BIST 9.525
DOLAR 32,61
EURO 34,79
ALTIN 2.503,17

Londra-Berat Albayrak savaşı!.

Londra "Paranızın değerini ben belirlerim" diyor. Bakan Berat Albayrak “Parasının değerini, kur ve faizini, kendisi belirlemeyen hiçbir ülke tam bağımsız değildir.” diye restini çekiyor..

En son yazacağımı baştan yazmak isterim…

Allah Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a güç versin…
 
Bakanlık koltuğuna oturduğu günden bugüne kadar geçen süreçte bir gün dahi rahat edemedİ!..
 
Bir yandan küresel ekonomik baronlara karşı mücadele veriyor diğer yandan da ülkesindeki işbirlikçiler tarafından kendisine yönelik yapılan algı operasyonlarına karşı!
 
Aslında sürpriz değil!..
 
Bu ülkede  “Yerli ve Milli” olmanın kaderi bu!
 
Çünkü;
 
Küresel ekonomi baronları kendi çıkarı yoksa  hiç kimsenin gözüne kaşına bakmaz…
 
Efsunlayamadıkları, kullanamadıkları milli kalmış muhataplarından hiç hoşlanmazlar. Kullanacakları kuklaları parlatır. Kullanacağı ülkeleri  kuklaların eli ile  kur, faiz, enflasyon sarmalına sokar ve finansal olarak kanını emer…
 
İşte bu vampirlere “ Dur” diyerek Türk ekonomisinin kontrolünü elinde tutan Berat Albayrak  üzerinden aslında  Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hedeftir..
 
Hatırlayın Hazine ve Maliye Bakanı olmasının hemen ardından küresel ekonomi baronlarının içerideki işbirlikçileri ile Berat Albayrak’tan rahatsızlık duyan demeçlerini!..
 
O gün artık rahat bir şekilde yönlendirip  kullanamayacakları bir bakan gerçeği ile tanışacaklarını görmüşlerdi…
 
Korktukları başlarına geldi…
 
Berat Albayrak Türk ekonomisi, üzerine geçirilen deli gömleğini  çıkarıp atıp ekonomik bağımsızlığını ilan etti..
 
Berat Albayrak’a yapılan her saldırının aslında Tayyip Erdoğan’a yapılan saldırı olduğunu ne yazık ki AK Parti içindeki bazı kesimlerde hala anlayamadılar…
 
Tayyip Erdoğan’a güvenenlerin Berat Albayrak’ a güvenmemesi  haksızlık değil mi?
 
Bu oyuna gelinmemeli…

Peki neler oldu, neler oluyor?

Sevgili okurlar belki uzun bir değerlendirme ama gerçekleri görmek için  mutlaka okumak gerekir..

Çünkü önemli bilgiler ışığında bu yazıyı sizlerle buluşturmak istedim...

                                                     *
 
İşte bugün Türkiye ekonomisi bir kez daha tarihi bir virajdan geçerken, Bakan Albayrak bir kez daha  küresel  ekonomik baronlarının hedefi olarak  er meydanında!
 
Yine Londra merkezli küresel saldırı…
 
Yine işbirlikçilerin içeriden algı operasyonları…
 
Ülkemizin bugün verdiği “Ekonomik bağımsızlık”mücadelesinin bayraktarlığını Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak yaparken bu   ‘şahsi’ mücadelesi olarak kamuoyuna aksettirilmeye çalışılsa da, bu mücadele İstanbul-Londra hattında aslında 3. kez bilek güreşinden başka bir şey değildir.
 
Yani Türk ekonomisini teslim alamayan Londra  Türk ekonomisinin bağımsızlığı için mücadele eden Berat Albayrak ile hesaplaşıyor!..
 
Berat Albayrak neden hedef ? sorusunun cevabı işte bu!..

Bugün ilk iki mücadelede Türkiye'den  beklenmedik hamleler yiyen Londra son barutlarını atarak Türk ekonomisi üzerindeki emellerini yitirmemek için çırpınıyor!

Peki Berat Albayrak hangi planlarını bozdu?..

                                                    *

Türkiye 18 yıllık AK Parti iktidarları boyunca ekonomide devrim niteliğinde adımlar atarken, kalkınma alanında arzu ettiği sıçramayı bir türlü hayata geçirememişti...
 
Çünkü;
 
Dünyada para bolluğu yaşandığı dönemde ekonomi yönetimi, devletin gelirlerini garanti altına almak için en kolay yöntemi seçmişti.
 
Değerli TL sayesinde yüksek ithalata dayalı vergi geliri sağlamak.
 
Elbette bu tatlı gelirin acı bir faturası vardı.
O da TL’nin değerinden dolayı Türkiye’de yatırım yapmanın maliyetinin yüksek olması.
Yani 1 dolar = 1 TL prensibi üzerine inşa edilen sistemde sanayiciler birer birer ithalatçı oldu.
 
O dönemler tatlı ithalata dayalı vergi gelirinin devamı için TL’nin değeri düşmesin diye yüksek tutulan politika faizi, tüm iş dünyasını düşük faizli dolar ile borçlanmaya itti…
 
Risklere karşı hiçbir önlem alınmadı!..

Peki bunlar bu millete neden anlatılmaz!..

AK Partililer bilmez mi?

                                                      *
 
İşte önlem alınmayınca adeta  ihale Berat Albayrak’ ın üzerine kaldı..
 
Bakan olduğu ilk gün devreye girip oyunu bozdu. Yeni Ekonomi Programı ile hayata geçirmek istediği ve adına “Değişim” dediği olgu aslında o hiçbir önlem alınmayan ekonomi yaklaşımının tamamen değişmesiydi.

Ne yaptı?
 
Yüksek katma değerli, ihracata ve istihdama dayalı üretim modeline geçiş için düğmeye bastı.
 
İşte bunun için de dış müdahalelerden etkilenmeyecek bir Türk Lirası ihtiyacı vardı.Yani Türk Lirası üzerindeki oynaklığı engelleyecek, kur, enflasyon ve faiz sarmalına Türkiye’nin bir daha girmemesini garanti altına alacak bir sistem ihtiyacı söz konusuydu.
 
Bunun için de tek şart TL’nin değerinin ve faizinin Londra’da değil İstanbul’da belirlenmesiydi.

Çünkü parasının değerini, kur ve faizini yönetemeyen hiçbir ülke tam bağımsız olamazdı
 
Acı ama gerçek Türkiye tarihinde hiçbir zaman bunu kendisi yönetemedi.
 
İşte  “Bağımsız Türk Ekonomisi Modeli” ile yaşanan değişim, Bakan Berat Albayrak’ a yönelik iç ve dış saldırıları artırdı...

Peki bunlar neden  bu millete anlatılmaz ki!..

Hadi muhalefet kasıtlı saldırıyor!..

AK Parti nerede?

                                                             * 

Hatırlayalım…
 
İlk bilek güreşi Ağustos 2018’de yaşandı. Rahip bahanesi ile Türkiye ekonomisinin doğrudan hedef alındığı dönemde, Londra’da bir cuma gecesi mesai saati dışında olmasına rağmen Asya piyasaları üzerinden alışkın olunmayan bir saldırı yaşandı.
 
Kur için 8 liraya tırmanış opsiyonlu açığa satışlarla hedeflenmişti.
 
O günlerde Londra  “Benim elimde sende olandan daha fazla TL var. Başa çıkamazsın.” diyerek Türkiye'yi tehdit etti!
 
Yani Türk ekonomisine “teslim ol” denildi.

Peki bunlar bu millete neden anlatılmaz!..

Mücadele devam etti...

Peki ne oldu?
 
Karşılarında yerli ve milli bir lider, milli bir bakan ve milli ekonomi kurmayları vardı…
 
Bakan Albayrak Londra’nın Türk Lirası’na saldırmasını engellemek için SWAP adımları devreye aldı. 7,20’lerde önü kesilen dolar zamanla 5,70’lere kadar geriledi.
 
Fakat Londra için sıkıntı yoktu. Sert bir cevap almışlar ancak ellerindeki TL bolluğu sebebiyle canları yanmamıştı.
 
Bakan Albayrak’ ın yeni yaklaşımı, Londra’daki TL bolluğunu, Türkiye’ye karşı olası saldırılara cephane olarak kullanılmaması üzerine kuruluydu.
 
Çok kritik bir süreçti..

Türkiye, tüm dünyanın birlik olarak sınırlarında kurmaya çalıştığı terör devletine karşı tarihi bir mücadele başlatmış 100 yıllık bir planı bozuyordu.
 
Yeni Ekonomi Programı ile ekonomideki toparlanma taraflı tarafsız herkesten pozitif eleştiri aldı. Atılan adımlar, TL likiditesinde Türkiye’nin elini daha da güçlendirmişti.

Peki  AK Parti bunları  neden anlatmaz!

Nasılsa Berat Albayrak hedefte mi?

                                                       *
 
Ama  Türkiye'nin bağımsız milli ekonomi modeline karşı Londra'nın hain planları bitmiyordu…
 
Altın vuruş yapmak için bu kez 2019 Mart seçimlerine günler kala Londra’dan akıl sır ermeyen bir hamle geldi.. 
 
Dünyaca ünlü bir yatırım bankası olan JP Morgan tarafından TL’nin değeri üzerinde tamamen spekülasyona dayalı bir rapor yayınlandı.
 
Hesap belliydi..

Bir duvar yıkılacak, kurun 10’un üstüne çıkmasının önlerinde  hiçbir engel kalmayacak ve seçim sabahı iktidar vatandaşa hiçbir şey anlatamayacaktı.
 
Kaldı ki, bugüne kadar hep yapanın yanına kar kalmıştı.
 
Ama Londra’nın hesaba katmadığı, Türkiye’nin Bakan Berat Albayrak ile vereceği tepkinin dozuydu.
 
2. Swap hamlesi ile Londra tamamen neye uğradığını şaşırmıştı.

Tokadı yediler!
 
Öyle ki açığa sattıkları ama yerine koyamadıkları TL için tarihi faizler ödediler. Türkiye üzerinden elde edecekleri belki bir yıllık karı bir gecede faiz olarak ödemek zorunda kaldılar!
Yani her zaman Türkiye’ye ödettikleri faizi bu kez onlar Türk Lirası bulabilmek için ödemişlerdi.

Bunları da bu millete  anlatmazlar!

                                                        *

Şimdi düşünün;

Bunlar Berat Albayrak’ a düşman olmasınlar da kime düşman olsunlar!
 
Çünkü İstanbul, Türk Lirası’nın değerinin belirlendiği yeni merkez olma yolunda hızla yoluna devam ederken, Türkiye ekonomisi de en büyük kırılganlığından ve en büyük prangadan kurtuluyordu.
 
Türkiye tarihinde ilk defa yıllık bazda rekor bir cari fazla vererek 2019’u kapatmıştı.
 
Bu şu demekti.
 
Artık gelirlerimiz giderlerimizden fazlaydı ve rekor açıkları finanse etmek için dövize ihtiyacımız yoktu.

Bu daha az borçlanma anlamına geliyordu. Bu daha az faiz ödemek anlamına geliyordu. 2019 yılı öngörülenden daha az faiz ödemesi ile kapanmıştı…

Bu başarı Londra’yı (Ekonomik baronları) çılgına çevirdi...

Hadi hepsini geçtik!..

Peki bunlar bu millete neden anlatılmaz!..

Bakan tek başına mı savaş meydanın da!..

Teşkilatlar, Genel Merkez, Milletvekilleri ekonomik savaşın neresinde!.

                                                 *
 
Yakalanan ivme “Değişim” idealine güveni de artırırken önemli bir hava oluşturmuştu. Türkiye’de ilk defa Hazine’den Sorumlu Bakan  30 ilde buluşmalarla reel sektörün ayağına gidiyordu.
 
Kolay değil 24’lere çıkan politika faizi 4-5 ayda 10 puandan fazla düşmüştü.
Albayrak göreve geldiğinde yüzde 30-40 aralığına kadar çıkan piyasa faizleri tek hanelere, yüzde 7-8’lere kadar gerilemişti.
 
Faizlerdeki bu düşüş, üretimi yeniden canlandırıyor, ekonomik güven ve üretim kapasitesi her geçen gün artıyordu.
 
Değişim ideali hayata geçiyordu.

Peki ya bunları kim anlatacak!..

Pardon!..

Berat Albayrak var ya!

                                                       *
 
Ama küresel ekonomi baronları teslim olmadı…
Londra eksenli yabancı finans medyası üzerinden piyasalar üzerinde korku hakim kılınmaya çalışılıyordu...

Dolar 8 olur 10 olur yok mu artıran diye aralarında yarışıyorlardı.
 
Her fırsatta  yakından tanıdığımız Türkiye’yi karalamaya çalışan bir ekip     ( BBC Türkçe, Guardian, FT, Bloomberg, Reuters) iş başındaydı.
 
Vatandaş korkutularak dövize yönlendiriliyordu. Hedef bir kez daha döviz talebini şişirmek, kuru sıçratmak, sonucunda enflasyon ve faiz sarmalını güçlendirmekti.
 
2019 öyle bir yıl oldu ki, finans çevrelerinin olmaz dediği oldu. Aynı anda hem kur hem enflasyon hem de faizler düştü.
Faizler 10 puandan fazla düştü ama kur yukarı yönelmedi. Halbuki 1 yıl boyunca “faize dokunmayın kuru tutamazsınız “diyorlardı.
 
Süreç Bakan Albayrak yaklaşımının öngördüğü şekilde ilerlerken  hesapta olmayan dünyayı etkisi altına alan COVİD-19’un ekonomik etkileri karşımıza çıktı.
 
Türkiye süreci her yönü ile çok iyi yönetirken
şaşkınlık yaşayan Londra’nın “İNTİKAM” emeli yeniden ortaya çıktı…

Evet bunlar neden bu millete anlatılmaz da Berat Albayrak yalnız bırakılır!..

                                                       *
 
Londra'nın hainliği bitmedi...
 
Tüm dünyada ticaret yavaşlamaya başlarken, gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışları yaşanmasını fırsat bilen Londra, Türkiye ekonomisine bu gelişmelerin arkasına saklanarak saldırdı...
 
Amaç belliydi.

Hızla düşen faizin, yakalanan özgüvenin ve değişen küresel ticaret dengesinin en büyük potansiyel oluşturduğu ülkeyi zayıflatmaktı.
 
Döviz gelirlerindeki azalış ve oluşan takas ihtiyacında yine piyasaları ve vatandaşı tedirgin etmek için “Rezervler eridi” spekülasyonu ortaya attılar...
 
Unutmayın...

Bu  korkutma girişiminde daha önce başarılı olmuşlar ve yerleşiklerin döviz mevduat hesaplarını 200 milyar doların üzerine çıkarabilmişlerdi!
 
SWAP kanalları kapanan Londra, Türkiye’ye saldırmak için TL cephanesine ihtiyaç duyuyordu.
 
Öyle bir hain plan ki;

Bunun için yüksek faizle Türkiye’de mevduatlarda duran ya da kredi kanallarında bekleyen TL’yi Londra’ya taşımaya çalıştılar.
 
Şahısların TL hesaplarından firmaların kredilerine kadar her ihtimali denediler.
 
Amaç yine aynıydı.
 
Olası döviz ihtiyacını fırsata çevirmek. Yeniden yüksek faiz, yeniden enflasyon oluşturmak yani faiz gelirlerinden asla vazgeçmek istemiyorlardı.
 
Bunu yapanlar belliydi.

Ama yüzsüzlerdi.
 
Daha önce aynı hamleleri ABD ve Avrupa’da yapmış ama rekor cezalarla karşılaşmışlardı.
Türkiye’den böyle bir ceza beklemiyorlardı.
 
Fena yanıldılar…
 
Çünkü karşılarında yerli ve milli bir lider ve ekonomiyi yöneten bir bakan vardı..
 
Bu kez ceza ile canları acıdı. Türkiye aleyhine yapılan bir girişim daha karşılıksız bırakılmadı.
 
Aylardır yürütülen “rezerv” algı hamlesi Bakan Albayrak’ın “Rezervler fazlası ile yeterli. En ufak borç çevirme riski yok” açıklaması ile çöktü
 
Ama öyle hinoğlu hinler ki!..

Bu açıklamadan 2 gün sonra yatırımcılara benzer mesajlar verilirken, devreye alınan arka kapı yolları ile Türkiye bir kez daha fakirleştirilmek, korkutulmak istendi.
 
Küresel salgın ve hastalık bahanesiyle, millet “yarın işim olacak mı ?”diye düşünürken ve devlet tüm imkanlarıyla, tarihinin en geniş kapsamlı desteklerini vatandaşa, esnaf ve sanatkara, şirketlere sunarken; Londra Ağustos 2018 ve Mart 2019’da duvara toslamasının acısını çıkarmak için var gücü ile saldırdı...
 
Yeni süreci de fırsat bilerek Berat Albayrak’ı yalnızlaştırıp, Londra’nın İstanbul üzerinde tahakküm kurmasını “Piyasa kuralları” olarak gösterenleri “Cici Çocuk” olarak parlatmaya devam etti..
 
Çünkü Berat Albayrak  Londra’nın kuklası olan ne bir Kemal Derviş ne de Ali Babacan’dı!.
 
Ne de olsa kraliçenin (Londra) kayıtlı prenslerinden biri…
Babacan 9 Nisan’da FOX TV’de küresel ekonomi baronlarının sesi olarak ne diyordu.  “Türkiye IMF ile yeniden anlaşmalı.”

Bunlar bu millete neden anlatılmaz!..

Neden bütün açıklamayı yapmak Berat Albayrak'ın üzerine yük olarak kalır..Bu mücadele Türkiye'nin milli mücadelesi değil mi? diye sormamak mümkün mü?

                                                    *
 
Devlet Bahçeli’nin  son açıklaması nokta atış oldu..

Ne söyledi;.
 
“IMF heyetiyle otel lobilerinde kulis yapanlar Türkiye ekonomisine atıp tutuyorlar. Çok başarılı bulduğumuz Sayın Berat Albayrak'a verip veriştiriyorlar! İnsanda biraz edep olur, biraz erdem olur, Kemal Derviş'in yardakçıları, devşirilmiş ucubeler Türk milletini kandıramazlar.”
 
Erdoğan ve Bahçeli’nin güçlü sesi olmasa Bakan Albayrak yalnız!

Sevgili okurlar  Londra'nın planı öyle hain ki!..
 
Vatandaş gelirini, sanayici, esnaf, çalışan işini kaybetmesin diyerek en düşük maliyetlerle verilen destekleri baltalamak için, piyasalara sunulan 200 milyar TL’yi Londra’ya çekmek için Türk Lirası’na Londra’da yüzde 25’lerde faiz veriyorlar..!

Yani ülkemizde yabancı firmalara kredi çektirerek Londra’da hesap açtırıyor, içerideki işbirlikçileri ile TL mevduatları Londra’ya taşımak için türlü kurnazlık yapıyorlar...

Ama bütün planlarını  Bakan  Berat Albayrak hamleleri ile bozarak derslerini veriyordu...

                                                  *

Bu vatanın bir evladı olarak üzülüyorum..

Çünkü bu ülkede Tayyip Erdoğan'ı vurmak için Berat Albayrak'ın  üzerine kasıtlı oynayanların bütün anlattığım bu gerçekleri görmelerine rağmen Londra'nın değirmenine  su taşımaları bu ülkeye ihanetten başka bir şey değildir...

Diyeceğim şu ki;
 
Bu mücadele Berat Albayrak’ın değil Türkiye’nin mücadelesi..

Bütün bunlar bu millete anlatılmalı, Berat Albayrak bu mücadelesinde yalnız bırakılmamalıdır..

Bakın...

Türkiye’yi yüksek faize ve kendi kurallarına mahkum etmek isteyenlerle mücadeleden şimdi geri durursak, bir daha “Bağımsız ve Milli” bir ekonomi için hayal dahi kuramayız!

Özetle...

"Paranızın değerini ben belirlerim" diyen Londraya karşı  “Parasının değerini, kur ve faizini, kendisi belirlemeyen hiçbir ülke tam bağımsız değildir.” diyen yerli ve milli bir Bakan.

Peki bilinçli şekilde  operasyon çekilmeye çalışılan böyle bir bakan gerçeğine bu millet sahip çıkmayacakta kime sahip çıkacak!.

Dostlar!..

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'tan hiç kimse Londra-Washington-Brüksel  üçgeninin adamları olan Kemal Derviş ve Ali Babacan çıkmasını beklemesin!..

O zaman;

Türk ekonomisini o küresel  üçgene anahtar teslim yapın olsun bitsin!

Devlet Bahçeli'nin sözlerini bir kez daha okuyun!