İTÜ’de rektör seçimi sonuçları belli oldu…
Seçimler bitti; söz YÖK ve Sn.Cumhurbaşkanı’nda…
YÖK tarafından belirlenen takvime göre, İTÜ’de 12 Temmuz 2016’da ilk altı belli oldu. Bütün adaylar İTÜ için yapacaklarını sözel ve yazılı olarak kayda geçirdiler.
Atanacak rektörün, sadece kendi hedeflediklerini değil; diğerlerini de değerlendirmesi ve ortak paydalarda uygulamalar yapması doğru olacak ve elbette İTÜ kazanacaktır.
Seçime 991 öğretim üyesi katıldı. (26 boş çıktı, 13 oy geçersiz sayıldı) %25 öğretim üyesi katılmadı. Katılım tahminlerimiz doğru çıktı. Seçim sonucu YÖK’e gönderilecek ilk altı şöyle belirlendi;
M.Karaca (379), L.Özkale (208), P.G.Bakır (107), M.S.Çelik (105), C.Yaltırak (52), O.Yücel (30)
Şimdi sıra YÖK’ün değerlendirmelerinde ve 1 Ağustos akşamı yapacağı ilk üçü belirleyen açıklamaya kaldı. Sonra Sn. Cumhurbaşkanı’nın onayı ile İTÜ Rektörü 6 Ağustos’ta göreve başlayacak.
ATANACAK REKTÖR’(LER)DEN BEKLENTİMİZ…
C.S.Lewis demiş ki;
Kibirli kişi; “insanlara ve her şeye hep
üstten bakar. Üstten baktığı için
de
kendisinin üstünde olan şeyleri
göremez.”
“Allahım,
Düşünce dünyamızda "benim yapmam", "benim başarmam", "benim
sonuçlandırmam" gibi merdud mülâhazalara asla yer verme Ya Rabbi!
Yerine getirilmesi gerekli olan şeyleri kim yaparsa yapsın,
kendimiz yapmış gibi memnun olalım, başkalarının başarılarını kendi
başarılarımız sayalım, öncülük yapma şeref ve payesini de onlara
bırakalım Ya Rabbi!
Allahım,
Başkalarının düşünce ve hareketlerine karşı hep saygılı kalmaya
çalışalım. Paylaşmaya, beraber yaşamaya açık duralım. Oturup kalkıp
aynı mefkûre insanlarıyla müşterek hareket etme yollarını
araştıralım, müşterek projeler geliştirelim ve "ben" yerine "biz"i
ikame etme gayreti gösterelim. Dahası, başkalarının mutluluğu
yolunda rahatlıkla kendi saadetimizi feda edebilelim ve bunları
yaparken de kimseden herhangi bir teveccüh beklemeyelim. Hatta
böyle bir beklentiye girmeyi kendi hesabımıza bir düşüş sayalım;
yılandan-çıyandan kaçtığımız gibi önde görünmekten, namdan-şandan
kaçalım ve unutulma murakabesine dalalım Ya Rabbi!
Allahım,
Hareket ve faaliyetlerimizi, bu dünyanın bir ücret yeri değil de,
bir hizmet mahalli olduğu mülâhazasına bağlayalım. Her zaman memur
bulunduğumuz sorumlulukları fevkalâde bir disiplin içinde yerine
getirelim. Netice ve sonuçla meşgul olmayı da sana karşı bir
saygısızlık sayalım Ya Rabbi!
Allahım,
Dine, imana ve insanlığa hizmeti, Hak rızası yolunda en büyük bir
vazife bilelim. Ne kadar büyük işler başarsak da, bundan nefsimiz
adına maddî-manevî herhangi bir pâye çıkarmayı hiç mi hiç
düşünmeyelim Ya Rabbi!” (Kadir Gecesi okunan ve
Peygamberimizin okudugu dualardan)
C.ÇİÇEĞE CEVAP VAR...
Geçen hafta C.Çiçek’in bir açıklamasını “Günün haberi” diye vermiştik. Bir cevap basına yansıdı. F.Gülen’in 30 yıllık sağ kolu, sözcüsü H.Gülerce, “yıllardır; hiç pişmanım, benimde suçum var, yanlışlara ortak oldum, haberim yoktu, görmedim-duymadım” demedi”, “sınavlarda usulsüzlükler yapıldığından eminim v.b.” dedi, Beyaz TV’de her pazar “paralel örgüt” hakkında açıklamalar yaptı/bilgiler verdi ve uzun zamandır AK Parti’ci olup, yeni Türkiyeci oldu!… Şimdi de eski AK Parti’lilere söz söylemeye başlamış…
Başbakan Sn. Yıldırım’în dahi iç barış gerekir dediği günlerde;
Eski Meclis Başkanı, AK Parti kurucusu ve MV, Meclis Başkanı; C.Çiçek eski Türkiyeci olmuş…Yani saflar yer değiştirmiş!...Nerden mi çıkarıyorum?, aşağıdaki yazıdan…Neler oluyor?!... Kim kim?, kim nerde? Yoksa Çiçek’te mi paralelciymiş????
“….Hem “İsrail’le barıştınız ama bizimle de barışın” diyeceksiniz, hem de hakaretten, düşmanlıktan, kibirden, tepeden bakmaktan vazgeçmeyeceksiniz... Cumhurbaşkanına demokrasiyi, özeleştiriyi tavsiye edeceksiniz ama siz demokrasi düşmanlarına taşeronluk yapmaya, özeleştiriden kaçmaya devam edeceksiniz. Herkesi hatalı göreceksiniz, ama kendiniz sütten çıkmış ak kaşık olacaksınız...Burnunuzdan kıl aldırmayıp “şimdi sıra içeride” deyip Erdoğan’ı ayağınıza çağıracaksınız, lakin siz hiç adım atmayacaksınız. Kusura bakmayın kimse size mecbur değil. Siz eski Türkiye’nin aktörleri idiniz. Eski çamlar bardak oldu. Evet, iç barış bir zaruret ama şımartılmış, kendinde güç vehmeden sizlerle değil. Barışı, hilesiz hurdasız gönül insanları yapacak...” (
KÖTÜ HABER
“Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in "Türkiye içinde de dostlarımızın sayısını arttırmalıyız" sözleri yankı uyandırırken, AK Parti'de bunu hayata geçirmek için iki farklı proje olduğu ortaya çıktı. Partide geçmiş dönemde siyaset yapan, ancak bir süredir uzak duran isimlere ulaşmak ve yeniden kazanmak için çalışma yapılıyor. Ayrıca, vatandaşlarla gönül köprüsü kurmak için 13 Temmuz'da yapılacak il başkanları toplantısının ardından çalışma başlatılacak.AK Parti, uzun bayram molasının ardından hem TBMM gündeminde hem de parti çalışmalarında yoğun bir döneme girecek. 13 Temmuz'da Ankara'da yapılacak il başkanları toplantısında, yaz döneminde öncelikli yürütülecek çalışmalar ve illerde yaşanan sorunların çözümü için planlama yapılacak. Sivil Toplum ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Müezzinoğlu, parti kurmaylarının sık sık gündeme getirdiği 'gönül köprüsü kurma' projesiyle ilgili ilk adımı atacak. Vatandaşların partiyle ilişkisinin geliştirilmesi için çalışma başlatılacak.AK Parti'deki ikinci adım ise kırgınlara yönelik olacak. Partinin üst düzeyinde, bir süreden beri aktif siyasette olmayan, AK Parti'nin ileri gelenleri ve duayenlerinin partiyle olan ilişkilerini yeniden geliştirmek ve kırgınlıkların giderilmesiyle ilgili adımlar atılması da kararlaştırıldı. Bu konuda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın rol üstleneceği belirtiliyor.”