BIST 9.113
DOLAR 32,38
EURO 35,07
ALTIN 2.326,75

Trump ne yapmaya çalışıyor?

Trump’ın baş döndüren Twitter mesaisi ve birbiri ile çelişen mesajlarının sıklığı sadece diplomasiyi değil, tutarlı bir şeyler söylemek isteyen yazar ve çizer takımını da bir hayli zor durumda bırakmış gözüküyor.

Trump’ın baş döndüren Twitter mesaisi ve birbiri ile çelişen mesajlarının sıklığı sadece diplomasiyi değil, tutarlı bir şeyler söylemek isteyen yazar ve çizer takımını da bir hayli zor durumda bırakmış gözüküyor.  Şimdilik bulundukları pozisyonda en rahat olanlar, “ben demiştim” cephesi. Trump’ı zamanında öven medya ve mensupları ise bir birbirini papatya falı gibi takip eden her iki mesajdan birinin tevili ile yetinmek zorunda.

Trump’ın kendine has üslubu ve çelişkilerinin bu taraftan bakıldığında bir anlamı olmasa bile tamamen rasyonel sebepleri var. Arka planı bilmek mesajları anlamlandırmak açısından önemli.

Öncelikle, Trump bir iş adamı ve tüm hayatını böyle yaşadı. Trump’ın ABD başkanlığı öncesinde bir politik kariyeri bulunmuyor. Tüm kariyeri ticarette. Politik muhayyilesi sahip olduğu bu arka plana dayanıyor. Ülkeyi şirket gibi yönetme isteği de bundan. Bunun bir uzantısı olarak da Trump tüm Ortadoğu politikasını doğrudan bu kurgu içerisinde şekillendiriyor. Kar-zarar dengesi…

Bunu da gizlemiyor. Trump, Ortadoğu’da para kimde ise onu desteklerim şeklinde formüle ediyor bu politikalarını.  Bunu akılda tutmak lazım.

İkinci parametre ise Amerikan politik retoriği.  Yani izlediklerimizin bir kısmı ABD’de ortalama seçmende alıcı bulan politik söylem ve bu söyleme göre yapılmış politik hamleler. Ortalama ABD seçmeni için sadece bir bilmece olan Ortadoğu üzerine en kabul gören söylemler, “Askerlerimizi eve getiriyoruz”, “Ortadoğu’da kalıcı barış tesis ediyoruz”, “Ortadoğu’dan askerlerimizi çekiyoruz” gibi mesajlarıdır. Gerçekte tam tersi de olsa bu söylem Amerikan seçmenine daha sempatik geliyor. Trump, Kuzey Suriye’den asker çekildiğini açıkladığında bile Pentagon Suudi Arabistan’a asker gönderiyordu.  Son anketlere göre Trump’ın Suriye’den askerlerimizi çekiyoruz mesajı ABD halkından % 54 destek görmüş.  Daha sonra hayata geçirmemiş olsa da selefi Obama’nın da 2008 seçiminde kendisine seçim kazandıran söylemi, “Irak ve Afganistan’dan asker çekmesi” idi. Zira, Ortadoğu Jimmy Carter’dan bu yana tüm ABD başkanlarının politik kariyerini bir şekilde etkilemiştir. İsrail-Mısır arasındaki arabulucu rolüne rağmen İran rehine krizindeki başarısızlık Carter’ı etkilenmişti. Sovyetleri zayıflatmak için mücahidine destek olan Reagan, El-Kaide ve bin Ladin’in yolunu açmakla suçlanmış. Kuveyt’e saldıran Saddam’ı oradan çıkarmak için 1. Körfez Savaşını başlatan Baba Bush yeniden seçilememiş, İsrail-Filistin barış görüşmeleri için çok uğraşan Clinton Lewinsky skandalı yüzünden azledilmek üzere yargılanmıştır. Oğul Bush ise neredeyse 8 yıllık başkanlık kariyerinin tamamını Ortadoğu ile uğraşarak geçirmiştir. Dolayısıyla, Ortadoğu her ABD başkanın kabusu.

Denklemin üçüncü parçası, yaklaşan ABD başkanlık seçimleri.  Bölgeye dönük olduğunu düşündüğümüz mesajların çoğu, aslında 2020 başkanlık seçimleri ertesinde giderek kızışan politik atmosferde ABD seçmenin desteğine dönük. Şu sıralar Demokrat Parti önseçimlerinde ABD seçmenine sempatik gelecek aday için yarışlar yapıyorken, adayın belirlenmesinde Trump’ın söylem ve politikaları önemli bir yer tutuyor. Trump’ın söylemlerinin bir kısmı devam eden önseçimlere dönük.

Son ve en önemli bileşen Trump’ın devam eden azil süreci. Okuduğumuz mesajların ve diplomatik trafiğin bir kısmı bu süreçte devam eden taktik hamleler. Daha önce yazdığım yazıda Trump’ın azil sürecinin çok çetrefilli olduğunu yazmış ve süreci detaylandırmıştım. Tıpkı Nixon’ı istifaya götüren Watergate skandalında olduğu gibi sürecin gidişatını tayin edecek şey kamuoyunun hissiyatı olacaktır. Yoksa mevcut durumda senatoda çoğunlukta olan Cumhuriyetçilerin başkan adayını azletmek kolay değil. Haliyle kendi aleyhinde oluşacak kamuoyunu dağıtmak da yapılan hamlelerin önemli bir motivasyonu.  Dolayısıyla Trump’ın diplomatik olmayan üslubundaki anlık tavır/söylem değişiklikleri, buradan değil ABD’den nasıl göründüğü ile ilgili.

Ortam sertleştikçe, seçim yaklaştıkça, azil süreci ilerledikçe daha fazlasında hazır olun…