BIST 9.530
DOLAR 32,46
EURO 34,81
ALTIN 2.480,32

Semerkand'dan BM Genel Kuruluna sergilenen onurlu dik duruş ve onun irade beyanına yansıması

Sevgili dostlar; Şenghay İşbirliği Örgütü 15-16 Eylül tarihlerinde Özbekistan’ın Semerkand şehrinde toplanmış, ev sahibi ülke sıfatıyla Özbekistan’ın davetiyle Türkiye ve Azerbaycan da “özel misafir”  sıfatıyla zirveye katılmışlardı. Türkiye, her ne kadar 2012 yılında örgütle ilgili olarak “Diyalog Ortağı” statüsünü elde etmiş ise de, bu güne kadar zirve toplantılarına Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk olarak katılıyordu.

Türkiye ve Azerbaycan dışında neredeyse bütün Türk Cumhuriyetleri Şanghay İşbirliği Örgütünün üyesi durumunda. Bununla birlikte Hindistan, Pakistan, Moğolistan’da teşkilatın üyesi. Hemen ifade edelim ki, Rusya ile Çin de teşkilatın etkin üyeleri arasında yer almakta.

Özel misafir olarak zirveye katılan Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan ikili görüşmeler doğrultusunda önce Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın Aliyev’le bir araya geldi, müteakiben Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Çin lideri Şi, Moğolistan Cumhurbaşkanı Ukhnaa, Rus lider Putin ve İran Cumhurbaşkanı Reisi ile başbaşa görüştü.

Bu esnada bir araya gelen liderlerin komplekste sergilemiş oldukları samimi pozlar dikkatleri çekmişti. Hele liderlerin komplekste hep bir arada oturarak sohbeti devam ettirirken sergilemiş oldukları samimiyet görülmeye değerdi. Sayın Aliyev, oturmuş olduğu koltuğu GARDAŞI Erdoğan’a verip kendisinin bir ötedeki sandalyeye geçmesi, aralarındaki kardeşliğin en bariz tezahürü idi. Sanki önceden düzenlenmiş gibi; sayın Cumhurbaşkanımız, bir bakıma muhabbet halkasına dönüşen dostların sohbet dizilişinin en baş ve en hakim noktasında, koltukta oturarak kendisini dikkatle dinleyen zirvenin iştirakçilerine sanki İmam MATURİDî’nin formüllerini belirlediği ve 10 asır öncesinden itibaren Semerkand’dan Batı’ya doğru akıp o giden gönül medeniyetinin tanıtımını yapıyordu.

Batının iki yüzlülüğü karşısında alternatif arayışlarından geri kalmayan Türkiye’nin objektiflere yansıyan bu etkinliği Batı’nın moralini bozmuş, bir bakıma onlar adına Almanya’dan “Şanghay İşbirliği Örgütü” ne muhtemel bir üyelik halinde Türkiye’ye ekonomik yaptırımların uygulanma ihtimalinin gündemde olduğunu içeren bir tehdit de hemen gelivermişti.

Batı emperyalizminin tipik örneği bir kere daha tecelli etmişti; çökertmek istediklerine çelmeyi takarlar, madur ederler, ama bırakmazlar ki ezdikleri o zavallı mazlum ağlasın, ah-vah edip gözlerinin yaşını silsin. İşte Batı budur. Ama onlar atlasalar da zıplasalar da artık Yeni Türkiye kendi millî hedefleri doğrultusunda gerekeni yapacaktır. Nitekim BM Genel Kuruluna iştirak etmek üzere ABD yolculuğu öncesi sayın Cumhurbaşkanımız, yapmış olduğu açıklamada hedefimizin Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na üyelik olduğunu açıklamıştır.

Central Park'ın yansıttıkları!

BM Genel Kurulu öncesi Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan, New York Central Park’ta yürüyüşe çıkmıştı. Kendisini gören yabancı vatandaşlar, şaşkınlıklarını gizleyememişlerdi. Gezinti esnasında etrafını çevreleyen halkın yoğun ilgisi karşısında hayranlarıyla sohbet edip onların gönlünü almayı ihmal etmemişti sayın Erdoğan. Nitekim parkta, restoranda oturduğunda Burkina Faso’lu bisikletçi Michael, masasına gelip  kendisine “Dünyanın en iyi başkanı” vasıflandırmasıyla hitap ederek takdir ve sevgisini teyit etmişti. Yine gezinti esnasında kent sakinleriyle vakî sohbetlerinde sayın Cumhurbaşkanımız kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyenleri de kırmamıştı.

Erdoğan BM Genel Kurulu'nda!

Sayın Erdoğan, her zaman olduğu gibi, dünyanın 5’den büyük olduğuna, BM’nin 77. Genel Kurulunda bir kere daha vurgu yaparak bundan böyle Türk Milleti olarak “Daha adil bir dünya mümkündür demeye devam edeceğiz” ilanatında bulundu.

Yine konuşmalarında, Ukrayna tahılının dünyaya ulaşmasında Birleşmiş Milletlerin, Ukrayna-Türkiye-Rusya arasındaki antlaşmanın metnine sayın Genel Sekreter Guterres’in atmış olduğu  imzayı, BM’ye yönelik son yılların en büyük başarısı olarak niteleyerek, tahıl arzının sürdürülmesindeki öneme dikkat çekti. Bu esnada Rusya-Ukrayna savaşına değinen Erdoğan, taraflara yönelik kendilerine “Krizden onurlu çıkış imkanı verecek diplomatik bir çözüm bulunmalı” diyerek bütün dünyayı uyardı..

Yine sayın Erdoğan “Türkiye olarak biz, yeni Aylan bebeklerin cesetleri kıyıya vurmasın diye çırpınırken Yunanistan, Ege’yi bir mülteci mezarlığına çevirmektedir” dedikten sonra, geçen hafta Yunan Güvenlik Güçleri tarafından botlarının batırılması sonucu boğularak ölen iki aylık Asım bebek ile 4 yaşındaki Abdülvahab’ın resimlerini bütün dünyanın gözleri önüne sererek başta Batı olmak üzere bütün dünyayı, Yunanistan’ın işlemekte olduğu insanlık cinayetleri karşısında ona “dur” demeye davet etti. 

Sayın Erdoğan, konuşmalarında Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yaparak, başta dost olduğunu iddia edenler olmak üzere bütün dünyayı PKK ve türevlerine karşı kayıtsız kalmamaya çağırdı.

Filistin sorununun adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüme kavuşmasının tek yolu başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin kurulması dışında başka bir yol olmadığını belirttikten sonra aynı şekilde, Kıbrıs Türklerine reva görülen zulüm ve cefanın tamamen ortada kalkması için tek yolun; Bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasıdır, diyerek bütün dünyayı Bağımsız, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaya davet ettiler.

Son olarak bir kere daha Ermenistanı akıllı olmaya, Yunanistanı da yersiz tahriklerden kaçınmaya davet ederek Türkiye’nin, Ege ve Doğu Akdeniz’deki haklarını sonuna kadar savunacağını Karabağ davasında ilelebet doğma kardeşi Azerbaycan’ın yanında olduğunu, diklenmeden milletinin karakterine yakışır dik duruşuyla bütün dünyaya ilan etti. Hayırlısı Allah’dan.

Kalın sağlıcakla sevgili dostlar.