BIST 9.645
DOLAR 32,56
EURO 34,90
ALTIN 2.424,24

Metaverse: Sabbah'ın Cenneti, İnsanın Cehennemi!

Mark Zuckerberg’in geçtiğimiz günlerde yaptığı Metaverse açıklaması, dijital dünyanın başımıza neler getireceği hakkındaki korku ve endişelerimizi daha bir belirginleştirdi. Bu endişe ve korkunun baş aktörü, teknoloji tekellerinin en büyüklerinden olan ve dünyayı birkaç uygulama ile tek başına evirip çeviren, her gün kontrolsüzce artan gücü karşısında tüm dünyanın çaresiz kaldığı Facebook, yeni adı ile Meta.

Kelime anlamıyla ‘öte evren’, ‘evrenin ötesi’ gibi anlamlara gelen Metaverse, sanal gerçeklik gözlükleri, hissedebilir eldivenler ve geliştirmesi devam eden teknolojik cihazlarla insanın sanal figür haline getirildiği bir evreni ifade ediyor. Bilgisayar donanımı, oyun dinamikleri ve sosyal medya platformlarındaki yeniliklerin kesiştiği noktada ortaya çıkan bu yeni evrende, birçok oyuncu olmasına rağmen en avantajlı olan Facebook. Bunun nedeni zaten milyarlarca kişiye ait bir tür meta veri tabanını hali hazırda elinde bulunduruyor olması.

Metaverse, sosyal medya, kripto para, çevrimiçi toplantılar, oyun, e-ticaret gibi tüm dijital platformlarla; sanal gerçeklik başlığı, hissedebilir eldivenler, cep telefonu ve geliştirme aşamasındaki diğer cihazların birleşimi olarak tanımlanıyor.

İnsanlar, internet, sosyal medya uygulamaları ve oyunların kıskacından ‘insanlığını’ kurtarmaya çalışırken daha çok kazanmak isteyen oyun kurucuların boş durması elbette beklenemezdi. Metaverse ile birlikte insanın gerçek dünyada bitkisel hayata gireceği, sanal dünyanın her şeyden önce geldiği ve en korkuncu da kuralların tamamen insan/şirket tarafından belirleneceği sanal bir evren kurgulanıyor. Böylece insanlar, sanal avatarlarıyla gerçek hayatlarına paralel olarak yaşayabilen, hatta kripto para, e-ticaret gibi birçok kesişim noktasında yaşamlarını birleştirebilen edilgen bir figür haline geliyor.

Dolayısıyla bundan sonra ‘gerçek/sanal hayat’ ifadelerinin yaşantımızda daha sık yer alacağını tahmin etmek güç değil. Çünkü Metaverse ile birlikte gerçek dünyada mutlu olamayanlara ‘teknoloji tanrıları’ tarafından sanal bir cennet vaat ediliyor. Bu hali ile Metaverse, Hasan Sabbah’ın bir takım araçlarla kendi evreninde oluşturduğu sahte cennetini ve kendilerinden istenen her şeyi tereddüt etmeden yerine getiren fedailerini hatırlatıyor. Teknoloji tekelleri, bu olaydan yüzyıllar sonra yeni bir ‘Alamut Kalesi’ inşa etmeye çalışıyor.

Soru/n şu; Metaverse tamamen etkin hale geldiğinde ve sahipleri o evrende sanal bir cennet vaat ettiğinde, gerçek dünyadaki fedailer gözünü kırpmadan neler yapabilir? Bu sorunun cevabı, insanı yalnızca endişeye sevk etmiyor; aynı zamanda dehşete de düşürüyor.