BIST 9.525
DOLAR 32,58
EURO 34,65
ALTIN 2.521,65

Senin kökenin Ermeni mi?

birileri, binbir türlü siyasi oyunlarla tarihi yeniden yazıyor. Birileri de, ‘Sen Ermeni kökenli misin?’ sorusunun ve cevabının içinde kayboluyor.

Melih Gökçek, Yerevan ziyareti sırasında ’soykırım tanıma’ çağrısı yapan Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir’e Twitter'dan sormuş;  ‘Senin kökenin Ermeni mi?’ 

Bu soruyu çeşitlendirelim;

'Senin kökenin Türk'mü?' (küfür olarak algılayan? yok.)

'Senin kökenin Laz mı?'(nefret söylemi olarak algılayan? yok.)

Sorum şu; bu mesaj ırkçı mı ve nefret söylemi var mı?

Hani, içinde Ermeni sözcüğü geçen her cümle ‘Irkçılık’ kapsamında değerlendiriliyor ya, merak ediyorum bizler bunu hak edecek ne yaptık..! 

Avrupa’da, ‘Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır’ diyerek ifade özgürlüğünü kullanırsın, ‘Irkçılık’ kapsamında gözaltına alınırsın, hapis cezası alırsın. AİHM kapılarında hakkını ararsın (Doğu Perinçek)

Türkiye’de, ‘Sen Ermeni misin, kökenin Ermeni mi?’ diye soru sorarsın, ‘Vay ırkçı!’ derler, ‘nefret söylemi’ derler, ‘ayrıştırıcı’ derler, yetmedi küfür ederler. 

O kadar üstüne gelirler ki kendini suçlu hissedersin. 

Birileri hem Türklüğü kabul etmezler, hem de Ermeni misin?’ Kürt müsün..? sorusundan irite olurlar.

Şimdi çok değerli Sayın okuyucum, yemeyip içmeyip ‘bu yazar Melih Gökçek’e hak veriyor’ diyerek üstüme yürüyecektir ama burada amacım birilerinin haklarının arkasında dururken..’’heyy kendi hakların ne durumda unutmayalım’’ hatırlatması..! 

Bizler zaten, ‘Hepimiz Ermeniyiz’ de dedik.

Hep birileri kendini kötü hissetmesin diye bukalemun da olduk..!

O birileri de bırakmalı artık bizlerin gözüne gözüne kinlerini/öfkelerini sokmayı!

Gökçek'in sorusundan rahatsız olanlar, görmüyor musunuz!

Hiç mi haber okumuyorsunuz! 

AP, Ermeni soykırımını hukuksal planda tanımalarını istiyor, EPP, Ermeni soykırımı ile ilgili 9 maddelik kararda Türklere, ‘Tarihinizle yüzleşin! mesajları veriyor. Yirmi iki ülke Ermeni soykırımını tanıyor. Ajitasyon, dezenformasyon, ikiyüzlü politika, çifte standart, soykırımı tanıma çağrıları gani gani…

Bizim aklı evveller de, Twitter’dan Melih Gökçek , Cem Özdemir’e ‘Senin kökenin Ermeni mi?’  diye sorduğu için, ‘vay efendim, ırkçılık, nefret söylemi..bık bık bık!

Yahu ne kadar safsınız siz..!

Ve ne kadar kör..!

Ve ne kadar kendine düşman..!

Cem Özdemir’in arkasında duranlar bakınız facebook sayfasından kendini nasıl aklamış. Pardon aklayamamış.

 

Kısa zaman aralığında AKP kanadından birbirinden tamamen farklı iki görüş duymuş olduk. Bir yandan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Türkiye’li Ermeni gazeteci Hrant Dink’in öldürülüşünün 8’inci yılı dolayısıyla yayınladığı açıklamada barışçıl mesajlar vererek Osmanlı İmparatorluğunda Ermenilerin üstlendiği önemli rollere dikkat çekmişken; öte yandan mensubu bulunduğu partinin üyesi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın Ermeni kökenli olup olmadığımı sorarak şahsımı hedef almış olması anlaşılır gibi değil.

İki halk arasındaki barışa ve çözüm çabalarına vurgu yapmak yerine, destekçilerini ırkçı ifadelerle bilhassa tahrik etmeleri ve „Ermeni” kelimesini lügatlarında halen küfür gibi kullanıyor olmaları, bir kez daha adalet ve empati gibi kavramların AKP’li birçok kimsenin tahayyül dünyasının çok ötesinde olduğunu kanıtlamış oldu. Bilindiği üzere geçmişte kendim bizatihi başörtüsü takmasam da, başörtüsü takan kadınların üniversitelerde eğitim alabilme haklarını hep savundum. Hakkaniyet ve vicdan sahibi olmanın, köken ve/veya aidiyet ön şartını gerektirdiğini de düşünmüyorum.

Belli ki, bizim savunduğumuz demokrasi anlayışı, mevcut Ankara yönetimini aşıyor. Belli ki Başbakan Sayın Davutoğlu, Ermeni halkına ve Türkiye’de yaşayan diğer bütün halklara yönelik ırkçılıkla mücadeleye ilişkin olumlu açıklamalarına öncelikle kendi sıralarına mensup şahısların da ikna olmasını sağlamalı. Bu kendisinin inandırıcılığını arttıracaktır.

Durduğum yer belli: Türkiye-Ermenistan sınırının kapalı kalması Türkiye’nin de zararına. Ermenistan’ın bu şekilde Rusya’nın kollarına sürükleniyor olması, bir yandan ülkenin otoriterleşmesine yol açtığı gibi diğer yandan ise Dağlık Karabağ sorununun çözümünü daha da zorlaştırıyor. Sınırın açılması hem Ermenistan’daki Avrupa yanlısı kesimleri güçlendirecek, hem de Türk ekonomisine yeni bir pazar sağlayacaktır. Bu girişim, Türkiye’nin Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ilişkilerde arabuluculuk rolünü üstlenmesine ve yine Türkiye’nin geçmişindeki bu karanlık sayfa ile daha samimi ve açık biçimde yüzleşmesine yardımcı olacaktır.

 

Bu açıklamaya dair, Özdemir’e tek sorum; ‘Kendim geçmişte başörtüsü takmasam da, başörtüsü takan kadınların haklarını savundum’ cümlesinin meali.

Tek ciddiye aldığım açıklaması bu.Tek!

Ha diğer sorum; Melih Gökçek’i etiketleyerek, ‘Ice Bucket Challange’ yapacak mı?

Diğer taraftan, EPP’nin Ermeni soykırımı ile ilgili 9 maddelik kararında, hatırlatmak istediğim, Türkiye’nin temsil edilmediği ve söz hakkı olmadığı bir ortamda Türkiye aleyhine karar almanın dürüst bir tavır olmadığıdır.(hala dürüstlükten bahsediyorum)

Özetle sayın okuyucum; birileri, binbir türlü siyasi oyunlarla tarihi yeniden yazıyor.

Birileri de, ‘Sen Ermeni kökenli misin?’ sorusunun ve cevabının içinde kayboluyor.

Uyanalım artık..!