İnsanlar ve kahveler
Uzun ömürlü ve kırk yıl hatra değen şeyler lazım şehirlerimize, hayatımıza, kalbimize ve odamıza; saklamayı, kadir kıymet bilmeyi, vefayı öğretecek değerde eserler, eşyalar, insanlar ve kahveler...
Kırk yıl hatrı olan dostlarla Türk kahvesinden, kafası
bozulunca numarasını engelleyebileceğin kankalarla
espressolara...
Tüketim çağı, manevi değerlerin ortasına çin malı bir bomba gibi
düştü. Telkari kolyelerin, kazaziye tespihlerin, trabzon hasırı
bilekliklerin, el nakışlarının, kanaviçelerin, dantellerin ve hatta
binlerce yıllık mimari eserlerin yerini makine işi ürünler,
estetikten yoksun binalar, beton duvarlar ve beton gibi soğuk,
ruhsuz eşyalar aldı.
Şarkılar bile hızlı tüketim çağına uygun besteleniyor artık.
Neşet Ertaş, Abdurrahim Karakoç gibi gelecek nesillere
aktarılan ölümsüz eserler yazan, gönül insanlarının devri nerdeyse
kapanmaya yüz tuttu. Bu yaz hit olmuş bir şarkıyı gelecek
yıl kimse dinlemiyor.
Kenarları oyalanmış, yakaları ilmek ilmek işlenmiş, kristal
boncuklarla bezenmiş bir kıyafeti, bu jenerasyonun çoğu
görmemiştir. Herkes şikayetsiz bir biçimde aynı kıyafetleri
giyiyor, atölyeler ne üretir, bu sene ne moda olursa onu koşulsuz
kabulleniyor.
Dokuma halılar, el oyması sehpalar, sedef işlemeli aynalar,
saten yorganlar, tarihi konakların otantik parçaları haline geldi.
Eşyaları makineler yapıyor, biz de duygusuz birer robota
dönüşüyoruz yavaş yavaş... Herşeyi kullanıp çöpe atıyoruz.
Hayata kalıcı eserler bırakanlara da değer vermiyoruz. Evlilik
programlarında ünlü olanlar kadar değer görmüyor şairler, halk
ozanları... Kalıcı hizmetin, eserin sahiplerinin ismini
kimse bilmiyor.
Sivas'a üç yıl evvel binbir emekle yapılan Yıldız Dağı Kayak
Merkezi projesinin sahibi Vali Yardımcısı Salih Ayhan'a, neden dağa
milyonları gömdü diye ne kadar baskı ve dedikodu yaptılarsa, o yıl
yağışsız yarılayan kış mevsiminin ortalarında bir gece öylesine
muhteşem bir kar yağmıştı ki, hiç unutmuyorum Salih Bey sosyal
medyaya "çocuklar gibi mutluyum" yazmıştı. Yazık
vallahi bu hizmet adamlarına yazık. Gelecek nesillere bırakılacak
eserlerin sahipleri de eserler de halktan vefa görmüyor.
Uzun ömürlü ve kırk yıl hatra değen şeyler lazım şehirlerimize, hayatımıza, kalbimize ve odamıza; saklamayı, kadir kıymet bilmeyi, vefayı öğretecek değerde eserler, eşyalar, insanlar ve kahveler...