BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53

Pilotlar kurtuldu diye kahroldular

71 gündür mahsur tutulan pilotlarımızın geri dönüşü bile bizi bir duyguda birleştirmeye yetmiyor.


9 günlük bayram tatilinde "tatil" yapmayan klavyelerimiz sağolsun.
 
Gündem yoğunluğu bi rahat vermedi ki "bilirkişi" kalıbından çıkıp şöyle öze dönelim. MİT- Hakan Fidan derken bayram sonunda kaçırılan pilotlarımızın yurda dönüşleriyle diplomasi uzmanlığımız tavan yaptı. 
 
Pilotların 71 gün sonunda evlerine, ailelerine sağ salim kavuşmalarına değil de Başbakan Erdoğan'ın havaalanında karşılamasına takılanlar oldu. 
 
Bunlar belki de en hafifiydi. 
 
Belli bir kesim var ki ne yapsanız yaranamıyorsunuz. 
 
Pilotlar kaçırıldığında hükümete veryansın edenlerle, kurtarıldığında "şov yapmayın" diyenlerin aynı olmasına şaşırdık mı?
 
Hayır.
 
Olimpiyatları kaybettiğimizde zil takıp oynayanlarla pilotlar kurtarıldı diye neredeyse matem tutanların aynı olmasına şaşırdık mı?
 
Hayır.
 
Dolar fırladı diye sevinç çığlıkları atanlarla, "pilotlar Katar uçağıyla geldi, senin neren büyük ülke?" diyenlerin aynı olmasına şaşırdık mı? 
 
Hayır.
 
Kaçırılsalar bir dert, kurtarılsalar bir dert.
 
Hadi bu kesimi anlıyorum, ne yapsan yaranamayacaksın belli de hükümete yaranacağım diye takla üstüne takla atanları ne yapacaksın?
 
Pilotlar kurtarıldı diye sevinmekten öte geçip "ohhh pilotlarımızı da kurtardık, çatlayın da patlayın" moduna geçenlere şaşırıyor muyuz?
 
Evet!

Şahsen ben şaşırıyorum. 
 
Bilen bilir de bilmeyen bu lafları edenleri, kaçırılanları alıp getiren uçağın pilotu ya da anlaşmayı yapan ekibin bizzat başındaki adam sanır. 

Eleştirmenin de sevinmenin de ayarını kaçıralı çok oldu. Fabrika ayarlarımıza dönemiyoruz nicedir.
 
Zaten kutup kutup ayrılmış, almış başımızı gidiyoruz.
 
71 gündür mahsur tutulan pilotlarımızın geri dönüşü bile bizi bir duyguda birleştirmeye yetmiyor.

Durum bu kadar vahimken, seviyeyi mahallede oyun oynayan çocukların "ohh canıma da değsin" seviyesine indirmek akıl tutulmasından başka bir şey değildir.
 
Bİ' ŞEYİ DE BİLMEYİN!
 
Lügatimizde olmayan kelimelerin başını "bilmiyorum" çekse gerek. 
 
Hemen ardından da "haklısın" geliyor sanırım. Ama "haklısın" tek başına gelmiyor. Malesef "haklı olabilirsin" demeyi de hep yanında sürüklüyor.
 
Böyle olunca da ortaya "hep bilen ama hiç yanılmayan!" bir toplum çıkıyor. 
 
Gündemine göre kah ekonomist, kah diplomasi uzmanı, kah modacı, kah siyaset bilimci ama her daim "ben bilirimci" her daim "haklı" oluyoruz.
 
Sizin de bunları gördükçe içinizden " bi' şeyi de bilmeyin kardeşim" demek geçmiyor mu?