BIST 9.515
DOLAR 32,49
EURO 34,61
ALTIN 2.473,60

Payitaht Abdulhamid, Tayyip Erdoğan, İngiliz-Yahudi Medeniyeti ve "Evet"

Kendi fikirlerinden emin olamayıp çöl aşan yatırımlarla dünyayı ürküten Sultan Abdulhamid’in varlığından ve bu dizinin yayımlanmasından rahatsız olan İngiliz-Yahudi medeniyetinin hayranlarının neler yaptığı dizide net bir şekilde gösteriliyor.

2008 yılında bir Kültür organizasyonu için Hollanda’ya gitmiş ve program dahilinde Hollanda Kültür Bakanlığı yetkilileri ile görüşme fırsatını bulmuştuk.

Kültür adamı olarak muhatap alınmak her ne kadar onur verici olsa da sorulan sorulara verilen cevaplar mahcubiyet yaşamamıza sebebiyet vermişti!

“Hollanda nüfusu 16,5 milyon ve bir Hollandalı yılda ortalama 16 kitap okuyor.

Muzdarip olduğumuz için kendimizce farklı kültür etkinlikleri ile insanlarımızı daha fazla kitap okumaları adına teşvik etmeye çalışıyoruz.

Sizin nüfusunuz 75 milyon. Yıllık ortalama kitap okuma oranınızı biliyor musunuz?”

Soranın aynı zamanda cevabı vermesi mahcubiyete yetti!

“Bir Türkiyeli ortalama altı yılda bir kitap okuyor biliyor muydunuz?”

10 yıl önceki bir anımdan bahsediyorum lakin günümüz zamanında da çok fazla bir şey değiştiği kanaatinde değilim.

Uzun yıllardır farklı algı algoritmaları ile üzerimizde oluşturmuş oldukları rehavetin muhatabı olarak “uyuyan millet” modundayız!

Okumayı sevmeyen ve bilgiden uzak kalan ya da tutulan bir millet haline dönüştürülmüşüz.

Aslını öğrenememiş, bilgiden yoksun, sadece gösterilen ile hareket eden bir milletiz!

Söylenen ve gösterilene inanarak standartlarımızı oluşturmuşuz ve hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz.

Hal böyle olunca hem yakın tarihimizi hem de uluslararası muvazenelerin hangi noktayı işaret ettiğini ve mealini bilmeden yaşıyoruz!

Fikir inşası için gerekli olan işaret levhaları özelliği taşıyan bütün yönlendirmeler zevklerimize göre belirleniyor!

Okumayı bir yaşam biçimi olarak ele almanın devamında fikri anlamda da söz sahibi olabilmemizin en anlamlı formülü bilgi ve öğrenmekten geçer.

Kıymetli şahsiyetlerin; onların fikirlerinin, yaşamlarının, duruşlarının anlatıldığı ve bu duruşu kazanmanın yollarının öğütlendiği tarih okumalarına mesafeli duran bir milletin bireylerine en akıllı alternatifin sinema ya da dizi dünyası olduğu aşikar.

Okumayan bir millete doğruları en iyi ekranlardan gösterebiliyorsunuz artık.

Yayımlanan programın izleyeni yanıltmaması gerekiyor ki geçmişini ve anını mukayese edebilsin.

TRT 1’de doğruların araştırılarak yansıtıldığı tarihin gerçeklerinin net ve hassas bir şekilde gösterildiği yeni bir dizi başlamış oldu; “Payitaht Abdulhamid”

Kendi fikirlerinden emin olamayıp çöl aşan yatırımlarla dünyayı ürküten Sultan Abdulhamid’in varlığından ve bu dizinin yayımlanmasından rahatsız olan İngiliz-Yahudi medeniyetinin hayranlarının neler yaptığı dizide net bir şekilde gösteriliyor.

Tarihi yaşayan bir millet olarak günümüz İngiliz-Yahudi medeniyetinin hayranlarının gayr-i ahlaki ve kirli hamlelerine asil bir duruş ile 16 Nisanda karşı durmak için elimizdeki fırsatı değerlendirelim.

Sultan Abdulhamid döneminin paradigmalarını günümüz siyaset ve uluslararası mukayese açısından değerlendirmek bizleri millet olarak doğru sonuca ulaştıracaktır.

Bir dönemin zihin dünyasını etkilemiş ve çığır açmış, ölü fikirlere feraseti ile renk vermiş bir Sultan’dan bahsediyoruz.

Ekranlara yetmeyecek kadar zengin bir tarih dokusunun mimarı olan Ulu Hakan’ın vermiş olduğu mücadele nasıl İngiliz-Yahudi medeniyetinin kirli siyasetine karşı ise günümüzde de Erdoğan’ın vermiş olduğu çaba aynısı.

O gün Ulu Hakan’ın yanında yer almayanlar sonrasında hayıflanmaktan başka yapabilecekleri bir şeyin kalmadığını gördüler.

O halde günümüzü düşünmeye davet ediyorum!

Bu dizinin seyredilmesini salık veriyorum.

Referandum öncesi dizinin yayımlanan ilk bölümünün her bir karesinin bütüncül olarak ihatası adına birkaç kez seyredilmesini salık veriyorum.

İngiliz-Yahudi medeniyetinin oyunlarının içimize kadar girdiğini ve bizi kendi istedikleri zeminde inşa etmek için uğraşlarının tekerrürünü yaşadığımızı müşahede edeceksiniz.

Dizinin ilk bölümü bile 16 Nisanda “evet” deme gerekliliğinin ispatlarını bize gösteriyor.

Yapacağımız “evet” tercihi ile birlikte tarihin özneleri olarak gelecek nesillerimize berrak bir zemin ve yarınların yolunu açmış olacağız.