BIST 9.645
DOLAR 32,55
EURO 34,89
ALTIN 2.437,12

Y.Doç.lik yasa tasarısında son durum ve gerçekler!...

Y.Doç.lik kişilerin değil; akademik sistemin bir sorunudur.

GÜNCEL/DİYANET: Anayasa Mahkemesi, Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarının, siyasi partilerden herhangi birini veya onların tutum ve davranışlarını övmesi ya da yermesi halinde işine son verileceğini düzenleyen kanun hükmünün iptal istemini oy birliğiyle reddetti. Düzenleme, "Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluşunun her derecesinde görev alan personel, Memurin Kanunu'nun hizmetliler için yasak ettiği siyasi faaliyetten başka, dini görevi içinde veya bu görevin dışında, her ne suretle olursa olsun, siyasi partilerden herhangi birini veya onların tutum ve davranışını övemez ve yeremez. Bu gibi hareketleri tahkikatla sabit olanların, ilgili ve yetkili mercilerce işine son verilir." hükmünü içeriyor.(Basından) Çok doğru bir karar…

Bu arada DİB, “küçük yaşta evlilik” ile ilgili yazıyı acele webten kaldırdı. Cuma günü (05.01.2018) okunan hutbe çok iyiydi. Demek ki; bir kurumdan sorumlu  olmak; baştan ayağa teşkilatın her şeyiyle ilgilenmekten geçiyor. Ve, istenirse tartışmalara gerek kalmadan, toplum ayrışmadan  “doğru”  bulunabiliyormuş!..

Y.Doç.tasarısı ne durumda…

Bugün akademik gündeme uyarak, Y.Doç.tasarısı hakkındaki çalışmalara yer vermek istiyoruz. Bildiğiniz gibi 9 Ocak 2018 günü Başbakanlığa gönderilen YÖK yasa tasarısı, Ak Parti Genel Başkan Yard. Mustafa Elitaş imzası ile TBMM’ye geldi. TBMM’ye gelince, birlik içinde hareket eden Y.Doç.ler, yeni bir unvan istemediklerini, tenzili rütbeyi asla kabul etmeyeceklerini, eğer bunda ısrar edilirse Y.Doç.liğin kalmasını, sadece Doç.lere verilen  görev tazminatınında Y.Doç. lere verilmesini isteyen yazıları/raporları; Cumhurbaşkanına, Başbakana, Bakanlara, İl Milletvekillerine, Grup Başkan Vekillerine, TBMM Eğitim Komisyonu üyelerine gönderdiler.

Bu çalışmalar sonucunda, Komisyon Başkanı ve MV’leri önce (18.01.2018) YÖK’e gitti, sonra akşam saatlerine doğru TBMM Eğitim Komisyonu  toplantısının ertelendiği duyuruldu.

Y.Doç.liği  kaldırmak  gerekliydi..

Tasarıyı, “sarayın emri” gibi göstermek son derece yanlıştır. Çünkü, akademik sistem Y.Doç.liğe konulan “yabancı dil barajı” ile tıkanmış ve  35.000 mağdur Y.Doç. yaratmıştır. Yetkili kurullar gereken çözümü üretmeyince, siyaset devreye girmiş ve yetkili kurula  “ Y.Doç.liği kaldırın,bu işi çözün” demiştir. Burada sorun, tasarıda; mevcut Y.Doç.lerin eritilmesi ile yeni Doç.lik kriterlerinin ayrı düşünülmemesidir. Bu da nihayet görülmüş ve çözüme gelinmiştir. 1982’den sonra ilk defa köklü bir değişiklik yapılacak, kolay değil, birikmiş sorunlar bu arada halledilmeli…

Bizlerde elimizden geldiği kadar kalıcı ve geçerli bir yasa için TBMM’ye, YÖK’e, Hükümete yardımcı olmaya çalışıyoruz.

Geldiğimiz noktada;

1/ Konuyu;

a)mevcut Y.Doç.lerin  sistem içinde eritilmesi,

b) yenilenmiş  bir Doç. başvuru şartları olarak ayırmak gereklidir.

2/ Öğretim üyesi sınıfı: Dr./Sy., Doç. ve Prof. olmalıdır.

3/ Mevcut Y.Doç.ler, yeni bir unvan ihdas edilmemelidir.

4/ Tasarı mevcut Y.Doç.ler tarafından “tenzili rütbe” olarak karşılanmıştır. Bu; sorunu çözen değil, yeni mağduriyetler yaratan bir anlayıştadır.

5/ Mevcut  Y.Doç.ler bedava üst unvan, maaşa –yeni teklif edilen unvanla- 100 tl zam istemiyor. Ayrıca;  “hakkı ile yabancı dili geçmeyenlerin, soruları çalanların Doç. ve Prof. olmasına neden engel olunmadı? Etik olmak suç mu?” soruları, hala  cevaplarını beklemektedir…

6/ Mevcut Y.Doç.leri eritmek ve haklarını iade etmek için, YÖK tarafından; sosyal, sayısal, sağlık, mühendislik, sanat, ilahiyat, iletişim, müzik v.b. alanlarda komisyonlar  kurularak, başvurular alınır. Yasanın kabul edildiği tarih esas alınarak, daha önceki tarihlerde  uygulandığı gibi, Y.Doç. için 4  yıl, Doç. için 8 yıl, Prof. için 15 yıl ve  üzeri çalışanlar dilekçelerini ve dosyalarını verir. Başvurduğu   unvanın  YÖK tarafından konulmuş olan kriterlerini yerine getirenlerin ataması yapılır. 4-8 yıl arası çalışan Y.Doç.lerin hakları, unvanı değiştirilse de  korunur. 8. Yılı dolduran Y.Doç. (veya Dr.Öğr. Gör.), bu kanuna göre başvurusunu yaparak değerlendirmeye alınır, çalışmaları yeterliyse Doç. liğe atanır. Bu şekilde, 2018+4=2022 yani,  Ocak 2023’te  mevcut  Y.Doç.lik kalkmış olur... Yeni başlayanlar, kabul edilecek yeni yasaya göre unvanlarını alırlar. Böylece hem mevcutların hakkı korunmuş, hem de yeni başlayanların önü açılmış, hak yenilmemiş olur. Bu işlemler en geç iki ay içinde bitirilir.

7/ Eğer, mevcut Y.Doç., yeterli çalışma yapmamışsa, o zaman “Dr.Öğretim Görevlisi” veya başka unvan  -olacaksa-  kadrosuna” atanabilir. İşte o zaman  “tenzili rütbe”  doğru kullanılmış olur.

8/Mevcut Y.Doç.ler ve akademisyenler; yükseltmelerin  üniversitelere bırakılmasına karşıdırlar. Birçok MV; teklifte yer alan ve her üniversitenin atama kriterlerinde kendi kuralını koyması yönündeki değişiklikler için  “kaos çıkarır” görüşündedirler.

9/ Zaten mevcut Y.Doç.ler, her üç yılda bir dosya vermekte ve komisyon tarafından değerlendirilerek, görevleri uzatılmaktadır. Yani, üretmeye devam eden kişilerdir. Bu nedenle, alacakları unvanları hak etmiş kişiler olacaklardır.

10/  Bazı vekillerimizin dile getirdiği; “Bizde akademisyenler unvan alınca çalışmıyor, bir çok  Prof. üretmiyor”, görüşüne kısmen katılmakla beraber, çalış(tır)mamak sistemin getirdiği bir sonuçtur. Mevcut Y.Doç.lere, bunları örnek vermek doğru değildir.

11/ “Yıllarca bende çektim, ama sonra yabancı dili geçtim” demek, “başka arkadaşlarla çeksin” demekle doğru orantılıdır. Akademik alanda çalışan her kişi; mutlu  ve kafası rahat olursa, haklarını alırsa, üretim artar.

12/ Son yıllarda; yabancı dili geçen akademisyenlerin, bilim sınavından kaldıkları –jüriden takan yoksa- görülmemekte, ama sınav sonrası;  “pek iyi değildi, ama ihtiyaç var, iyi/temiz  bir arkadaş v.b.” denilmekte, bu da akademide liyakat seviyesini düşürmektedir. O nedenle, şimdi aynı kişiler tarafından, mevcut  Y.Doç.leri sorgulamak doğru  değildir.

13/ Y.Doç.ler başarısız ise; Neden görevleri uzatılmıştır? Neden birçok  Bölüm Başkanı ve  Yardımcıları Y.Doç.tir? Neden projelerde Y.Doç.ler fazladır? Neden, sempozyumlarda bildiri veren Y.Doç.ler çoktur? gibi sorular cevapsız kalmaktadır.

14/  Yeni başvuracaklar  için, Doç.likte  en az 55 istenmesinin ucu açıktır. İTÜ, Boğaziçi v.b. üniversitelerin puanı yükseltmeleri normal bir beklentidir. Kanunlar kesin olmalı ve ucu açık bırakılmamalıdır.  

15/ Dr./Sy. yapan kişiler zaten, belli kriterleri tamamladıklarında Doç.liğe başvurmaktadır. O nedenle tasarıda yeni bir şey getirilmemiştir. Dr./Sy. den sonra mutlaka 4-5 yıl şartı konulmalıdır.

16/ Sanatta Yeterlik yapanların, “unvan kullanamama” sorunu devam edecek midir? Tasarıda bu yoktur.

17/ Doç.ve Prof. olarak görev yapanların, bilim sınavı dosyalarına koydukları yayınları  ortada yokken, Y.Doç.lerin üst unvan istemelerine karşı durmaları manidardır.

18/  Unvanlı akademisyenler; bildirilerde yayınlarda Türkçe’den ve işaretleme sistemlerinden dökülmektedir. Aslında, yabancı dil yerine Türkçe’den de sınav  yapılmalıdır.

19/ Tasarıyı Cumhurbaşkanımızın görmediği tahmin edilmekte ve son noktayı koyması beklenmektedir. AK Parti MV’nin beklediği, kafalarının karıştığı, Cumhurbaşkanlığından gelecek değişime/duruma göre hareket edeceği, CHP+MHP+HDP MV’nin ve komisyon üyelerinin yukardaki maddelerde aynı/benzer görüşte olduğu anlaşılmaktadır.

20/ Kaç gündür tarıyoruz; Basın konuya girmemiştir. Hükümete yakın basın ve köşe yazarları; “ne olur ne olmaz, ters düşmeyelim!”, diyerek, körleri/sağırları oynamıştır. Maalesef, siyasi yazılar; eğitim/kültür/sanatı her zaman ötelemektedir. Basında çok az sayıda olan eğitim yazarları da konuya girmemiştir. Basın, “Y.Doç.lik tasarısı TBMM’ye sunuldu” haberini paylaşmış, ama, daha sonra yorumlara girmemiştir.  Yenişafak en doğru haberi vermiştir. B.Ayeri(Yeniçağ),H.Bostan(Türk Eğitim Sen), V.Koçak(Ögeder),A.Ulusoy(Yenişafak),A.Talimciler(t24) teşekkür ederiz.

20/ Tasarı ya geri çekilecek, ya da  komisyonda  değiştirilerek TBMM’ye gelecektir. TBMM’nin çok tartışmalı geçeceği tahmin edilmektedir. Ama, önemli olan her kesimin kabul edeceği, geçerli/kalıcı/barışcıl/akılcı bir yasa taslağı çıkarılmasıdır. YÖK’ünde, tartışmalar ışığında, yasanın değiştirilmesine destek olması beklenmektedir.

NOT: Akademik alanda  “bilim/sanat insanları”nı her yıl hazırladığım MÜZDAK sempozyumlarında  ilk kullanan ve yaygınlaşmasını sağlayan kişiyim. (Bilim/sanat,bilimsel/sanatsal yazımına da önem veriyorum.)  TÜSİAD’ın; adındaki “işadamları” bölümünün “iş insanları” olarak değiştirilmesini alkışlarla karşılıyorum.

GÜNÜN TÜRKÜSÜ, Onur Akın’dan...

Eğin dedikleri küçük bir şehir
Ana ben cahilem çekemem kahir
Yediğim içtiğim ağuyla zehir

Ya ben ağlamayım kimler ağlasın
Bu garip gönlümü kimler eğlesin

Fırat kenarında kayık değilem
Senden ayrılalı ayık değilem
Bir çift selamına layık değilem

Engel yavrum engel Eğinli misin
Sılaya gelmeye yeminli misin

Eğin viran olmuş baykuşlar öter
Diken olan yerde güller mi biter
Benim bu derdime derman mı yeter

Ya ben ağlamayım kimler ağlasın
Bu garip gönlümü kimler eğlesin (Kaynak, derleyen, notaya alan: Mustafa Özgül)