BIST 9.525
DOLAR 32,70
EURO 34,77
ALTIN 2.521,13

Müslümanların en büyük kaybı; bilimdir ve hala da öyledir…(2)

Muhakkak ki alimler, Peygamberlerin mirasçılarıdır.

Cuma hutbesinde hoca diyor ki; "içten, samimi, huşu içinde kılınmayan namaz sevabı ve kesilen kurban eti-kanı, Allah'a ulaşmaz!" İyi de, makama gelmek, makamı sürdürmek  için; "dindar gözükenler, namaz kılanlar, eşinin başını kapatanlar, dini tweetler atanlar" bunu bilmiyor mu? Bilerek günaha mı giriyorlar? Ve, bu gibi kişiler günümüzde hep kazanıyorlar!.. İktidar tarafından taltif ediliyorlar.. Kimse geldiği görevde başarılı olmak,iz bırakmak istemiyor. Günümüzde şöyle bir durum oluştu.

Genel amaç:  “Üstlerin gözüne girip yükselmek” Uygulamalar;

İl Müdürü Genel Müd.,Genel Müdür Bakan Yard.,Bakan Yardımcısı Bakan/CB Danışmanı/Kurul Üyesi olmak için;

İlk rektör ikinci dönemi garantilemek, 2.dönem rektör, başka bir üniversiteye veya üst bir göreve atanmak için; CB'na yakın kurul üyeleriyle, gazetecilerle iletişime geçiyor/yakınlaşıyor; çalıştay-seminer yapıyor, misafir ediyor. Dinen caiz mi?

Geçen yazımıza devam ediyoruz…

6. "İnsanların en kötüleri, ilmini kötüye kullanan alimlerdir."

Burada, bilim insanlarının, bilgi ve becerilerini haklın kötülüğüne kullananların, en kötü kabul edileceği anlatılmıştır. Elbette, yaşadığımız bu dünyada, kötü-iyi, kötülük-iyilik kavramları birbirine karışmıştır. Savaş araçlarını geliştiren/üreten bilim insanları kötü müdür, yoksa ülkelerini korumak için mecbur mudurlar?

7. "Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz."

Bilimin, insanları “beşikten mezara kadar etkileyeceği”, bilimin her aşamada “insanların yanında olacağı” anlatılmak istenmiştir. O nedenle, mutlaka ilim öğrenip, kendinizi geliştirin denilmektedir.

8. "Hikmet(ilim) Müslümanın kayıp malıdır. Nerede bulursa alsın."

Müslümanların en büyük kaybı, ilimdir ve hala  da öyledir. Demek ki, Hz. Muhammed, o zamanda toplumun ilime soğuk durduğunu görmüştür. Diyor ki; nerde bulursan al!.. Ne kadar doğru bir söz!..

9. "İlmin esirgenmesi helal olmaz."

Esirgemek, “bir şeyi yapmaktan ya da vermekten kaçınmak.” demektir. İlimden korkma, yarına bırakma, hayatından esirgeme, yoksa helal olmaz.. Müslümanların en korktuğu şeydir “helal olmayanı yemek/kullanmak.” O nedenle, Hz. Peygamberimiz, can damarından vurmuş insanları…Günümüzde, maalesef “helal yemek/kazanmak”, prensibi/inanışı kalkmış, köşeyi dönmek için “her yol mübah” anlayışına dönülmüştür ki, sağlıksız bir gelişmedir.

10. "Muhakkak ki alimler, peygamberlerin mirasçılarıdır."

Hz. Peygamberimiz, “bilimin önemini anlatmak” için, daha da ileri gitmiş; “alimlerin/bilim insanlarının, peygamberlerin mirasçısı olduklarını” dahi söylemiştir. Olması mümkün mü, ama o topluma anlatmak için hedefi çok yukarda tutmuş.

11. "Ya öğreten, ya öğrenen, ya dinleyen ya da ilmi seven ol. Fakat sakın beşincisi olma; (bunların dışında kalırsan) helâk olursun."

Demek ki; öğreten olacaksın, öğrenen olacaksın, dinleyen olacaksın  ya da ilmi seven olacaksın, beşinci yol yok diyor Haz. Peygamberimiz. Bakın, hepsinde öğrenmek ve bilgi var…

12. "Bilmediklerinizi Salihler’den sorup öğrenin!"

İlim talep etmek ve öğrenmek her Müslümana farzdır. Ancak, “bilgiyi; gerçekten bilenlerden öğren” diyor. Yanlış kişilere gitme, yanlış bilgilerle donanma!.. Ama, günümüzde “cemaat” adı altında birçok genç “yalan yanlış bilgilerle donanmakta” ve “kendi öz değerlerine karşı bir kişi” olmaktadır. Oysa, tek kitap Kur’an-ı Kerim’dir, Arapça okunamıyorsa, Türkçe meali okunduğunda gerçek bilgiye ulaşılabilir. Bu konuda DİB ve İlahiyat Fak. çok iş düşmektedir, ama bir gelişme görülmemektedir.

13. "İlim aramak için bir tarafa yönelen kimseye Allah, cennet yolunu kolaylaştırır."

“Bilimin,  cennete yönelmeyi kolaylaştırdığı sözleri de” yine halkı bilimle buluşturmak için, dini değerleri ve çok korktuğu cennet-cehennem ile korkutma isteği var..

14. "İlmi öğrenip de başkalarına dağıtıp nakil etmeyen insan, altınları gömüp onu sarf etmeyen, ondan yedirip içirmeyen kimseye benzer."

Bazı bilim insanları, paylaşmayı sevmiyor olabilir, topluma hizmeti arka plana atmış olabilir. Onları, altınları gömüp, sarf etmeyen, toplumla paylaşmayan kişiler olarak göstermek isteği. Bu da, “defineciliğin ve altınları yastık altında saklamanın” yaygın olması dolayısıyla, “bilimi saklama, bulduğunu paylaş” denilmektedir. Günümüzde, popüler olmak isteyen çok kişi olduğu için, küçük bir buluşla bile ekranlara fırlayan, gazetelere çıkan bilim insanları görülmektedir. Demek ki, bu söylem işe yaramış ve bulunanlar hayata geçirilmiştir.

15. "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”

En güzel ve yaygın sözlerden birisi. Hayat, tecrübe ve birikimdir. Her yaş, insana bir kült bırakır, bunlardan yararlanan toplumla barışık, kibirsiz olur, faydalanmayan toplumdan uzak olur. Burada ki söylem, “üniversite mezunu-ilkokul mezunu” farkı demek değildir. Hayatı boşa geçirmemek, bilgilenmek, yaşantıya uygulamak v.b.