BIST 9.693
DOLAR 32,49
EURO 34,75
ALTIN 2.501,50

Milyarlarca liralar harcanıyor..!

İnsanların ihtiyaçları sadece maddi şeylerle sınırlı değil...

Kurban bayramı yaklaştıkça kurban kesimi ile ilgili faaliyetler de gözle görülür hale geldi. Bir kesim kurbanlık satışı ile çalışmaları duyurmaya çalışırken diğer bir kesim de kurbanlık yardımları ile ilgili faaliyetlerine hız verdi.

Televizyon, gazete ve bilumum reklam araçlarında bu faaliyetleri bolca görür olduk.

Sivil toplum kuruluşları son yıllarda kurban yardımlarında büyük mesafeler kat ettiler. Türkiye’nin her ilinde ve dünyanın her ülkesine vatandaşların kurban yardımları ulaştırılıyor artık.

Ayrıca bazı sivil toplum kuruluşları kurban yardımlarının yanında giysi ve bayram harçlığı gibi maddi yardımları da eklediler kurban etlerinin yanına.

Bütün bunlar takdir edilesi, övülesi, gurur duyulası faaliyetler.

Ülkemizin her şehrinde ve dünyanın her ülkesinde Müslüman kardeşlerimizin sıkıntılarına ortak olmak ve onları biraz dahi olsa rahatlatmak sevindirici gelişmeler.

Dünyanın her yerine maddi yardımlarınızı ulaştırıyoruz lakin ulaştıramadığımız şeyler de var maalesef.

İnsanların ihtiyaçları sadece maddi şeylerle sınırlı değil.

İnsan maddi olmayan şeylere de ihtiyaç duyuyor. Maalesef maddi olan ihtiyaçları karşılamada gösterdiğimiz başarıyı manevi ihtiyaçları karşılamada gösteremiyoruz.

Mesela sevgi, muhabbet…

Maalesef sevgi ve muhabbet bir pakete sarılıp gönderilemiyor. Bizzat muhatabının gözüne bakarak, elini tutarak, yüzünü okşayarak hissettirilebilecek bir duygu.

Mesela güven…

Bu duyguyu da paketleyip gönderemiyoruz. Muhatabımızı kucaklamak, sarıp sarmalamakla aktarılabilecek bir duygu güven.

Mesela ilim…

Kitap göndermekle, alın bunları okuyun demekle aktarılabilecek bir şey değil. Alim, ilmini muhatabının gözlerine bakarak, yüreklerine seslenerek, ruhlarına hitap ederek aktarırsa muhatabında makes bulabilir.

Acaba diyorum, kurbanlarımızla birlikte biz de mi gitsek muhataplarımızın yanına. Gözlerine bakabilsek, ellerini tutabilsek, kucaklayabilsek onları...

Sevgiyi, muhabbeti, güveni yudum yudum doyasıya içirsek onlara. Midelerini doyurduğumuz gibi ruhlarını ve kalplerini de doyursak…

Âlimlerimiz, muhataplarıyla diz dize otursalar, gözlerinin taa derinliklerine bakarak ilmi ve bilgiyi aktarsalar onlara. Kelimelerdeki samimiyeti, cümlelerdeki enginliği doyasıya yaşatsalar ve aktarsalar muhataplarına…

Aslında burada sivil toplum kuruluşlarına ve yardım örgütlerine yeni bir faaliyet sahası doğuyor.

Bu kuruluşlar yılın değişik zamanlarında, çeşitli kesimden insanları dünya Müslümanları ile buluştursalar. 

Bütün ittifakların yanında "ümmet ittifakı" da sağlansa.

Halktan oluşacak bir grubu götürseler Afrikalı Müslümanlarla buluştursalar ne güzel olur.

Âlimlerden oluşacak bir heyeti Asyalı kardeşlerimizle buluştursalar harika bir şey olmaz mı?

Sanatçılardan oluşacak bir grubu Avrupalı din kardeşlerimizle buluştursalar mükemmel olmaz mı?

Bu şekilde ümmet olmanın bilinci oluşturulsa, maddi yardımların yanı sıra manevi ve duygusal yardımlar birinci elden ulaştırılsa ne kadar harika olur değil mi?

Sanırım bu şekilde milyar liralar harcanarak oluşturulamayacak kardeşlik ve ümmet olma bilinci daha kolay ve daha etkili bir şekilde inşa edilmiş olur.

Velhasıl kelam, sadece kurban göndermek yetmiyor.

İnsanların karnını doyurmak kadar ruhlarını da kalplerini de doyurmak gerekiyor.

Bu da ancak onların yanında olarak, ellerini tutarak, gözlerine bakarak, diz dize oturup muhabbet edebilerek yapabilecek şeyler.

Kurbanlarımızı gönderelim, gönderelim ama biz de.......…

SOSYAL MEDYA TAKİP 

twitter.com/msbeser

facebook.com/msbeser