BIST 9.120
DOLAR 32,37
EURO 35,04
ALTIN 2.325,29
HABER /  GÜNCEL

Öcalan'ın mesajı Nevruz alanında nasıl karşılandı?

Gazeteci Hatice Kamer, Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarından izlenimlerini kaleme aldı. Kamer, alandakilere Öcalan'ın mesajıyla ilgili görüşlerini de sordu.

Abone ol

Sabah saatlerinden itibaren her yıl olduğu gibi bu yıl da çocuk, genç, yaşlı yüzbinlerce kişi Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarının yapıldığı alanını sabahın ilk saatlerinden itibaren doldurmaya başladı.

Soğuk hava ve yağmura rağmen alan hıncahınç doluydu.

Hatta öyle ki sahnenin önünde bulunan ve gazetecilerin kullanımı için hazırlanan platform alandaki Nevruz ateşinin yakılmasından çok önce, bariyerleri yıkıp gelenler izdihama neden oldu.

IŞİD saldırıları nedeniyle coşku daha azdı

Coşku bir önceki yıla oranla daha az gibiydi zira konuşmalarda da vurgulandığı gibi İŞİD saldırıları sonucunda yaşanan ölümler, bayram havası coşkusunu azaltmışa benziyordu.

Gazeteci olduğumuzu söylediğimizde Haseke'de gerçekleşen saldırılar ve İŞİD'in elindeki Peşmergelerle ilgili herhangi bir gelişme olup olmadığı yönündeki sorular ve buna eşlik eden kaygılı gözler de coşkunun neden azaldığını özetliyordu.

Alanda birçok kişinin elinde YPG (Halk Savunma Birlikleri) ve YPJ (Kadın Savunma Birlikleri) bayrakları ile birlikte Kobani'deki çatışmalar sırasında hayatını kaybeden savaşçıların posterleri vardı.

Öcalan'dan sonra en çok alkış Asya Abdullah'a

Abdullah Öcalan'ın mesajından sonra en fazla tezahürat ve alkış, PYD (Demokratik Birlik Partisi) Eş Başkanı Asya Abdullah için geldi.

Abdullah konuşmasını yerel kıyafetler ile yaptı.

Bir önceki gün Diyarbakır Tabip Odası 'nın verdiği "Barış, Dostluk ve Demokrasi" ödülünü alan Asya Abdullah "Kobani enternasyonal direnişin adıdır" diyerek Kobani çatışmaları sırasında hayatını kaybeden birçok yabancı savaşçının ailesine selam gönderdi.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nden gelen ve yedi parti adına konuşma yapan Rebwar Ahmet de konuşmasında barış sürecini desteklediğini, Öcalan'ın özgür kalması gerektiğini söyleyerek "Kürdistan IŞİD saldırıları altında. PKK, Peşmerge, YPG, YPJ hep birlikte onlara karşı mücadele ediyor" diyerek IŞİD'e karşı Kürtlerin birliğine dikkat çekti.

13 Mart'ta Abdullah Öcalan'ın serbest kalması yüzlerce Cizreli yürüyerek Diyarbakır'a kadar geldi. Yürüyüşün temsilcilerinden bir genç sahnede "Başkanımızın özgür bırakılması için gerekirse İmralı'ya kadar da yürürüz" dedi.

Nevruz alanına gelen insanların büyü bir kısmı, Abdullah Öcalan'dan gelecek olan mesajı bekliyordu.

Soğuk havada mektup bekleyişi

Bu sırada bastıran yağmura rağmen gözler sahnede okunacak mesajdaydı. Yağmurda şemsiyelerinin altına sığındığım Sibel ve Dilan kardeşler de "Mektubu bekliyoruz, okunur okunmaz gideceğiz. Hava çok soğuk" dediler.

Pervin Buldan mektubun Kürtçesini okudu ama çeviri çok iyi anlaşılmadığı için birçok kişi Sırrı Süreyya Önder'in okuyacağı Türkçe mektubu bekledi.

Mektubun Türkçesi okunduğu sırada birden kesilen yağmur ve açılan güneş ile birlikte Sırrı Süreya Önder'in "Sayın Öcalan'ın sesi gelince bu baran ve fırtına dindi, güneş doğdu" sözü büyük alkış aldı.

Abdullah Öcalan, mektubunda Dolmabahçe'deki açıklamaya vurgu yapıp daha önce belirlemiş olduğu 10 maddenin hükümet tarafından hayat geçirilmesi karşılığında PKK'ya silahlı mücadeleyi gündemiyle kongre çağrısı yapıyordu.

Mektup okunurken alandakiler pür dikkat kesildi

Öcalan'ın Kobani için gönderdiği selam ile birlikte hep bir ağızdan alandan "Bijî Berxwedana Kobani, Bijî Serok Apo" sloganları yükseldi. Alandaki yüzbinler pür dikkat kesilmiş mektubu dinliyordu ve Öcalan'ın barışçıl mesajları insanları rahatlatmışa benziyordu.

Öcalan'ın çağrısını cep telefonuyla kaydederek dinleyen Şerif adındaki öğretmen "Malum bu tarihi bir an ve ben de de bu tarihi kayıt altına alıyorum" diyerek gülüyordu.

Ahmet Yalçın da "Öcalan her seferinde barış çağrısı yapıyor, Kürtlerin barış içinde demokratik bir ülkede yaşaması için çabalıyor fakat maalesef hükümet her zaman olduğu gibi bu sefer de oyalıyor. Bence hükümet Öcalan'ın belirlediği 10 maddenin altında ezilecek" diyerek 21. yy'da Ortadoğu'da barışın ancak Kürtler eliyle sağlanabileceğini söyledi.

Silahlı mücadeleyi sonlandırma konusunda farklı yaklaşımlar

19 yaşındaki Ömer Faruk da "Mektubun içeriği çok pozitif. Artık barışın gelmesi gerekiyor ve İnşallah hükümet de bu çabaları destekler" dedi.

Taksi şoförü olduğunu söyleyen Serdar Dakman, mektubu olumlu karşıladığını belirtti ama hükümetten umutlu değildi: "PKK'nın silah bırakmasını istiyoruz ama Kürdistan'in dört tarafı ateş altında iken silah bırakması pek doğru değil. PKK silahlı gücümüz, onun bu koşullarda silah bırakmasını nasıl isteriz?" şeklinde konuştu.

Vasfi Coli, Silopi'den yedi arkadaşıyla gelmiş. "Öcalan halkı için her zaman olumlu şeyler ister. Biz her zaman barış istiyoruz ve o da bu isteğimizi dile getirdi. Devlet adım atmadan PKK’in silah bırakmasını istemiyoruz" yorumunu yaptı.

Öcalan'ın mektubundan kısa süre sonra sahne sanatçılarındı.

Mesajdan sonra katılımcılar yavaş yavaş dağılmaya başladı.

Meydan ise davul zurna eşliğinde büyük bir coşkuyla halay çeken gençlere kalacaktı.