BIST 9.460
DOLAR 32,60
EURO 34,79
ALTIN 2.497,69

İkinci İstanbul Sözleşmesi hayırlı olsun…

Yeni yasa teklifinin gerekçeleri ne kadar da İstanbul Sözleşmesi’nin hazırlanma gerekçelerine benziyor değil mi?

İstanbul Sözleşmesi ilk konuşulmaya başlandığında “kadına şiddeti önleme” ve “aile içi anlaşmazlıkları çözme” gibi gayet makul gerekçeler ileri sürülmüştü. Ancak ilerleyen süreçte görüldü ki sözleşmenin kadını ve aileyi korumakla uzaktan yakından bir ilgisi yok.

Bugünlerde benzeri bir sözleşme “masum” gerekçelerle milletin başına bela edilmeye çalışılıyor.

AK Parti Grup Başkan Vekili Özlem Zengin’in yaptığı açıklamaya göre yeni bir kanunun hazırlık çalışmaları yapılıyor.

Zengin, hayvanlara yönelik eziyet, kötü muamele, öldürme gibi eylemlerde hapis cezası öngören hayvan hakları ile ilgili yasa teklifine ilişkin açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Bu kanunla birlikte Türkiye'de ilk defa hayvanlar artık bir mal olarak görülmekten çıkacak, hukuken bir canlı olarak telakki edilecek. Hayvanları eziyet ederek kasten öldürmek, eziyet etmek, işkence etmek suç haline gelecek. Bu manada bunu yaparken de buradaki kriter tabi insanlarla alakalı işlenen suçlar var. Onlarla ilgili ne yapıyorsak, bunlara bakarak kıyas usulü ile hazırlamaya gayret ettik. Kamuoyu ile ben pek çok maddesini zaten paylaştım. Çok kısa bir süre içinde insanlarımız zaten kanun teklifinin tamamını Meclis'e sunduğumuzda görecekler. Bu manada ben hayvan severlerin de son derece memnun olacaklarını düşünüyorum.”

Yeni yasa teklifinin gerekçeleri ne kadar da İstanbul Sözleşmesi’nin hazırlanma gerekçelerine benziyor değil mi?

Her ikisinde de amaç aynı: Şiddetin ve kötü muamelenin önüne geçmek.

Peki İstanbul Sözleşmesi ile amaçlanan hedefe ulaşılabildi mi?

Maalesef hayır!

Rakamlar, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdikten sonra kadınlara yönelik şiddetin kat be kat arttığını ayan beyan gösteriyor. Yıkılan aileler, sokakta yaşamak zorunda kalan erkekler, “kadının beyanı esastır” garabeti sonrası yaşanan mağduriyetler ve daha onlarcası İstanbul Sözleşmesi’nin marifetleri arasında…

İstanbul Sözleşmesi, her ne kadar aileyi koruyacağını iddia etse de bu toplumun başına LGBT gibi belayı musallat etti aynı zamanda. Eğer bugün ülkemizin ve toplumun LGBT gibi bir sorunu varsa bu da İstanbul Sözleşmesi’nin yol açtığı problemler arasındadır.

Aynı masum gerekçelerle “hayvan haklarını” korumak iddiasıyla hazırlanan yasanın yarın özellikle, Müslümanların Kurban Bayramlarının başına musallat olacağını ön görememek sadece ve sadece bir aymazlık değil aynı zamanda birilerinin oyununa gelmektir.

Yaptığım dost ve gazeteci istişarelerine göre birileri yasanın çıkmasını dört gözle bekliyor. O birileri sanmayın ki hayvan haklarını savunmak için sabırsızlanıyorlar.

Hayır, o kişilerin hedefinde Kurban Bayramının olduğuna adım gibi eminim. Pek çok sözde hayvansever Kurban ibadetine yönelik imza kampanyası vb. girişimlerde bulunabilmek için yasanın çıkmasını bekliyor. Eğer bu yasa çıkarsa Kurban ibadetini yerine getirmenin bir “suç” haline getirileceğini, Kurban ibadetini yerine getirmenin adeta imkansızlaşması için çığırtkanlık yapacaklarını şimdiden görebiliyorum.

Bu yasayı çıkarmak isteyenlere ya da çıkmasını dört gözle bekleyen sözde “hayvanseverlere” hatırlatmakta fayda var. Biz, kuşu öldü diye bir delikanlının evine taziye ziyaretine giden rahmet peygamberinin ümmetiyiz.

En acısı da AK Parti gibi dini hassasiyetleri olan bir partinin bu oyuna alet olması. AK Parti nasıl ki İstanbul Sözleşmesinde “aldatıldı” ve “kandırıldı” ise hayvan hakları ile ilgili yasa tasarısında da “aldatılıyor” ve “kandırılıyor”.

Müslüman feraset insanıdır. Bu gibi tuzaklara düşememesi gerekir.

Ancak siyasetin getirmiş olduğu bakış açısı maalesef bugün Müslümanları “edilgen” bir hale getirdi.

Bir yerlerde sinsice tezgahlanan “masum” görünüşlü sözleşme ve yasalar maalesef Müslümanların eli ile bu toplumun başına bela ediliyor.

Eğer ikinci bir İstanbul Sözleşmesi ile uğraşmak istemiyorsak daha yolun başında iken aklımızı başımıza devşirelim.

Yoksa bugün İstanbul Sözleşmesini feshetmek için çaresizce haykırdığımız gibi yarın da güya hayvan haklarını koruma amaçlı çıkarılacak yeni yasadan kurtulmanın yollarını arayacağız…