BIST 9.076
DOLAR 32,32
EURO 35,11
ALTIN 2.299,84

zaman bükülmesi

zaman bükülmesi

Türk siyasi tarihi açısından yaşanan süreç benim için tek anlam taşıyor

 O da yazık oldu.

Davut oğlu siyasi arenaya parlatılarak dâhil edildiğinde, her şeyi geçtim üslup ve duruş açısından ülkenin ciddi kazanımlar elde edeceğini düşündüm.

Konuşurken yumuşak ve güven veren duruşuyla kendinden emin, halkın içinden mütevazı kişiliğiyle beni hiç yanıltmadı.

Ancak akıl hocaları, kimdi bilemiyorum ama ona uymayan bir imajı kesip, biçip üstüne giydirmeye çalıştılar.

Adeta Tayip Erdoğan’ın ceketini küçültüp ona giydirmeye çalıştılar, kollarını bedenini küçülttüler ancak eteğini kısaltmayı unuttular ki ceket bildiğin entari gibi oturdu üstüne…

Keşke daha kendisi olsaydı,

Ahmet hoca, küçük ayakkabıya ayağını sığdırmaya çalışan çocuğun çaresizliği yaşamasaydı.

Bu gün sessiz sedasız başı önde veda etmezdi hizmet ettiği halkın önünden.

Kim gelirse gelsin onun yerine, iktidarı yaşayıp kendi başına başbakan olamayacağını iyice anladık.

Öğrendiğimiz başka bir şey daha var oda, kim ne derse desin Türkiye bir yola girmiştir artık.

Biraz zor ve tehlikeli olsa da bu yol başkanlık yoludur.

Yol öylesine engebeli ve çukurlarla dolu ki ak parti arabasından düşen düşene.

 Düşene el uzatan arabaya çeken yok.

Kalanlar otobüste bir koltuk daha öne oturarak manzaranın keyfini sürmekteler.

Tarih hep kendini yenilermiş, zaman bükülmeleri yaşadığımız bu günlerde birinin adı diğerinin soyadı olan yıldırım kader arkadaşlarının Erzincan topraklarından gelip Ankara’da emanetçi başbakan olmaları hiç tesadüf gelmiyor bana

Bu sanki bir yazgı, ortak bir kader

Biri Özallın

Diğeri tayip Erdoğan’ın

 Bir birinin taklidi sayılacak iki cumhurbaşkanının devleti yönetme ve başkanlık hayalleri de ciddi benzerlik taşımaktadır.

Kaderleri benzemez inşallah

Öyle görünüyor ki

Yeni fıkralar Binali yıldırım içinde yazılacak

Emanetçiliği uzun sürmeyecek.

Aynısını Turgut Özal yaptı giderken kendine biat edecek bir başbakan bıraktı, ama o bıraktığı yerde duramadı. Duramazdı çünkü sağlam bir muhalefet vardı ve yalnız adam olarak köşkte gününü doldurdu.

Demirel’de aynı akıbetin sonunu yaşadı, çiller onu çok kısa sürede çileden çıkardı. Nafile ne kadar ihaneti görse de…

O artık çok yaşlanmıştı,

 Yarışta yoktu artık.

Tayip Erdoğan aynı manzarayı gördü ki elini çabuk tuttu ama bu hamle bence diğerlerinin sonunu yaşamasına engel olamayacak.

Emanetçi sussa bile parti otobüsünden düşenlerde kalanlarda sessiz kalmayacak.

Tak ki kendini başkan yapana kadar.

İktidar da kalması için tek çare

Ak sarayın adının başkanlık sarayı olmasıdır.