BIST 9.645
DOLAR 32,55
EURO 34,89
ALTIN 2.434,25
HABER /  GÜNCEL

Türban, başı açıkları ezer

İlahiyat fakültesi profesöründen tepki çekecek sözler.

Abone ol

İLAHİYAT Profesörü Beyza Bilgin 1988’de Ankara İlahiyat Fakültesi’nde yöneticiyken başörtüsünün serbest kalmasıyla başını örtmeyen tek kız kalmadığını söyledi. Bilgin, "Şimdi, kızların okuması için başörtüsü serbest bırakılsın diyemiyorum, endişeliyim. Çünkü bu sefer öbür taraf eziliyor" dedi

1988’de YÖK yasasında Anavatan Partisi’nin öncülüğünde yapılan değişiklikle başörtüsünün çağdaş kıyafet ilan edilmesi öncesi ve sonrasını Bilgin şöyle anlattı

İKİ DÖNEMİ DE YAŞADIK

"1988’de fakültenin dekan yardımcısıydım. Önce yasak dönemini yaşadık. Okulun bahçesinde çadırlar kuruluyor, siyasiler yasağın kaldırılması için konuşma yapıyorlardı. O dönem başörtüsü yasağı taraftarı değildim. Kızların okuma imkanıdır, dışı örtülü de olsa kafalarının içi açılıyor diye düşünüyordum. Yönetici olarak buna izin veremesem de gönül olarak öyleydim.

Ne oldu, başörtüsü çağdaş kıyafettir dendi, olay tersine döndü. Yanlış, yön değiştirdi. Bu sefer bir tek kız kalmadı başı açık. Okumak için saçlarını açıp örgü yapan, toka takan kızlara, erkekler koridorlarda ’Manken oldunuz, niye örtünmüyorsunuz’ diye laf atmaya başladılar.

ŞİKAYETÇİ OLAMAZLAR

Kızlar şikáyetçi olmadılar. ’Biz kendi rızamızla örtüyoruz’ dediler. Zaten şikáyet de olamaz. Ağabeyler, ablalar vardır. Baskı olmaya başlayınca direnme de olur. Ama artık 1980’li yıllar gibi değil. Şimdi, kızların okuması için eskiden olduğu kadar, başörtüsü serbest bırakılsın diyemiyorum, endişeliyim. Çünkü bu sefer öbür taraf eziliyor.