BIST 9.510
DOLAR 32,60
EURO 34,82
ALTIN 2.492,98

Türkiye gündemini kim belirliyor? Bu denklem nasıl değişir?

Bir süredir ülkenin tüm gündemi sosyal medyadan belirlenir hale geldi. Bunun en son örneği de sokağa çıkma yasakları ile ilgili kararlar.

Geleneksel medyanın işlevini yitirdiğini, basılı gazetelerin ciddi zemin kaybettiğini ve son olarak da televizyon seyircisi profilinin daralıp benzeştiğini biliyoruz. Gazete ve televizyonların gündem oluşturarak değil, gündem takip ederek hayatta kalmaya çalıştıkları bir zamandayız.

Bu çoraklaşmanın en temel sebebi, gazete ve televizyonlara biçilen rol. Ülkenin yazılı ve görsel medyasının sınırlar içerisine hapsolması, tekdüzeleşmesi ve enstrümanlaşması ciddi bir güvenilirlik sorunu oluşturdu.

Vatandaş bu güvenilirlik sorununu aşmış alternatif kaynakları keşfetti. Kişisel Youtube kanalları ile diğer dijital medya organları bu konuda çok önemli alternatif bilgi kaynaklarına evrimleşti. Alternatif kaynakları doğuran sebepler ve geleneksel medyanın olayı anlamadaki basiretsizliği devam edince yeni haber ve gündem kaynaklarına hücum da arttı.

Tüm bu değişimin katalizörü konumundaki sosyal medya, bir süre sonra gündem tahkim eder hale geldi. Doğrudan hiçbir medya tecrübesi olmayan bazı sosyal medya hesapları, takipçi havuzları sayesinde bir gazete veya televizyondan daha etkili durumdalar.

Ülkenin tüm gündemi bir süredir sosyal medyadan belirlenir hale geldi. Bunun en son örneği de sokağa çıkma yasakları ile ilgili kararlar.

İçişleri Bakanlığı'nın ilan ettiği sokağa çıkma yasağı sosyal medyadan çok tepki alınca, getirilen yasak, aynı gün akşamında yine sosyal medya aracılığıyla yapılan bir duyuruyla kaldırıldı.  Çok uzun süredir sosyal hayata değen bir konuda, geleneksel medyanın siyaset ya da kamuoyu üzerine bu denli bir baskı oluşturabildiğine şahit değiliz.

Bu gücü, Türkiye’deki tüm siyasal çevreler geç de olsa fark etti. Sosyal medyada takipleşme kampanyalarının arkasında yatan motivasyon da bu.

Ancak sosyal medyanın da geleneksel medya gibi bir enstrüman olarak görülmesi ve bu alanın enformasyon amacıyla doldurulmaya çalışması, ironik bir şekilde amacın tersine hizmet edecektir.

Bunun birkaç sebebi var.

Medya, sadece denetleme ve muhalefet aracı olduğu sürece etkilidir. Bu enstrüman, iktidar diliyle çabucak dejenere olur. Türkiye’de medya tarihinin en etkili kanallarının tamamı muhalefet dönemlerine ait oluşumlardır. İktidar diline sahip ama saygın bir medya hiçbir dönemde var olmamıştır. Sosyal medyada etkin olmak, çok takipçi ve çok ses çıkarma becerisinden değil, geleneksel medyadan dışlanmış olmaktan.

İktidar diline sahip medya, en nihayetinde belediye hizmetleri kataloğu düzeyine inmeye mahkûmdur ve etkisiz kalacaktır.  Eğer bunun bir adım daha ötesine geçilirse, düzey, şimdiki yazılı ve görsel ana akım medya seviyesine kadar düşer.

Dolayısıyla sosyal medyada gündem oluşturma adına takipçi sayısının arttırılması, etkinliğin artacağı anlamına gelmeyecek; mecranın değişmesi ile sonuçlanacaktır.

Sosyal medya kanallarında yoğunluk ve merkez, belli aralıklarla kayma yaşar. Facebook ile başlayan süreç, şimdilik yoğunlukla Twitter ve Instagram üzerinden devam etmektedir. Twitter’da alan daralması toplumsal talepleri azaltmayacak, ifade merkezini kaydıracaktır.

O yüzden sosyal medyanın bu kadar gündem belirlemesini yanlış yorumlamamak lazım. Bunun yolu, daha çok sosyal medya takipçisi ile gündem değiştirmek değil, geleneksel medyanın çeşitlenmesi ve çok sesli hale gelmesini temin etmektir. Aksi halde sadece gündemin tahkim edildiği mecra değişecektir. 

Benden söylemesi…