BIST 9.563
DOLAR 32,52
EURO 34,89
ALTIN 2.486,36

Her şeye ve herkese inat…

Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da, her şeye ve herkese inat, daha çok özgürlük, daha çok demokrasi için yazmaya devam edeceğim...

Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da, her şeye ve herkese inat, daha çok özgürlük, daha çok demokrasi için yazmaya devam edeceğim.

Ben, her defasında söyledim. Önünüzde değerlendirmeniz gereken bir durum varsa, dikkat etmeniz gereken tek kıstas; doğruluk olmalıdır. Kim doğruysa, kim haklıysa onu savunmalıyız. Diğer ölçütlerden bağımsız hareket ederek, her şartta bunu yapmalıyız. Çünkü doğruluğun olduğu yerde özgürlüklerde gelişecektir.

Mesela referandum süreci…

Bırakın isteyen istediği şeyi savunsun. İsteyen rahatça “evet” desin. İstemeyen rahatça “hayır” desin. Kişiler, eğer ki kendi görüşünü savunurken karşı tarafa saldırmıyorlar, küfür etmiyorlar ve saygısızlık yapmıyorlarsa bırakın konuşsunlar.

Daha çok özgürlük, daha çok demokrasi bir şey kaybettirmeyeceği gibi bilakis kazandırır. Gelelim asıl konumuza…

Haberlere bakarken, tam anlamıyla utanç verici bir gelişmeye ilişti gözüm. Haber özetle şöyle: Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin önümüzdeki günlerde, referandum ile ilgili Almanya’da yapacakları konuşmalar, Alman yetkililerce çeşitli sebeplerden ötürü iptal edilmiş. Sebepleri yazmıyorum çünkü komik ve mesnetsiz bahaneler bulmuşlar.

Hani nerede özgürlükler? Hani, benim işime geleni savunurum, işime gelmeyene engel olurum mantığı yanlıştı. Bu yapılan nedir? Avrupa, her fırsatta gelişmişliğin en önemli göstergesi olarak özgürlüklerden bahsederdi. Bu nasıl bir özgürlük?

Oraya konuşmaya gelen herhangi bir kişi de olabilirdi. Yine de komik gerekçelerle iptal edilme hakkı olmamalıydı. Kaldı ki, gelecek ve konuşma yapacak kişilerden biri, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı, diğer ise Ekonomi Bakanı. Böyle bir şey olur mu Allah aşkına?

Konuyu nereden ele alsak dökülüyor. Bir yanda başka ülkeleri eleştirirken en çok kullandığınız argümanı kendi işinize gelmeyince yok saymanız var. Diğer tarafta ise ülkemizin bakanlarına, dolayısıyla ülkemize yapılan bir saygısızlık var. Bu durumu kesinlikle esefle kınıyorum. Ülkemize yapılan bu saygısızlığı görmezden gelerek, ülke içi siyaset ile ülkeler arası siyaseti birbirine karıştıranları da yanlış yaptıkları konusunda uyarıyorum.

Her defasında ifade özgürlüğünü vurgulamaktan geri kalmamak meziyet değildir. Bunu eyleme dökecek kadar cesur ve dürüst olmak gerekir. Buradan yola çıkarak diyorum ki;

Almanya hatasını anlayıp, bu hatadan dönmelidir. Ancak ısrarcılarsa şayet, fevri davranıp aklıselimden uzaklaşmamak kaydıyla gereken adımlar, devletimiz tarafından atılmalıdır. Muhtemelen atılacaktır da zaten.

Bakın dünyaca ünlü yazar Victor Hugo ne diyor:

“Zor olan iyi olmak değil, adil olmaktır.”

Sağlıcakla kalın…