BIST 9.722
DOLAR 32,55
EURO 34,98
ALTIN 2.424,07

Türkiye Dünya’nın aksakalı olma yolunda üzerine düşeni yapıyor!

Sevgili dostlar; Türkiye, dünyada huzur ve güveni hakim kılarak nerede olursa olsun, zalime dur deyip mazlumun elinden tutup onu ayağa kaldırmayı kendisine düstur edinen ve dünyadaki varlığını en uzun süre devam ettiren koca bir imparatorluğun varisidir.

Bugün itibariyle, yüzölçümünün miktarına, nüfusunun sayısına bakmaksızın, Türk milletinin kültür ve karakterine sinmiş olan o tarihî misyon doğrultusunda, sırtındaki diken demetinin uçlarındaki algılama noktaları vasıtasıyla, çevresinin güvenliğinden emin olduğunu hisseden kirpi misali, tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de Türkiye, devletini her daim dumura uğratma gayreti içerisindeki Emperyalist-Siyonist ittifakı ile, onların yerli işbirlikçilerinden emin olduğunu anladığında imkan bulduğu ölçüde, dünyanın neresinde olursa olsun çaresizlere çare olma yolunda tarihî misyonunu dünya pratiğine yansıtmadan geri kalmıyor.
Nitekim geçen haftalarda, gündeminin oluşumunda Türkiye’nin öncülüğü dikkatlerden kaçmayan ve bir bakıma ABD’nin fiilen dünya kamuoyuna sunduğu “Tek Kutuplu Dünya” algısına yönelik, yine o algının fiilen tekzibi mahiyetini taşıyan TAHRAN ZİRVESİ bizim toparlanıp kendimize gelmemize hiç de tahammülü olmayan Avrupa Birliği, Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borelli, Türkiye’yi “Küresel Oyun Kurucu” olarak belirleyip bütün dünyaya ilan etti.

Gel gör ki, kendi kontrolleri dışında Türkiye’nin özüne dönme yolunda bir adım atmasına bile tahammülü olmayan Emperyalist birlikteliğin önemli bir nokta temsilcisi, Türkiye’yi “Küresel Oyun Kurucu” olarak bütün dünyaya ilan ederken bizim muhalefet ise, efendilerinin beklentilerini millete rağmen karşılayamamış olmanın ezikliği içerisinde söz konusu zirveyi “icazet almak” olarak adlandırıp karalamakla meşgul oldular.
Doğrudur; herkes işini işler… Demek ki, muhalefetin temel iskeletini teşkil eden altılı masanın öncüleri, milletten masanın altında gizlemeye çalıştıkları yedinci ortaklarının gönlünü hoş etmeyi öncelemiş ve esas almışlar. Ama anlayamadıkları bir gerçek var; sözünü ettiğimiz oyun “altıncı masa oyunların”ndan biri değil, Türkiye’nin başını çektiği küresel bir oyundur.

Küresel öncülüğe en son örnek!
24 Şubat’tan bu yana, bütün dünyanın gözleri önünde Rusya-Ukrayna savaşı hala devam etmekte… Yaklaşık beş aydır devam eden savaş, on binlerce kişinin ölümüne, milyonlarca insanın da canlarını tehlikeye atarak yerinden yurdundan olmasına sebep oldu.

Biraz “koyun can derdinde, kasap da et derdinde” darb-ı meselini hatırlatacak ama, bu savaşın bütün dünya açısından bir başka önemi daha var… O da; Ukrayna ve Rusya, dünyanın tahıl ambarı ve bu iki ülke dünyada en çok tahıl ihraç eden iki Devlet. Savaşın son verdiği “yol güvenliği”nin yokluğu sebebiyle her iki ülkede tahıl ihracatı durunca, bu fiilî durum gıda fiyatlarında anormal artışlara sebep oldu ve küresel gıda krizi yolunda, özellikle fakir Afrika ülkelerinde yaşayan milyonlarca insanın hayatı için bir tehlike arzetmeye başladı.

İşte bu durumda Türkiye devreye girdi. Zira mazlumun ahını duyup, fakir-fukaranın ızdırabına kulak veren, ne küresel ne de mahallî sıkıntıları sona erdirip, bu sebeple dost-düşman insanlığın takdir ve teşekkürüne mazhar olmuş, mazisi temiz, defosuz, Türkiye dışında ne bir ülke bulmak, ne de dünyada, zalime “DUR” deyip mazlumu elinden tutup kaldırmakla dünya kamuoyuna mal olmuş sayın Cumhurbaşkanımız dışında bir lider bulmak mümkün değildi.

Dünyada çoluk-çocuk, yaşlı, hasta, fakir-fukara başta olmak üzere milyonlarca insanın hayatını tehlikeye sokma noktasına ulaşan küresel gıda krizi karşısında, çözüme yönelik Türkiye re’sen devreye girmiş, her iki ülkeyle uyuşmazlığın başından bu yana yürütmekte olduğu iyi ilişkilere dayalı olarak Birleşmiş Milletler’in de iştirakiyle Türkiye-Ukrayna-Rusya arasında devam edegelen dörtlü görüşmeler olumlu sonuç vermiş ve Türkiye’nin öncülüğünde İstanbul’da atılan tarihî imzalarla gıda krizi son bulmuştu.

Bu imzalar aynı zamanda Türkiye’nin dünyanın Aksakalı olma yolundaki tarihî misyonunu pekiştiren subut belgeleri oluyordu.

Dünya basınına yansıması
Dünya basını, süreci yakından takip etmişti. BBC tarihî antlaşmayı son dakika haberi olarak duyurmuş ve “Türkiye, Ukrayna’dan Karadeniz üzerinden tahıl ihracatının önündeki engeli kaldırmak için Rusya ile yapılan antlaşmaya aracılık etti” ifadelerine yer vermişti.
Al Jazeera ise “Türkiye, tahıl koridorunu açmak için Ukrayna, Rusya ve BM arasında kilit rol oynadı” başlığını atmıştı.
Washington Post, sonucu “Bugün Karadeniz’de bir ışık var” cümlesiyle duyurmuştu.

Ayrıca, başta BM olmak üzere ABD, AB, Ukrayna, İtalya Başbakanı, İngiliz, Rus, İsveç, Letonya Dışişleri Bakanları, Afrika ve Orta Doğu liderleri sayın Cumhurbaşkanımıza bu antlaşmanın, başından imzalanıp resmiyet kazanıncaya kadarki süreçte göstermiş olduğu Diplomatik Liderlik’den dolayı teşekkür ettiler.

Bütün dünya sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ederken acaba bizim muhalefet bir şey söyleyebilme erdemliliğini gösterdi mi? Doğrusu bilmiyorum…

Benim bildiğim; bu milletin değerlerini, o değerler doğrultusunda vücut bulan misyonunu özümseyip ruhuna sindirmedikçe, hele o değer ve misyonun temel iki kaynağını müfredatının esası kabul eden eğitim ve öğretim kurumlarında bir nebze de olsa RAHLE-İ TEDRİS’e oturmadıkça bu millete öncülük etmenin, milletin özüne dönüp kendi değerleriyle bütünleşmesine katkı sunmanın zor, hatta mümkün olmayacağı REALİTESİDİR.

Kalın sağlıcakla sevgili dostlar.