BIST 9.076
DOLAR 32,33
EURO 35,12
ALTIN 2.301,39

Türk Turizmi Nereye Gidiyor? 

Ülkemiz turizmine dair bakış açılarımız nasıl olmalı? Türkiye turizmi için neler yapılmalı? Turizm sektörünün tüm paydaşları, çalışanlarının kafalarında ki hayal ettikleri ve gerçekte yaşamak istedikleri uygulamalar neler olmalı diye uzayıp giden birçok soru sorabiliriz.

Turizmde cevaplar arayabiliriz. Neden nasıl sonuç etkilerini yorumlayabiliriz..

Malum tüm dünyayı sarsan Covid 19 ülkemiz turizmine de olumsuz etkileriyle yeni bir süreç turizm de hareket ve eylem planlarını da beraberinde getirdi. Önümüz yaz,  tatil sezonu geliyor. Sağlıcakla özlenen seyahat planlarına ve tatillere kavuşmaya çok az kaldı.

Benim kaleme aldığım bu yazımda üzerinde düşünülmesi gereken hassasiyetle durulması gereken noktayı ifade etmek sizlerle paylaşmak isterim. Bildiğiniz üzere Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ülkemiz turizmine ve turizmcilerine gösterdiği duyarlılık güven ve hassasiyet ile turizmcilere büyük bir önem vererek tarihi bir dokunuş göstererek her fırsatta desteğini yürekten veriyor. Turizmin içinden gelen bir Kültür ve Turizm Bakanı ile yola devam ediyoruz. Turizmimizin en önemli STK’ları turizmci yönetimlerden oluşuyor. Turizmciler bu duruma çok sevindi, umutları taze bahar oldu ama başlangıç ve şuan içinde bulunduğumuz süreçte yaşananlar gelinen son noktada kişisel sürtüşmelere kavgalara açıklama ve tepkilerle gündeme düşenlere tanık oluşuyoruz.

Türk Turizminin gönüllülük ilkesi ile özellikle içerisinden geçtiğimiz bu zorlu süreçlerde her zaman olduğundan daha büyük önem ve özveri ile yarınlara tüm bileşenleri ile en sağlıklı ve en başarılı yöntemlerle emin adımlarla sapasağlam çıkabilmesi için mutlak birlik beraberlik ortak akıl ve çözümlere sağduyuya çok ama çok ihtiyacı olduğu kanaatindeyim. Kavgalarla sağlıklı çözümleri nasıl bulacağız uygulayacağız kime fayda sağlayacağız. Sorumlu vatandaş sorumlu yönetici sorumlu turizmci bilincimiz ile hareket etmemiz sanırım en sağlıklı yol.

Makamların koltukların gelip geçici olduğunu aslolanın memleketimize adanmış milletimize hizmet olduğu, ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ şiarını biran olsun aklından çıkarmayan bilinçle görevi kutsal bilen zihniyetler gerekiyor.

Turizmci hayal üretir, turizmci hayal pazarlar, turizmci hayal satar... peki kendisinin hayali kalmış mı hayal üreticilerinin?

Turizmin Maradonaları gelecek mi çıkacak mı ?

Turizm sektörü ve paydaşları tüm dişlileriyle can çekişiyor!

Tam bu noktada turizm sektöründen gelen basın açıklamalarıyla devam edelim.

TÜRSAB basın açıklaması

Meclise sevk edilen 2634 sayılı ‘Turizmi Teşvik Kanunu’nda değişiklik teklifi, turizm kamuoyunda şaşkınlığa yol açtı.

Bu durum ve taşıdığı riskler, meslek örgütümüz tarafından bilinen bir gerçekti.

Millet olarak pandemi süreci ile baş etmeye çalışırken, sektörün içerisinde huzursuzluk yaratacak bu girişimi hayretle karşıladık.

Yasa değişikliği teklifi; kendi ayakları üzerinde durmak için mücadele eden, pandemi şartları ile baş etmeye çalışan Seyahat Acentalarının küçülen ekmeğine el uzatan ve genel anlamda mesleki çıkarlarını yok sayan hükümler içeriyor.

Önceki yasa önerileri ve düzenlemeler sırasında olduğu gibi, bu kez de Sayın Bakan’ın kanunla kurulmuş, turizmin en önemli ve eski meslek örgütünden hiçbir aşamasında görüş almayarak ve bilgi vermeyerek ortaya çıkardığı teklif metni; göreve geldiği günden beri Seyahat Acentalarının yasadan kaynaklanan haklarını elinden almaya çalışan, meslek örgütünü güçsüz bırakıp, işlevsiz kılmaya çalışması tüm sektörün bildiği bir kurgunun sonucudur.

2 yıl önce, 1618 sayılı Kanun çalışmasının bir anda rafa kaldırılarak, gündeme getirilmeyişinin nedeni, OTELLERE TRANSFER HAKKI TANINMASI konusunda Sayın Bakan’ımızın şahsi talep ve ısrarına karşı direnmemizdi.  Hatta transfer konusunda Ulaştırma Bakanlığı ile geldiğimiz çözüm noktasında yolun tıkanmasının sebebi de Bakan’ımızın bu talep ve ısrarına haklı itirazımızdı.

Bizim mevzuatımızda itirazımız nedeniyle yapılamayan değişikliğin tüm hukuk kuralları yok sayılarak, 2634 sayılı Kanun’a bir eklenti ile yapılmak istenmesi, Sayın Bakan’ımızın otellere transfer hakkı verme konusundaki ısrarını da ortaya koymaktadır. Adı Teşvik Kanunu olan bu yasa teklifi, Seyahat Acentalarını cezalandırmayı içermektedir.

Seyahat Acentaları, öz mal araçları ile tur ve transfer yapamazken, bu konuda Ulaştırma Mevzuatına bağlı işletme gereklerine uymak zorunda iken, bu sebepten dolayı türlü sıkıntılarla boğuşurken, otellerin öz mal araçları ile transfer yapabilmeleri nasıl açıklanabilir?  

Transferle ilgili Seyahat Acentalarına türlü kurallar uygulanırken, işi konaklama olan işletmelerine tesis sınırları dışında karayolu taşımacılığı hak ve yetkisi vermek nasıl mümkün olacaktır?

Seyahat Acentalarının ekmeğine, mesleğine, meslek örgütüne hiçbir zaman bu kadar çok saldırı olmamıştı ancak Sayın Bakan’ın göreve geldiği günden bugüne kadarki uygulamalarına bakınca, şaşırmadığımı söyleyebilirim. Bu büyük yanlışın yüce Meclis Komisyonlarında düzeleceğini umut ediyorum.

Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE) Başkanı Hüseyin Kurt ise;

‘Kongre, toplantı, etkinlik, fuar, incoming ve outgoing tarafında hayatta ve ayakta kalma mücadelesi veriyorduk. 

Sektörün tutunduğu son dal da kısa çalışma ödeneğiydi. Maalesef bu son dal, korunamadı. Özellikle “ KÇÖ “ ile birlikte nitelikli istihdam kaynağımızı belirli ölçüde koruyabiliyorduk. Lakin, “ KÇÖ “ uygulamasının son bulmasıyla minimumum üniversite mezunu, dil bilen, uzun emekler vererek yetiştirdiğimiz bizi biz yapan ekibimizi kaybetmeyle karşı karşıyayız! 

Özellikle sektörün pandemi sonrasına hizmet üretebilmesi öncelikli hayatta tutulmasından geçiyor. Bu bağlamda Sn. Cumhurbaşkanımızın KÇÖ ile ilgili aldığı kararı gözden geçirmesini ve turizm, etkinlik, organizasyon, fuar ve hizmet sektörleri tarafında minimum 3 aylık bir uzatmaya gidilmesini önemle istirham ediyoruz. “ KÇÖ “ dışında sektörün pandemi sonrasına hizmet üretebilmesi kaslarının güçlendirilmesinden geçiyor. Kasların güçlendirilmesi adına vergilerin ötelenmesi, sicil affının çıkarılması, 2019 cirolarımız dikkate alınarak hibe kredi verilmesi, stopaj indirimi vb. teşvik ve destekler istihdamın korunması, hizmet üretebilmek adına sektörümüz tarafından ivedilikle beklenmektedir.

On binlerce çalışanın gözü, kulağı Sn. Cumhurbaşkanından gelecek olası haberdeydi. O haber maalesef gelmedi. Neydi o haber? “ KÇÖ “ uzayacak mı? Uzamayacak mı? Ben bu demeci verirken maalesef o beklenen haber gelmedi. “ KÇÖ “ uzamadı! 

Kısa çalışma ödeneğinin sonlanması turizm sektörünün fişini çekmekle eşdeğer.

Nitelikli personelin işsiz kalması, sektörden uzaklaşması demek.

Ne olacak bu lisan bilen, ehliyet ve liyakat sahibi personeller? koca bir belirsizlik…

Turizm, etkinlik, organizasyon, hizmet sektörü hayatta ve ayakta tutulmalı ki sektör pandemi sonrasına hizmet üretebilsin’ diye ifade etti.

Ülkemizin turizminin sorunsallarına çözüm önerilerine, yol haritasına dair bir pencere açması açısından faydalı bir yazı olması düşüncesiyle dile getirdim. Sizlerle tatil reçetelerini, iyi bir tatilin püf noktalarını, tatile nereye gitmeyelim, nerede konaklamalıyım, ne yenilir ne içilir, nereler gezilir diye paylaşmak isterdim ama onları her zaman paylaşırız önce turizm gerçeklerimizi ortaya koymamız ve hep birlikte yorumlamamız gerekiyor.

Tatil tadında kalın.