BIST 9.645
DOLAR 32,57
EURO 34,90
ALTIN 2.438,99

Süleyman Soylu için AK Parti'ye gidecek diyen soysuzlar utanacak mı?

Peki Soylu'ya rakip olmak için yakıp yıkan, kırıp döken sevgili Aytun Çıray, senin de başın dava arkadaşlarının ki kadar dik mi?

Şakir Süter öldüğü gün...

Ellerimi açıp dua ettim:

-Süleyman Soylu'nun dostluğunu bana da nasip eyle Rabbim!

                            ***

Öyle bir dostluk ki...

Öyle sıkı ki...

Şakir Abi'nin göz işaretiyle...

Umre'ye gitti...

Dua için...

Şakir Abi "git" dedi çünkü..

                         ***

Süleyman Soylu, Başakşehir'de oturuyor.

Şakir Süter ise, Kozyatağı'nda Acibadem Hastanesi'nde yatıyordu.

Soylu, hergün ama hergün, üşenmeden Şakir Abi'sinin başucunda belirdi.

Ne istediyse onu yaptı.

Son nefesine kadar...

Gözlerini bu dünyaya kapatana kadar yanında oldu.

Mezarını kendisi kazdı.

Defin işlerini o halletti.

Özetle, dostluğun gerektirdiği her şeyi yaptı.

Ben de o günden sonra Soylu'yu daha çok sevdim, Şakir Abi'ye yaptığı dostluğun aynısını istedim.

                          ***

Aytun Çıray bunu anlamadı mesela.

Soylu'ya niye güvendiğimi.

Onu neden sahiplendiğimi...

Ona niye toz kondurmadığımı bir türlü idrak edemedi.

Siyaset değildi bizi bir araya getiren.

Karşılıksız, çıkarsız, lekesiz, tertemiz bir dostluktu bizimkisi.

O yüzdendi, Aytun'a çıkışım.

O yüzdendi, kestirip atmam.

                  ***

Ve bugün...

Aytun Çıray bu sitede yıllarca yazdı.

Emeği geçti...

Bunu inkar edemem.

Ama kendi gibi olamadı.

DP'nin liderliğine soyundu.

Bu yola koyulurken, kırdı, döktü, yaraladı.

Ve saf değiştirdi sonra.

Cindoruk'la hareket etti bir süre.

O da olmayınca...

Yeni bir yolculuk için ara verdi siyasete.

O şimdi CHP'de...

Kemal Kılıçdaroğlu ile kolkola.

Hem lider adayı...

Hem Demokrat Partili.

Hem ANAP'lı...

Hem de CHP'li...

Oysa, kongre salonunda söyledikleri hala kulaklarımda çınlıyor.

                   ***

Ahmet Hakan'ın deyişiyle neyse neyse...

Aytun Çıray değil konumuz.

Soylu'nun soyluluğudur mesele.

                   ***

Gaziosmanpaşa'da DYP Gençlik Kolları'nda görevliyken tanıdım onu.

İlçe Başkanı oldu sonra.

Belediye Başkan adaylığı sürecinde yanındaydım. (Yanında çalıştım, işsizdim bana sahip çıktı) İl Başkanı oldu sonra. Ters düştük, ayrı düştük, kavga ettik, küs kaldık ama arkadaşlığımız baki kaldı, kırgınlığımız ebedi olmadı.

Ve bildiğiniz gibi DP Genel Başkanı oldu.

Sonra da yine bildiğiniz gibi, partisinden ihraç edildi.

Referandum da, "evet" dedi diye...

                     ***

Dediler ki:

-AK Parti'ye oynuyor.

Dedim ki:

-Hayır!

İnat ettiler, ısrar ettiler...

Soylu'nun soysuzluk yapacağını söylediler.

Bugüne bakıyoruz, asıl soysuzlar cirit atıyor orada burada.

Süleyman Soylu ise, partisinden ihraç edilen bir genel başkan olarak yerinde duruyor.

Hem de gelen ciddi tekliflere rağmen.

Milletvekili olmak mı?

İlkeli olmak mı?

Süleyman Soylu, kararını ilkeli olmaktan yana koydu.

Kimsenin boyunduruğu altına girmedi.

Dahası, Demirel'in deyişiyle, dava arkadaşlarının başını öne eğdirmedi.

O dik...

Arkadaşları dim dik...

Peki Soylu'ya rakip olmak için yakıp yıkan, kırıp döken sevgili Aytun Çıray, senin de başın dava arkadaşlarının ki kadar dik mi?

Yoksa dava mazide mi kaldı?