BIST 9.680
DOLAR 32,43
EURO 34,44
ALTIN 2.486,91

Ukrayna savaşından 36 gün sonra Bulutlardan gelen 2 gizli mesaj

Şimdi anlatacağım olay, aslında herkesin gözü önünde meydana geldi. 

Çünkü iki şirket te halka açık ve yaptıkları işleri bildirmek zorunda.

Pek çoğumuz yapılan açıklamaları okudu.

Görünen şuydu:

İki büyük Türk holdingi, aslında iki küçük alım yapmıştı. 

Ama bazılarımız, bu açıklamaların altına da indi…

Benim gibi mesela…

Oraya geçince de, Türkiye’nin geleceği açısından çok önemli bir gelişmenin izleri ortaya çıktı.

Bu gelişmeli anlamak için biraz geriye gitmemiz gerekecek.

Tam günü ve saatiyle 24 Şubat 2022, saat 06’ya…

24 Şubat sabah saat 06:00...

O gün o saat Rus Ordusu Ukrayna’yı işgale başladı.

Savaşı herkes izliyordu, ama Ankara’da bir insan bu savaşa başka bir gözle bakıyordu.

Prof. Dr. Temel Kotil…

Yani Türk Havacılık ve Uzay Sanayi Genel Müdürü…

O harekatın başladığı sabahın akşamında gelen ilk bilgiler şuydu:

Rusya, Ukrayna Devletinin ve Ordusunun internet ve haberleşme sistemlerini çökertmişti.

O nedenle Ukrayna’nın uçakları havalanamamış, yerde tahrip edilmişti.

Ankara'de tezgahtaki iki uçak iki helikopter

Bu haberin aldığında Temel Kotil’in başında bulunduğu TUSAŞ’ın Ankara’daki merkezinde 2 ayrı model  helikopter ve 2 ayrı model uçak tezgahtaydı.

TUSAŞ ayrıca ilk Türk jet uçağını üretmeye hazırlanıyordu.

Bu hava araçlarının yer ve uçuş programları genç Türk mühendisleri tarafından yazılıyordu.

O güne kadar birinci hedefe olarak yazılımın yerli ve milli olması ön planda tutuluyordu.

Ancak Temel Kotil daha o akşam bir gerçeği anlamıştı.

Ukrayna Savaşı bir gerçeği daha ortaya koymuştu.

Sadece yazılımın milli olması yetmeyecekti.

İnternet sistemleri yerli ve milli olmazsa bu yazılım kolayca hacklenebiliyordu.

Savaşın başlamasından 1.5 ay sonra sorduğum soru

Savaşın başlamasından bir buçuk hafta sonra ben ve TV’de birlikte program yaptığımız Cengiz Semercioğlu TUSAŞ’ı ziyaret ettik ve tam bir günümüzü orada geçirdik.

Bu soruyu o gün Temel Kotil’e sorduğumda aldığım cevap şu olmuştu:

“Bu olay gösterdi ki milli ve yerli internet sistemimizi kurmalıyız.”

Ve arkasından şunu eklemişti:

“Milli bulut sistemimizi de…”

İşte anlatacağım iki önemli gelişmenin ilki,  savaşın başladığı 24 Şubat’tan  36 gün sonra oldu.

36 gün sonra İstanbul'da yapılan ilginç açıklama

Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden Doğan Holding 30 Mart 2022 günü bir açıklama yaptı.

Holding, Karel adlı bir şirketin yüzde 40’ına ortak olmak için görüşmelere başlamıştı.

Bu girişi yapan Doğan Holding’e bağlı “Öncü Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı’ydı…”

842 milyon TL bedelle Karel’in yüzde 40’ına sahip olacaktı.

Ne yapar bu Karel şirketi bir bakalım

Belki çok insan Karel’in adını ilk defa orada duydu.

Oysa bu 1986’da ODTÜ mezunu mühendisler tarafından kurulmuş çok başarılı bir şirketti.

Kurucuları Ali Sinan Tunaoğlu, Serdar Nuri Tunaoğlu ve Şakir Şaman Tunaoğlu adlı ODTÜ mezunu 3 mühendisti. 

3600 bin çalışanı  vardı.

Şirket Türkiye’de analog ve dijital santraller yapımında uzmanlaşmıştı.

Ancak bunun dışında dijital çözümlerde uzmanlaşmış bir çok bölümü de vardı.

Mesela otomobil elektroniği…

Türkiye’de 700 binden fazla işyeri şirketin dijital çözümlerini kullanıyordu.

İmza töreninde araya sıkışan küçük bir cümle

Bu arada, Karel Teknik Murahhas Üyesi ve şirketin kurucularından Yaman Tunaoğlu’nun imza töreni  dolayısıyla yaptığı açıklamada kullandığı bir cümle pek fazla kişinin dikkatini çekmedi.

Torunoğlu şirketin gelecek vizyonunun anlatırken şöyle bir cümle kullanmıştı:

“Gelecek vizyonumuzda iletişim ve Savunma Sanayii’nde dijital çözümler var…”

İşte bu cümleye takıldım ve girip şirketin faaliyet alanlarının listesine baktım.

Faaliyet listesinde 1 kelime 1 cümle

Baktım ve orada şu ifadeyi gördüm:

“Karel Bulut Çözümleri…”

Şirketin web sitesindeki bu bölümde şöyle bir de cümle vardı:

“Kurumsal iletişim sistemlerini internet ortamında daha güvenli ve verimli çalışmasını sağlamak.”

Şirketi araştırırken bir cümle daha dikkatimi çekti.

Karel, bu ürünleri herhangi bir dış şirketin patenti ile üretmiyordu.

Bütün ürünleri kendi mühendisleri tarafından tasarlanmış ve geliştirilen teknolojilerdi.

Yani tam anlamıyla “Milli ve Yerli…”

Peki nedir 'bulut' denilen şey

Burada bir parantez açayım.

Dünya dilinde “Cloud Computing”” olarak bilinen “Bulut teknolojisi” şöyle tarif ediliyor:

“Bilgisayar, telefon, tablet ve sunucu gibi tüm cihazlar arasında zaman ve mekan kısıtlaması olmadan veri paylaşımına olanak sağlayan  internet tabanlı bir veri depolama hizmeti…”

Yani her kurumun en gizli verilerinin bizim adımıza güvenle saklandığı bir yer…”

Buna cep telefonlarımızdaki fotoğraflar ve bilgiler de dahil.

'Bulut', 'İnternet', 'Savunma', Milli', 'Güvenli' kelimesi yan yana yazılınca

Karel’in şirket profilindeki bilgilere dönelim.

“Bulut”, “internet”, “güven”, “milli” ve “savunma” kelimelerini yan yana yazınca ilginç bir tablo ortaya çıkıyordu.

Böylece Temel Kotil’in ağzından işittiğim “Milli Bulut” kelimesi 36 gün sonra ikinci defa karşıma çıkıyordu.

Ama iş burada da kalmadı.

Doğan Holding’in bu açıklamayı yapmasından 11 gün sonra bu defa Sabancı Holding’den bir açıklama geldi.

11 Nisan 2022 bu defa Sabancı Grubundan gelen açıklama

O gün, grubun “Sabancı Ventures” adlı yatırım şirketi,  “Zack.ai” adlı şirketin yüzde 10’una hissedar olduğunu açıkladı.

“Zack.ai” şirketinin web sitesine girince altında bir isim daha görüyordunuz:

“Bulutistan…”

Şirketin faaliyet alanı da şöyle tanımlanıyordu:

“Veri depolama ve bulut yönetimi gibi hibrit çözümler sunan…”

Evet “Bulutistan” Türkiye’nin en önde gelen bulut şirketlerinden biriydi.

Savaşın başından 47 gün sonra 2 dev buluta giriyor

Böylece Ukrayna-Rusya savaşının başlamasından 47 gün sonra Türkiye’nin iki büyük holdinginden “Bulut’a” yatırım haberleri gelmişti.

Bir çoğumuza sıradan ekonomi haberi gibi gelecek bu iki gelişmeyi niye yazıyorum derseniz…

Hayır bunlar sıradan ekonomi haberleri değil.

Tam aksine kurulan yeni bir dünyada Türkiye’nin savunma sisteminde Ukrayna’nın durumuna düşmesine engel olacak çok önemli gelişmeler olarak görüyorum. 

Bunu da Türkiye’deki iki başarılı teknoloji şirketi ile, iki büyük holdingin yeni nesillerinin vizyonunun biraraya gelmesi olarak değerlendiriyorum.

Tabii sektörde bu iki şirnket yalnız değil. Daha önce Bulut’a giren “Koç Sistem”, “”Turkcell”, “GlassHouse”, “”NGN”, “eclit”, “Plus Clouds” gibi şirketler var.

Bu da gösteriyor ki, önümüzdeki yıllardaki en büyük savaşlardan biri “Bulutların” üzerinde olacak.

Nereden mi çıkarıyorum. Çok basit, ABD’deki son dev savaştan.

Trump'ın görevden ayrılmadan önce verdiği son ihale 'bulut'tu

Hatırlayın, Trump dönemi sonunda ABD’de yaşanan en büyük ihale tartışması, Amerikan Savunma Bakanlığı’nın bulut ihalesi üzerineydi.

Amazon ve Microsoft gruplarının yarıştığı bu ihaleyi Trump, kızdığı Amazon’a değil, Microsoft’a vermişti.

Bundan çok değil, 10 yıl önce sadece bir Windows şirketi olarak kaldığı için kaybolup gitme tehlikesi yaşayan Microsoft, “Bulut” teknolojisi  sayesinde  ABD’nin ilk 5’inde yerini korumayı başardı.

Bilelim ki Türkiye’de de önümüzdeki 10 yılda “Bulut’a ” yatırım  çok önemli ve hayati bir iş haline gelecek.  

Çünkü Ukrayna Savaşı dersleri herkesin önünde.

Her ülke savunma ile ilgili verilerini milli depolarda saklamak zorunda… 

O nedenle teknik gibi görünen bu yazı hiç teknik değil.

Ulusal bir mesele…