BIST 9.548
DOLAR 32,50
EURO 34,57
ALTIN 2.492,48

Müzik STK’ları’na/ Türk Müziği Toplulukları’na çağrımız var…

Türk Müziği,önce; alaturka davranışlardan kurtarılmalıdır.

GÜNCEL/AKADEMİK: Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Kanunla, akademisyen milletvekillerinin, milletvekilliğinin sona ermesinin ardından üniversitelerde görev yapmaları halinde özlük haklarına ilişkin düzenleme de yapıldı. Yaş haddini dolduracakları tarihten önce başvurmuş olup sözleşme tarihi itibarıyla öğretim üyesi kadrolarında bulunanlardan yükseköğretim kurumlarınca belirlenen bölüm ve programlarda görevlerinde kalmalarında fayda görülenler, yükseköğretim kurumunun teklifi ve YÖK'ün onayı ile emeklilik yaş hadlerini doldurdukları tarihten itibaren 75 yaşını geçmemek üzere emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanıncaya kadar birer yıllık sürelerle sözleşmeli olarak çalıştırılabilecek. Sigortalık veya iştirakçilik ilişkisi önceki kadro unvanları esas alınmak suretiyle devam edecek. İlke Eğitim ve Sağlık Vakfınca Nevşehir'de Kapadokya Üniversitesi, Ortadoğu Sanayi ve Ticaret Merkezi Araştırma Geliştirme Eğitim Kalkınma ve Danışma Vakfınca Ankara'da Ostim Teknik Üniversitesi ile Ankara Güzel Sanatlar Üniversitesi kurulacak. (Basından/19.06.2017) Böylece aylardır süren Müzik Üniversitesi;İstanbul Mimar Sinan Ün.Güzel Sanatlar Üniversitesi'ne paralel olarak kanunlaşmış oldu.Hayırlı olmasını diliyoruz.

KURUMU: ANKARA GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ TEŞKİLATI: MERKEZ
İHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN
UNVANI DERECESİ ı SAYILI 11 SAYILI
Profesör 1 25,Doçent 1 10,Doçent 2 10,Doçent 3 15,Yardımcı Doçent 1 10,Yardımcı Doçent 2 10,Yardımcı Doçent 3 10,Yardımcı Doçent 4 10,Yardımcı Doçent 5 10,Öğretim Görevlisi 1 15,Öğretim Görevlisi 2 15,Öğretim Görevlisi 3 15,Öğretim Görevlisi 4 20,Öğretim Görevlisi 5 20,Öğretim Görevlisi 6 20,Okutman 1 5,Okutman 2 3,Okutman 3 3,Okutman 4 3,Okutman 5 4,Okutman 6 4,Okutman 7 5,Araştırma Görevlisi 4 15,Araştırma Görevlisi 5 20,Araştırma Görevlisi 6 20,Araştırma Görevlisi 7 20,Uzman 1 1,Uzman 2 1,Uzman 3 1,Uzman 4 2,Uzman 5 2,Uzman 6 2,Çevirici 1 1,Çevirici 2 1,Eğitim Öğretim Planlamacısı 1 1,Eğitim Öğretim Planlamacısı 2 1
TOPLAM 330

GÜNCEL/MEB DERS SAATLERİ: MEB bünyesinde, aylardır yapılan çalışmalar sonuca erdi…Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, liselerde, haftalık ders saatlerini düzenleyen kararı yürürlüğe konuldu…

Haziran 2017 Tebliğler Dergisinde yayımlanan  karara göre;

Biyoloji dersi: haftada 3 saat olan sınıflarda, 2 saate düşürüldü
Felsefe dersi: sadece 10 sınıfta zorunlu iken, 10 ve 11. Sınıfta zorunlu oldu.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersleri: haftada 1 saat iken,  2 saate çıkarıldı.
Görsel Sanatlar/Müzik Dersi: haftada 1 saat iken, 2 saate çıkarıldı.

Güzel Sanatlar Liselerindeki batı/Avrupa müziği ağırlığı giderilerek, milli müziklere (sanat müziği, halk müziği, halk oyunları müzikleri, THM ve TSM koro çalışmaları)  gereken ağırlık verildi.

Çalgılarda hem Türk sanat, hem Türk halk, hem de Avrupa çalgılarına yer verildi.
Yeni seçmeli dersler eklendi.

Ayrıntıları,  MEB Tebliğler Dergisi, Haziran 2017, Cilt:80, Sayı 2717’den PDF olarak indirebilir, inceleyebilirsiniz…

Olumlu bulduğumuz bu tasarıya emeği geçen; MEB İlgili birimlerine-yöneticilerine,MEB Temel Eğitim Genel Müdürü Dr.Cem Gencoğlu’na, kurullarda görev alan akademisyen arkadaşlarımıza teşekkür ederiz…

GÜNCEL/DİNİ KİTAPLAR:
“Türkiye’de en çok satan dini kitaplar üzerinde bir çalışma yapalım dedik. Çok acı bir sonuç ortaya çıktı. Türkiye’de en çok satan 20 dini kitabın 20’si de sorunlu kitaplardır. İsim vermeyeyim, 20’si de din konusunda zihinleri iyice alıp bir taraflara doğru savuran kitaplardır ve vahim bir durumdur...” (Prof. Ali Bardakoğlu) 

24.İstanbul Türk Müziği Festivalinin Ardından...

Değerli okurlar, ülkemizin tek ve özgün 24. İstanbul Türk Müziği Festival’i sona erdi. Sonuç raporunu yayınlamıştım. Gelen seyircilerin, festivalde uygulanan kurallardan çok memnun olduğu, konserden çıkarken mutlu olduklarını gözlemek bizleri mutlu etti. Çünkü; kuralsız, başkana ve şefe bağlı, başı-sonu belli olmayan, konser/etkinlik olmaz. Olsa da bir sonrakine seyirci bulunamaz…

Bu konuda M.Murat Oto’nun güzel bir yazısı var.

Bu kuralların diğer koro/topluluklarda uygulanmasını diliyoruz. Çünkü; kişileri değil, müziği ön plana çıkaracak uygulamalarla, alaturka davranışlardan kaçarak; güçlü/beğenilir/kaliteli bir  sunum yapmaya çalışıyoruz... O nedenle, bugüne kadar  İstanbul Türk Müziği Günleri’ne/Festivali’ne katılan tüm dernek/vakıflara teşekkürü borç biliyoruz.

Nedir bu ortak kararlar;

Önce;  festival kitapçığı dahil  bütün baskılar,  afiş, program, davetiye v.b. düzenli olacaktır...

Programda; koro-yönetenin kısa özgeçmişi, sazların isimleri, koro üyelerinin adları-meslekleri, şarkıların/türkülerin  ilk 4’lüğü yazılı olacaktır.

Birinci bölüm;koro-solo 13-14 eser olacaktır. İkinci bölüm; konuk sanatçı 5-7 eser, koro-konuk sanatçı 1-2 eser olacaktır.

Konser öncesi:

Provalar 17.00 de, başlayacaktır. (Konserden 10-15  gün önce salon yetkililerine istenen bilgiler verilmiş olacak) Kapılar, konser  başlama saatinden 30’ önce açılmış olacaktır.

Dernek/vakıf/topluluk  yöneticileri mutlaka karşılamada bulunacaktır.

Protokol  görevlileri konuya hakim olacak. Davetiye gönderilen, ancak geri dönüş yapmayan hiçbir protokole yer ayrılmayacak. Önde-ortada 6 kişilik yer ilçe belediye başkanlarına ayrılacaktır.

Arada, salonda bulunan; protokol/bestekar/yazar v.b.  isimleri sunucuya verilerek, ikinci bölüm başında isimleri okunarak hoş geldiniz denilecektir.

Çiçek gönderenlerin isimleri de burada okunup teşekkür edilecektir.

Program:

Konser başlama saati  aksamayacak) 19.30 veya 20.00, İstanbul Tanıtım Filmi (30 sn.) verilecek.

stanbul belgeseli……

Sunucu, “Sizleri Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca hazırlanan ve festivalimizin de jeneriği olan filmle selamlamak istedik.”,  hoş geldiniz v.b.….

Sunucu; sazların tanıtımı, koro/topluluk /yöneten hakkında bilgi verilmeyecektir. (Programda basılı olacağı için)

Koro ve sazlar sahneye alınacaktır…

Vakıf, Dernek Başkanı, açış konuşmasını  (açılış denmeyecek) yapmak üzere sahneye davet edilecektir.

Açış konuşmaları kısa, az ve öz olacaktır. Unutmayınız ki, bu konserler; artık derneğinizin/vakfınızın değil, paylaşım içinde olduğunuz, ülkemizin ilk ve tek Türk Müziği festivali olan İstanbul Türk Müziği Festivali’nin  bir konseridir. Konuk sanatçınıza da bu bilgiyi veriniz.

Sunucu, koro ve saz sanatçılarımız yerlerini alırken, 24 yılda festivalde kimler gelmiş, kimler geçmiş birlikte izleyelim v.b. (3 dk.) (Barkovizyon öndeyse bu şekilde, arkada ise filmin sonuna doğru yer alınacak) diyecektir.

Değerli misafirlerimiz; şimdi koroyu/topluluğu yönetmek üzere, ………sahneye davet ediyorum.(Bir kamu/özel kurumda resmi görevi varsa o mutlaka söylenecektir.)

Sunucu, sunuşunu yaptıktan sonra, sahne arkasında ya da koronun yanında yer alacaktır.

Sunucu solistleri doğal bir halde/abartmadan çağıracak. “Alkışlarınızla….” kelimesini (solistleri çağırırken de) konserlerde  kullanmayacaktır.

Ara, kesinlikle 15  dk.’ geçmeyecektir..

Koro şefi:

Koroyu yöneten anons edilince, sazlar ayağa kalkmayacak, şef ortaya geldiğinde bir el işaretıyle sazları ayağa kaldıracak ve birlikte seyircileri selamlayacaktır. (Lütfen sazlara söyleyiniz…)

Konserde yöneten, her eserden sonra selam vermeyecek, 1 koro+ solo=selam veya  2 koro+ solo=selam prensibine uyulacaktır. Anonslar da buna göre yapılacaktır.

Solistler:

Nota sehpalarının solistlerin yüzünü kapamaması için ayarlama yapılacaktır.(Bel hizası)

Yöneten, kesinlikle solistin mikrofonu ile ilgilenmeyecektir.

Provada solistlere mikrofonu nasıl  -boyuna göre-  ayarlayacakları  gösterilecektir.

Solistler gelirken selam vermeyecek, eser bitiminde selam  verecektir.

Açış yapan saz sanatçısı, eser bitiminde alkışlatılacaktır.

Konuk sanatçı:

Konuk sanatçı, eser sunumlarını kendisi yapacaktır…

Eserler hakkında kısa bilgi verebilecektir.

Bilinen eserlerde, seyirciler katılıma çağrılabilecektir.

İkinci bölüm sonunda doğru, konuk sanatçı ile anlaşarak, koro sahneye çağrılacaktır..

Son eserden (bis) önce Müzdak /Vakıf/Dernek/Topluluk Başkanı, ya da görevlendirilen temsilci (sizlere bildirilecektir), protokol sahneye çağrılacak. Plaket ve çiçek dağıtımı yapılacak ve  hep birlikte koro içine girilerek son eser birlikte seslendirilecektir.

Konser sonuna doğru:

Plaket ve çiçek töreninde karmaşa olmaması için, bu bölümde iki kişi görevlendirilecektir.

Geliş gidişler hızlı ve seri olacaktır.

Konser öncesi  sahne:

Sponsorlarınızın her türlü tanıtımları fuayede yapılabilecektir.

Sponsorların kırlangıçları sahnede kenarlarda olabilecektir.

Sponsorlara, festival plaketi dışında plaket verilmeyecek, böyle durumlarda  Müzdak’a  bilgi verilecektir.

Konserlerde,  kesinlikle siyasi bir söylem  kullanılmayacaktır.

Festivalin, her yıl “bir mesajı” vardır… Mesela 2017 yılı, sosyal gündemi; “Toplum barışı  için; sanat”   olacaktır. O nedenle konserin içerisinde, şiirlerde, konuşmalarda  şu  metin v.b. dile getirilecektir.

Sanat, en genel anlamıyla; yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır. Tarih boyunca “neyin sanat” olarak adlandırılacağına dair fikirler sürekli değişmiş, bu geniş anlama zaman içinde yeni tanımlar yaratılmıştır. Akademik çevrelerde; “sanatın ne şekilde tanımlanabileceği, hatta tanımlanabilir olup olmadığı” hararetli bir tartışma konusudur. Elbette, sanat sözcüğü genelde “görsel sanatlar anlamında” kullanılır. Sözcüğün bugünkü kullanımı, batı kültürünün etkisiyle,  halk arasında  daha geniş anlamda kullanılır.. Güzel sanatlar, güzellik ve zevkle ilgilenen sanatlar için kullanılır. Buradaki "güzel", sanat eserinin niteliğini değil, disiplinin estetikle bağlantısını vurgulamak için kullanılmıştır. Günümüzde icra edilen ve sadece resim, heykel ve baskıyla kısıtlı olmayan modern ve çağdaş sanat eserleri için açıklayıcı ve kapsayıcı olmadığından, buna alternatif olarak görsel sanatlar tabiri kullanılmaktadır. Güzel sanatlar denilince aklımıza, insan yaratıcılığı, insanın ilk çağlardan bu yana kendini ifade ettiği; edebiyat, resim, heykel, mimarlık,  müzik, tiyatro, dans (oyun) gelmektedir. Her meslek sahibinin sanat ve sporla ilgilenmesini ve sosyalleşmede daha iyi bir konuma gelmesini, üretimin/paylaşımın  artmasını  arzu etmekteyiz. Biz MÜZDAK üyeleri olarak “Toplum barışı  için; sanat” demeyi bir görev sayıyoruz…

Şimdi, söyler misiniz, bunları yapmak/uygulamak çok mu zor?

SONUÇ:

Müzik artık, üniversitelerde akademik olarak araştırılıyor, doğrular bulunuyor. Biz anlamayız, bildiğimizi okuruz demek alaturka bir düşüncedir.

Biz, katılan topluluklarla bunu uyguluyoruz, genel anlayışta birleşsek, alaturka davranışlardan kurtulsak iyi olmaz mı?

Unutmayalım; alaturka müzik yoktur, alaturka* yaşam tarzı/davranışları vardır…

Dolayısıyla; Türk Müziği, alaturka bir müzik değildir…

Büyük Yunus’un dediği gibi; “Gelin bir olalım,  işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz”, ama Türk müziği, ilelebet  Cumhuriyet’le birlikte  yaşayacak ve gelişecektir…

*Alafranga; İtalyanca olup, “Frenk tarzında, Avrupa usulünde” demektir. Alaturka; İtalyanca olup, Türk tarzında/Türk  usulünde  demektir. Hal, kıyafet, düşünce,uygulama ve davranış bakımından “şarklı” mânasına da gelir.