün gazetesinin Salı günkü manşeti tam da bu durumu
açıklıyor:
“Ortamı vali geriyor!”
Aslında bu valinin küçük bir kasabanın kaymakamlığından sıyrılıp
en büyük şehrin başına musallat olmasının rastlantısal bir yanı
yok. Tarihte bunlardan bolca var.
Ama bu “önemli adamlar” gidiyorlar. Arkalarında da hiçbir iz
kalmıyor. Mesela İstanbul"un bir önceki valisinin adını hatırlıyor
musunuz?
Deprem toplantılarını bile kameralara karşı yapay bir tebessümle
açardı. Her zaman mutlu, mütebessimdi… Kendisine karşı hayranlık
beslerdi. Görevi bitti, yok oldu gitti!
Bunlar oturdukları koltuğun ağırlığına dayanarak palamut gibi
iri kelimelerle konuşurlar:
-Devletin gücünü göstereceğiz!
Aslında kendi güçlerini gösterdiklerini sanırlar… Tabii bu bir
yanılsamadan ibrettir.
Örnek mi gerekiyor?
Buyrun…
“Serteller (Sabiha ve Zekeriya) Nâzım Hikmet ve Aziz Nesin gibi
sol eğilimli bazı kimselerin yurt dışına gitmelerinde bir engel
bulunmadığı gibi, bilakis memleketi terk etmeleri umumi menfaate
daha uygundur!”
Ne büyük bir laf değil mi?
Peki bunu kim söylemiş biliyor musunuz?
Ferruh Şahinbaş!
Hatırlayan var mıdır?
Pek sanmam. Ama önemli…
Çünkü bu zat-ı muhterem 1950 yılının Eylül ayında Emniyet Genel
Müdürü koltuğunu işgal ediyordu.
Eylül 1950"de Nâzım Hikmet pasaport almak için başvurduğu haberi
üzerine Akşam gazetesinden Hıfzı Topuz, dönemin Emniyet Genel
Müdürü"ünden yukarıdaki demeci almıştı.
Önemli adam(!) Nâzım"ı Sertelleri, Nesin"i babasının
çiftliğinden kovar gibi memleketten gitmelerinin faydalarını
palamut gibi iri cümlelerle ifade ediyordu.
N"oldu?
Zorba koltuktan gitti, ismi bitti!
Şimdi yeni zorbalar, meydanları ülkenin gerçek sahiplerine
kapatarak meydan okuyorlar:
-Taksim"e çıkartmayacağız!
Bunlar ideolojileri gereği emek karşıtı olduklarından 1 Mayıs"ta
işçilerin Taksim"de kutlama yapmalarını “kalelerine atılmış bir
gol” olarak görüyorlar.
Mülki amirden çok, zaptedilemez bir taraftar ruhu
sergiliyorlar.
Güçlerini yasalardan ziyade Çevik Kuvvet Polisleri"nin muharebe
kabiliyetinden alıyorlar.
O nedenle de “Taksim"i dağıtacağız” diye pervasız demeçler
verebiliyorlar.
Bu halleriyle suç işliyorlar.
İnsanlara bayramı haram etmek için insan-üstü çaba
gösteriyorlar.
Hükümet eğer sahici bir iktidar ise, İstanbul"un başına dert
olan bu önemli(!) adamları zapteder!
Unutmamak gerekiyor, işçiler 1 Mayıs Marşında ne diyorlar:
-Gün gelir zorbalar kalmaz gider!