BIST 9.091
DOLAR 32,37
EURO 35,01
ALTIN 2.326,17
HABER /  DÜNYA

’’Yapan kadar yaptırana da ceza verilmeli’’

Son dönemde yaşanan sporda doping olaylarını değerlendiren Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, sporcula...

Abone ol

Son dönemde yaşanan sporda doping olaylarını değerlendiren Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, sporcuların cezalandırılması açısından spor hukuku kurallarının yeterli olduğunu, ancak Türk Ceza Kanunu’nda yapılacak yeni bir düzenlemeyle ’yapan kadar yaptırana da’ ceza verilmesi gerektiğini söyledi.
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Spor Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Şeref Ertaş ise, dopingin ’şikeden daha tehlikeli’ olduğunu belirterek, 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’da yapılacak bir düzenlemeyle bu sorunun çözülebileceğini kaydetti.
Dopingle Mücadele Komisyonu’nun (DMK), bu yılın ilk 6 ayında alınan 648 numunenin 90’ının pozitif çıktığını açıklaması, dünya spor kamuoyunun dikkatini de ülkemize çekti. Dünya Anti-Doping Ajansı (WADA) istatistiklerine göre tüm sporlarda dopingli çıkma ortalaması yüzde 1.05 iken ülkemizde doping oranının yüzde 14’ü bulması ve doping için kullanılan ilaçlara erişimin kolaylığının da çeşitli araştırmalarla ispatlanması, “Türkiye’nin doping yasasına ihtiyacı var mı” sorusunu da beraberinde getirdi.
Türkiye’nin bir doping yasasına ihtiyaç duyup duymadığını değerlendiren Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, ceza hukukunun her zaman son çözüm olduğunu vurgulayarak, “Federasyonların dopingle ilgili aldığı kararlarda mı sıkıntı var? Denetim sorunu mu var? Yaptırımların uygulanması konusunda mı problem var? Bunları iyi incelemek gerekiyor. Spor hukukunun dopingle mücadelede yeterli ve caydırıcı olması lazım. Tüm yaptırımları getirdiniz, buna rağmen yetersiz kalınırsa ancak o zaman ceza hukuku devreye girmeli. Spor hukukunun kendi kuralları açısından kendi çözümlerinin daha bitmediği düşüncesindeyim” dedi.

"DOPİNG YAPTIRANLAR İÇİN YENİ YASA ÇIKARILABİLİR"
Prof. Dr. Erdem, “Dopingi, ceza kanunlarına göre suç sayan ülkelere baktığımızda, ‘bizzat doping’ ve ‘başkasına doping’ diye ikiye ayrılıyor. Bizzat doping yapanı değil de bunu satma, sporcuya sunma noktasındaki insanları cezalandırmaya yönelik yaptırımları var. Ceza hukukçusu gözüyle bu belki çözüm olabilir. Dopingi yaptırana ceza vermek, esas olmalı. Türk Ceza Kanunu’na göre bir doping yasası çıkarsa, yapana değil yaptırana ceza verilmeli. Ceza kanununda sporcuya yaptırım gerekli değil. Etkili uygulanırsa spor hukuku, sporcular açısından yeterli” diye konuştu.

"FUTBOLDAN BAHİS ŞİRKETLERİNİ ÇEKİN, DOPİNG YÜZDE 50 AZALIR"
Erdem, asıl sorunun, amatör ruhunun kaybedilip sporun bir sektör haline gelmesi olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Bu amatör ruhu kaybedince, ‘hangi yöntemle olursa olsun kazanayım’ anlayışı hüküm sürmeye başladı. Bu açıdan da şikeyle örtüşüyor. İkisi de organize halde yapılıyor baktığımızda. Temel sıkıntımız, neyin doping olduğunu kimsenin bilmemesi. Doping sorunu sırf hukukla çözülemez. Kazanca değil, mücadeleye dönük ruhu canlandırmak lazım. Örneğin, futboldan bahis şirketlerini çekin, doping yüzde 50 azalır.”
Prof. Dr. Şeref Ertaş ise, doping kullanımına sadece sporcular açısından bakmamak gerektiğini ifade etti. Ertaş, “Bence doping, şikeden çok daha tehlikeli bir şey. Bu işi organize edenler, ilacı yurda sokanlar, sporcuya temin edenler, kullanmaya teşvik edenler açısından bir yasal boşluk var. Sporcunun haberi olmadan da doping olabilir. Sporcular için bunu düzenleyen disiplin müeyyideleri, disiplin yönetmelikleri var ama sporcu bilmeyerek de kasten de almış olabilir. Bu nedenle ayrım şart. Bu yüzden Ceza Kanunu sporcular için biraz ağır olabilir” şeklinde konuştu.

"ÖNEMLİ OLAN DOPİNGE ULAŞIMI ENGELLEMEK"
Türkiye’nin sporda uluslararası dereceler almak için şampiyonlarına binlerce altın verdiği bir ödüllendirme sistemi olduğunu hatırlatan Ertaş, “Her şeyden önce bir dopingle mücadele yasası olmalı. Aracılar, dopinge teşvik ettiklerinde, doping maddesi temin ettiklerinde Türk Ceza Kanunu’nda bunun yaptırımı olacağını bilerek vazgeçer. Yabancı sporcular bile ülkemizden doping maddelerini rahatlıkla alabildiğini söylüyor. Önemli olan dopinge ulaşımı engellemek. Bu yüzden önemli olan satan ya da temin edenlere yönelik yaptırım getirebilmek. Gerekli yaptırımlar getirilirse Türkiye de doping cenneti olmaktan çıkar” ifadelerini kullandı.
6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’da yapılacak bir düzenlemeyle sorunun çözülebileceğini düşündüğünü belirten Ertaş, şunları söyledi: “Çünkü bu yasa sadece şike yasası ya da futbol yasası değil. Ayrı bir yasa yapılmasa bile bu kanun zaten tek başına sporda birçok düzenlemeyi getiriyor. Bu yasaya yapılacak eklemelerle, doping konusu da çözülebilir. Düzensizlik olarak değerlendirilip bu kanunun içinde yer alabilir.”
(İHA)