BIST 9.709
DOLAR 32,51
EURO 34,81
ALTIN 2.428,09

İnsanlar ve kahveler

Uzun ömürlü ve kırk yıl hatra değen şeyler lazım şehirlerimize, hayatımıza, kalbimize ve odamıza; saklamayı, kadir kıymet bilmeyi, vefayı öğretecek değerde eserler, eşyalar, insanlar ve kahveler...

Kırk yıl hatrı olan dostlarla Türk kahvesinden, kafası bozulunca numarasını engelleyebileceğin kankalarla espressolara...
 

Tüketim çağı, manevi değerlerin ortasına çin malı bir bomba gibi düştü. Telkari kolyelerin, kazaziye tespihlerin, trabzon hasırı bilekliklerin, el nakışlarının, kanaviçelerin, dantellerin ve hatta binlerce yıllık mimari eserlerin yerini makine işi ürünler, estetikten yoksun binalar, beton duvarlar ve beton gibi soğuk, ruhsuz eşyalar aldı.
 

Şarkılar bile hızlı tüketim çağına uygun besteleniyor artık. Neşet Ertaş, Abdurrahim Karakoç gibi gelecek nesillere aktarılan ölümsüz eserler yazan, gönül insanlarının devri nerdeyse kapanmaya yüz tuttu. Bu yaz hit olmuş bir şarkıyı gelecek yıl kimse dinlemiyor.
 

Kenarları oyalanmış, yakaları ilmek ilmek işlenmiş, kristal boncuklarla bezenmiş bir kıyafeti, bu jenerasyonun çoğu görmemiştir. Herkes şikayetsiz bir biçimde aynı kıyafetleri giyiyor, atölyeler ne üretir, bu sene ne moda olursa onu koşulsuz kabulleniyor.
 

Dokuma halılar, el oyması sehpalar, sedef işlemeli aynalar, saten yorganlar, tarihi konakların otantik parçaları haline geldi. Eşyaları makineler yapıyor, biz de duygusuz birer robota dönüşüyoruz yavaş yavaş... Herşeyi kullanıp çöpe atıyoruz.
 

Hayata kalıcı eserler bırakanlara da değer vermiyoruz. Evlilik programlarında ünlü olanlar kadar değer görmüyor şairler, halk ozanları... Kalıcı hizmetin, eserin sahiplerinin ismini kimse bilmiyor.
 

Sivas'a üç yıl evvel binbir emekle yapılan Yıldız Dağı Kayak Merkezi projesinin sahibi Vali Yardımcısı Salih Ayhan'a, neden dağa milyonları gömdü diye ne kadar baskı ve dedikodu yaptılarsa, o yıl yağışsız yarılayan kış mevsiminin ortalarında bir gece öylesine muhteşem bir kar yağmıştı ki, hiç unutmuyorum Salih Bey sosyal medyaya "çocuklar gibi mutluyum" yazmıştı. Yazık vallahi bu hizmet adamlarına yazık. Gelecek nesillere bırakılacak eserlerin sahipleri de eserler de halktan vefa görmüyor.
 

Uzun ömürlü ve kırk yıl hatra değen şeyler lazım şehirlerimize, hayatımıza, kalbimize ve odamıza; saklamayı, kadir kıymet bilmeyi, vefayı öğretecek değerde eserler, eşyalar, insanlar ve kahveler...