BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53

Olgunlaşma sınavı neler getiriyor?

Şimdi tekrar başa dönüyoruz.Yeni bir sınav, yeni bir sitem geliyor.Olgunlaşma sınavı

Daha iki yıl öncesinde, bugünlerde ÖSS’yi bırakıp daha ölçücü, daha güvenilir bir sınav olduğu söylenen YGS ve LYS’ye geçişimizi konuşuyorduk.

Yeni sistem nasıl olacak, neler getirecek diye tartışıyorduk.

İki yılda YGS eskidi…

Şimdi tekrar başa dönüyoruz.

Yeni bir sınav, yeni bir sitem geliyor.

Olgunlaşma sınavı

Bu yeni sistem, ne kadar gider, onu bilemiyoruz?

Aslında olgunlaşma sınavı, yeni bir sınav değil, hatta çok eski bir tarihi var.

Olgunlaşma sınavları, Osmanlı döneminde ilk kez Mektebi Sultani’de (Galatasaray Lisesi) 1869’da uygulanmaya başlanmış. 1955’te olgunlaşma sınavı yerine lise bitirme sınavları getiriliyor. 1974’te ise ÖSYM’nin kurulmasından itibaren de kaldırılmış.

Bu sınavlar, öğrencinin lise eğitimini tamamlayıp tamamlamadığını ölçmek için uygulanmış sınavlar.

 

Olgunlaşma sınavı neler getiriyor?

 

YÖK başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın açıklamalarına göre şu yenilikler gelecek:

- 12. sınıf öğrencileri “diploma alabilmek” ve “üniversiteye giriş sınavına” hak kazanmak amacıyla “olgunlaşma sınavlarına” girecek.

- Sınavı geçemeyen öğrencilere lise diploması verilmeyecek.

- Olgunlaşma sınavından alınan puanın, üniversiteye giriş sınavından elde edilen puana etkisi de olabilecek. Örneğin, olgunlaşma sınavının yüzde 25’lik oranı üniversiteye giriş sınavına eklenebilecek.

- Olgunlaşma Sınavı’nın merkezi olarak yapılarak tek oturumda gerçekleşmesi planlanıyor ancak sınav iki güne de yayılabilecek. Soru sayıları, haftalık ders saati çizelgesine göre belirlenebilecek. Buna göre; meslek lisesi öğrencileri daha az, Anadolu lisesi öğrencilerin daha fazla matematik sorusuyla karşılaşabilecek.

- Sınav sonuçları, liselerin başarısını da ortaya çıkaracak.

- Bu sınav, MEB tarafından yapılacak.

 

Uşaklara yazık ediysunuz, uşaklar telef oliy

 

Geçtiğimiz hafta, Bugün’deki köşesinde, Ali Atıf Bir, “olgunlaşma sınavı” ile ilgili yazdığı yazıda, çok güzel ve anlamlı bir fıkra aktarmış.

Eğitimimizin durumunu ve eğitimde gerçek amacın ne olduğunu, çok ince bir dille anlatıyor fıkra.

Trabzonlu Temel Ağa'nın sevgili torunu Eda'ya verilen ödev ile başı dertteymiş. Eskişehir'e göç eden arkadaşı Niyazi'ye aynen şunları yazmış:

Niyazicuğum. Hani benim küçük torun var ya. Geçen akşam, geturdi ödevini önüme koydi. Bi yandan da ağlay. Zaten dertlerini hep bağa açay.

Dedi ki; 'Habunlari anliyamadum. O yüzden da yapamadım. Yarin ögretmen beni dövecek.'

Dedum ki; 'Aglama uşağum, bunun içun ögretmen adam dövmez. Simdi oni çözeruk.'

Ne mümkün Niyazi kardaşum:

Bi tirenlan, bi otobos ayni istasyondan kalkmislar. Tiren otobostan üçte bir daha hizli gidiy. Otobos iki yerde onbeser dakka istirahat vermis. Tiren da bi yerde durmis, 20 dakka su almis. Otobos saatte 60 kilometro gidiymis. Tiren 5 saat sonra gidecegi yere varmis. Otobos ise ne vakit sonra oraya varacakmis. Ograştum yapamadum.

 Uşak ağlay.

Derken bubasi geldi. O da çözemedi. Diyrum oğa ki, ' Damat, senun taniduğun tahsilli bi otobos şofori var ise oga soralim, belki o bilebilur. Yahutta sabah olsun ben uşaği soforler cemiyetine götüreyum. Onlar arasinda belki tirenle yariş etmis bi sofor vardur da bize nasihat verur. 'Ha, biz bi yandan da usaga tireni tarif ediyruk.

Tiren görmemis ki...

Ne anasi görmis, ne bubasi. Ben da bi tek askerlukte Erzurum'dan Sivas'a gittiydum. Neysa gardaşum, o gece çok kizdum. Diyeceksun ki niye?

Uşak daha incir agacindan duti ayiramay; mezgiti gosteriyrum hamsi diy; efendum, yumurtanun fabrikada yapilduğuni sanay.

Biz gelduk araba yariştiriyruk.

Yani efendi, otobos saatinda varsa ne olur, geç varsa ne olur? Gurbetten yolci mi bekliysun? Eger varacagi saat onemliysa, edersun yazihaneye bi telefon, derler sağa otobosun inecegi zamani... Bu kadarluk mesele içun sabiyi subyani niye telef edeysun?

Uşakcuklarda sarki yok, türki yok, oyun yok; dayamis matamatiği.

Ayiptur..."