BIST 9.548
DOLAR 32,52
EURO 34,85
ALTIN 2.485,50

Uluslararası Fetö Mağdurları

Her platformda söylediğim gibi; AK Parti Türkiye’nin yakaladığı çok önemli bir şanstır. Tayyip Erdoğan ise yüz yılda bir gelecek bir liderdir. Ancak...

Nijeryalı Ömer Abdullah çok başarılı bir öğrenciydi. Üniversite diplomasındaki yüksek not ortalaması dolayısıyla kendisine güveni tamdı. Nijerya Hükümeti’nin yurt dışı yüksek lisans ve doktora burslarına başvurdu. Kano Eyaleti Hükümeti Denizaşırı Bursu’nu kazandı. Hükümet kendisini Türkiye’ye yönlendirdi. Elektrik-elektronik alanında yüksek lisans yapmak üzere 2012 yılında Türkiye’ye geldi.

Hikaye ne güzel başladı değil mi? Her şeyden önce başarılı bir öğrenci var hikayemizde. Bütün Dünya’nın uzun zamandır gözünü diktiği Kara Kıta’nın önde gelen ülkelerinden biri olan Nijerya’dan ülkemize yüksek tahsil yamak üzere gelen başarılı bir öğrenci. Ömer tabii ki tek kişi değildi burs kazanarak Türkiye’ye gelen. Başka arkadaşları da vardı. Onlar hükümete başvurmuşlar hükümet de kendilerine opsiyonlar sunmuştu.

Ömer eğitim hayatındaki başarı grafiğini ülkemizde de devam ettirdi. 2014 yılında yüksek lisansını bitirdi. Hemen o sene doktoraya girdi. Doktora ders dönemini de başarı ile bitirip yeterlilik sınavına girdi. Şayet bu sınavı da geçerse artık tez yazmaya başlayacaktı. Başarılı bir şekilde bu sınavı da geçti. Ancak birkaç hafta önce doktora programından atıldığı haberini aldı!

Atılma sebebini Ömer’den aktarıyorum: Ülkem Nijerya’da Fetöcüler çok aktifti. Hala aşırı şekilde aktifler. Hastaneleri, üniversiteleri, ondan fazla liseleri ve muhtelif kuruluşları var. Ülke genelinde etkinler. Halen aktif olan Aydınlar Educational Limited da Fetö’nün kurumu. Bu kurum yurt dışı eğitimle ilgili danışmanlık hizmeti vermekte. 2012 yılında Fetö’nün Türkiye’de faal olan üniversitelerine öğrenci topluyorlardı. Burs veren eyalet hükümetlerine gidiyor ve Türkiye’deki Fetö bağlantılı Fatih, Turgut Özal ve Süleyman Şah gibi üniversitelere öğrenci yönlendiriyorlardı. Bizler müslümanız. Türkiye’nin yeri bizim için çok ayrıdır. Velhasıl Türkiye’ye çok isteyerek geldim. Kano Eyaleti tarafından yapılan yönlendirme ile Fatih Üniversitesi’nde yüksek lisansa başladım. Ardından doktoraya kabul aldım. 15 Temmuz’dan sonra Fatih Üniversitesi kapatılınca bizim kayıtlarımızı İstanbul Üniversitesi’ne aldırdılar. Eğitimime burada devam ederken birkaç hafta önce doktora programından ilişiğimin kesildiğini öğrendim. Toplam 14 yabancı uyruklu öğrencinin ilişiği aynı sebeple kesildi. Bizim suçumuz kendi devletimizin yönlendirdiği programlara kayıt olmak mı? Fetö’nün ne olduğu ile ilgili en ufak bir bilgimiz yoktu buraya gelirken. Fetö’nün kurumları ile Türkiye’de tanıştım. Gerek Fatih Üniversitesi’ndeki akademisyenler gerek Aydınlar Educational Limited’ın Türkiye şubesinde çalışanlarla yakın temas kurdukça ne kadar yalancı ve riyakar olduklarını gördüm. Mesela bu Aydınlar firması bizlere 2000 dolarlık bursumuzu vermedi. Nijerya Hükümeti’nin öğrencilere verilmek üzere gönderdiği kişi başına 2000 dolar olarak tahsis edilmiş burslarımızı alamadık. Bu işle ilgili Kano Eyaleti yetkilileri Türkiye’ye gelmek zorunda kaldı. Yine de o paranın üstüne yattılar. Şimdi hiçbir hakkım yok deniliyor. Bitirmek üzere olduğum doktora programından atıldım. Benim atıldığım listede 14 kişi var. Çok üzüldüm, çok acı çekiyorum!

12 Mayıs tarihli Fetö ile Mücadele Sulandırılmamalı başlıklı yazımda Tolga Şardan’ın önemli yazısındaki hikayeye değinmiş ve BİMER’e yapılan basit bir şikayet yüzünden işinden atılan karı koca emniyet müdürlerinin mücadelesine yer vermiştim. Ancak bir soru sormuştum: Niye BİMER’e yapılan basit bir şikayet ile 15 Temmuz’da kahramanca çarpışmış 2 emniyet müdürü atılmıştı? Yine soruyorum: Nijeryalı Ömer’in suçu ne? Polis olmalarından kaynaklanan bilgi ve tecrübeleri ile kendilerine kumpas kurulduğunu çözmüştü karı koca emniyet müdürleri. Peki bizim Ömer ne yapsın? Polis olmak bir kenara Türk vatandaşı bile değil!

Uzun lafın kısası Fetö ile Mücadele’de çok kayıp vermeye başladık. Her platformda söylediğim gibi; AK Parti Türkiye’nin yakaladığı çok önemli bir şanstır. Tayyip Erdoğan ise yüz yılda bir gelecek bir liderdir. Ancak Fetö gibi bir örgütle mücadele etmek de Dünya’nın en zor işlerinden biri olsa gerek. Bu noktada halkı küstürmemek lazım. 15 Temmuz gazisi olduğuna dair aldığı rapor özel hastaneden olduğu için kabul edilmeyen vatan evlatları yanında Kavurmacı’nın özel hastane raporu ile yapılan tahliyesi rahatsızlık uyandırıyor. 7 kişilik OHAL Komisyonu’nun kurulması bu kadar gecikmemeliydi. Referandum süreci yüzünden kuruluşun geciktiğinin belirtilmesi ise ayrı bir rahatsızlık uyandırdı. Haksız yere açığa alınanlar veya ihraç edilenler var. Kişisel husumetlere ya da Fetö’nün uyuyan hücrelerine kurban gidenler var. Üstad ne güzel demiş: ‘Hohlayarak buzları erittik; lakin ortalık çamur deryası oldu.’ Ben de diyorum ki, çamuru üzerimize ve başkalarının üzerine bulaştırmadan yürümeliyiz. Aksi takdirde akbaba gibi bekleyen bir güruhun ekmeğine yağ sürmüş olacağız.