BIST 9.080
DOLAR 32,33
EURO 35,08
ALTIN 2.309,53
HABER /  POLİTİKA

Türk bölücü dediğine pişman

30 Ağustos resepsiyonuna çağırılmadı Askere "bölücü" dedi. Ama şimdi pişman...

Abone ol

Ahmet Türk, bu hafta da hep gündemdeydi. Ancak bu kez tepki çeken sert açıklamalarıyla. Meclis'te grubu bulunan partiler arasında bir tek Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle verilen resepsiyona çağrılmamasına tepki gösterdi. Bunu 'bölücülük' olarak nitelendirdi.

Ahmet Türk, Sabah'ın sorularını yanıtladı...

- Neden bu kadar sert bir açıklama yaptınız?
- 30 Ağustos'u tüm halkın Anadolu'nun işgaline karşı ortak mücadeleyi başlattığı ve kararlılığının oluştuğu gün olarak değerlendirmek lazım. Hem halk hem de geçmişte mücadele veren insanlar için önemli bir gündür. Bir inançtır emperyalizme karşı, dış güçlere karşı. Bu mücadelenin içinde Kürt, Türk ve diğer etnik kimlikler de var. 30 Ağustos halkla paylaşılarak kutlanmalı. Bugünü ülkede yaşayan tüm insanların gününe dönüştürecek bir mantığın esas alınması önemlidir. Şimdi 30 Ağustos'a, Kurtuluş Savaşı'na her yurttaşımız katılmışken, mücadele vermişken, canını vermişken kutlamaların belli siyasi görüşlere ve kimliğinden dolayı halkın bir kesimine kapatılması burukluk yaratmaktadır.

- Kürt kimliğinizden dolayı mı çağrılmadınız?
- Görünen o.

- Size haksızlık yapıldığını mı düşünüyorsunuz?
- Kutlamalara bir partinin kimliğinden dolayı çağrılmaması haksızlık değil mi? 30 Ağustos herkesin içinde olduğu bir mücadeleydi. Kimliğinden dolayı davet edilmemeyi, siyasi duruşundan dolayı dışlanmışlığı ve de ötekileştirmeyi doğru bulmuyoruz. Ama 'bölücülük' kelimesi sert oldu. İfade etmek istediğim ayrımcı tutuma tepkiydi. Dışlayan, ötekileştiren mantığın sorunların çözümüne katkı sunmadığı gibi bu mantık, Türkiye'nin demokratik refleksleri ve geleceği noktasında da endişe vericidir.

- Genelkurmay Başkanlığı'ndan resepsiyona davet gelseydi gidecek miydiniz?
- Gelmediğine göre bugün bunu tartışmamızın anlamı yok. Çağırsalardı güzel olurdu. Ama "Ben kabul etmiyorum, sindiremiyorum," denildiği zaman halkın iradesine karşı çıkılmış oluyor.