BIST 10.111
DOLAR 32,38
EURO 34,79
ALTIN 2.412,15

Ahmet Kaya'nın unutulmaz şarkıları ile hayatı

Ahmet Kaya'nın unutulmaz şarkıları ile hayatı

Ahmet Kaya, 16 Kasım 2000 yılında Fransa'nın Paris şehrinde evinde bir gece kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Herkes merakla Ahmet Kaya'nın özel hayatı ve biyografisini merak ediyor. Ahmet Kaya kimdir kaç çocuğu var? İşte yanıtı...

Ahmet Kaya'nın unutulmaz şarkıları ile hayatı

Ahmet Kaya, 16 Kasım 2000 yılında Fransa'nın Paris şehrinde Porte de Versailles semtindeki evinde bir gece kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Bugün Kaya'nın 17. ölüm yıldönümü. Herkes merakla Ahmet Kaya'nın özel hayatı ve biyografisini merak ediyor. Gelin hep birlikte Ahmet Kaya'nın hayatına bakalım.

Ahmet Kaya'nın unutulmaz şarkıları ile hayatı

Ahmet Kaya 1957 yılında Malatya'ya göç etmiş olan bir ailenin beşinci çocuğu olarak doğdu. Babası Sümerbank mensucat fabrikasında çalışan bir işçiydi. İlkokulu Malatya'da okudu. Müzikle altı yaşında babasının hediye ettiği bağlama ile tanıştı. Okuldan geri kalan zamanlarında plak ve kaset satan bir dükkânda çalışmaya başladı.

Ahmet Kaya'nın unutulmaz şarkıları ile hayatı

Ailesinin geçim sıkıntısı çekmesi nedeniyle 1972'de İstanbul Kocamustafapaşa'ya göç ettiler ve okulu bırakmak zorunda kaldı. İşportacılık ve çeşitli işyerlerinde çıraklık yaptı. Bu dönemde küçük bir yerleşim yerinden büyük bir şehre taşınmanın ve alışmanın sıkıntılarını yaşadı. Bu sıkıntılarını bir belgeselde şöyle dile getirdi:

Ahmet Kaya'nın unutulmaz şarkıları ile hayatı

"Onlarla konuşmuyordum; çünkü onlarla konuşamıyordum. Giyimleri başkaydı, konuşmaları başkaydı. Onlar gibi konuşmaya çalışıyordum. Mesela terziye gidip onlar gibi pantolon diktirmeye filan başlamıştım. Terzinin yaptığı pantolonların üzerime uymadığını görüyordum. Onlara yakışıyordu bana yakışmıyordu. Bir kız vardı bizim okulda; herkesin bir aşkı vardır, çocukluk aşkı. Bir gün gittim dedim ki: 'Biraz seninle konuşak beş dakika, kaçıyorsun hep...' Bana dedi ki: 'Rica ederim.' Öyle bir ağrıma gitti ki: 'Ben de sana rica ederim,' dedim.. Ben o zaman anlamını bilmiyordum, yani onu bir küfür zannettim"