BIST 9.080
DOLAR 32,36
EURO 34,99
ALTIN 2.315,59

Muharrem İnce parti kuracak mı, yeni partilere ihtiyaç var mı?

Cumhuriyet Halk Partisi Olağan Kurultayı sonrası Muharrem İnce’nin yeni bir parti kuracağı iddiaları ortaya atılınca, herhalde hemen yalanlar diye bekleyenler arasındayım.

Yalanlama gelmedi. 

Parti kurma yolunda kendi ağzından bir açıklama yok, ama kuracağına dair düşüncelerin ortadan kalkmasını da istemiyor.

Muharrem İnce’nin hedefinin parti kurmak değil, Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda partisinden bağlayıcı bir açıklama olduğunu düşünüyorum.

Yeni partilere ihtiyaç var mı sorusuna gelince…

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın siyasi partiler kayıtlarına göre ülkemizde 92 siyasi parti mevcut.

Bunlar faal olanlar.

Parti hüviyeti ile çalışmalarını sürdüren teşekküller.

2020 yılının başından günümüze kurulan partilerin sayısı ise 12.

Siyasi yelpazede herhangi bir boşluk kalmamış gibi bir dağılım görünüyor. Ancak 2020 henüz bitmedi. Yenileri de kurulabilir.

Türkiye siyasi partiler mezarlığı gibidir.  Siyasi Partiler, kolayca kurulur, kolayca kapatılır.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nden ayrılanlarca kurulan partilerin sayısı kaç oldu sayan var mı?  

Abdüllatif Şener, İdris Naim Şahin, İdris Bal, şimdi Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan…

İYİ Parti siyasi cesametini ortaya koyan, siyaset sahnesinde yoluna devam edebileceğine dair umut veren tek örnek son yıllarda.

Kuşku yok ki, her parti kurulurken içinde bir umut ve beklentiyi barındırır.

Kuranların bir amaçları, hedefleri vardır.

Parti kuranlar daha önce bir siyasi parti içinde iken koparak böyle bir faaliyete başvurmuşlarsa bu öncelikle koptukları yer açısından ilgi ile takip edilir ve başarısız olması da arzulanır.

20 Temmuz 2020 günü CHP’den ayrılan Öztürk Yılmaz ve arkadaşları da bir parti kurdu: Yenilik Partisi. Kimse bu partinin kurulmaması için çaba göstermedi.

2014 yılında da CHP’den ayrılan Emine Ülker Tarhan tarafından Anadolu Partisi kurulmuştu,  bir yıl bile dayanamadı. Seçimlerde 0.06 oy alınca 12 Aralık 2015 tarihinde parti kendini feshetti.

Söz konusu Muharrem İnce’nin CHP’den kopuşu olunca bir garip refleks gelişti.

Meral Akşener’in, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın partilerinden ayrılıp yeni parti kurma kararlarını doğru olarak değerlendiren, destekleyen isimler şimdi böyle bir desteği Muharrem İnce’den sakınıyorlar.

Araya uzlaştırıcıların girdiği, Muharrem İnce’yi bu düşüncesinden vaz geçirmek için çabaların sarf edildiği yine kulislerden sızan bilgilerden anlaşılıyor. Deniz Baykal bile Kemal Kılıçdaroğlu’na Muharrem İnce’yi vazgeçirmesini öğütlüyor.

Elbette Cumhuriyet Halk Partisi’nin uzun yıllar genel başkanlığını yapmış ve halen bu partinin milletvekili olarak siyasete devam eden Baykal’ın bu davranışı örnek bir siyasal sorumluluk ve vefa olarak da düşünülebilir.

Ancak bir de kenara çekilip işin siyasi ahlak boyutu ile olayı değerlendirmek gerekmez mi?

Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilen, CHP açısından son derece başarılı bir seçim neticesi elde eden, bu gün yerel seçimlerde yaşanan olumlu neticelerin altyapısını bir nevi tesis eden Muharrem İnce’nin ve ona yakın duran tüm isimlerin siyasi hayatlarını sona erdirmek amacıyla, önce örtülü sonra açıktan faaliyet yürütmek doğru bir davranış mıdır?

Her CHP’li tarafından başarılı bir siyasi geçmişe sahip olduğu düşünülen bir ismin ve çevresinin tasfiye edilmesi için tüm adımları atan parti yönetiminin şimdi kendi içlerinden de etkili olacak bir parti çıkacağı endişesi, MHP ve AK Parti’den kopan isimlere gösterdikleri yardım, destek, teşvik ile kıyaslandığında tutarlı olarak kabul edilebilir mi?