BIST 9.645
DOLAR 32,52
EURO 34,88
ALTIN 2.430,01

Haydi vekiller tatile

Hanımefendiler, Beyefendiler, sayın Vekiller, siz gidin tatilinize, rahat rahat gezin dolaşın eğlenin, biz buradayız, ülkeyi bekleriz!

Çok yoruldular. İki ay tatili hak ettiler. Çoğunu hiç görmedik ekranlarda, çoğu “gık” bile demedi zaten. Diyenlerden de bazıları “ben bilmez merkeze sorun” dediler. Milletin vekillerinin koltukları boştu çoğunlukla. Turuncu koltukları seyretmekle yetindik hep.
Ama haklarını yemeyelim, yumruklaşma olası günler takımlar tamdı sahada. Meclis görsellikte üç beş kişiden öte olmadı nedense. Gazetecilerin önünde kanlı canlı aynı isimler kameraların önünde. Diğerleri süs mü anlamadım, yoksa pot mu kırarız, fırça yeriz diye mi korkarlar bilmiyorum. Ağızları var fakat dilleri ve seslerinden haberimiz olmadı hala.
Eee, tabi yoruldular garipler. Kıyak maaş, kıyak emeklilik ve kıyak tatil onların hakkı tabi.
Ülkede sorun yok, sıkıntı yok. Süt gibi psikolojik bu işler. Bizler hep abartırız zaten:
Dağlarda, kerpiç karakollarda, yollarda, mayınlarda ve hatta lojmanlarında vurulan şehit edilen Vietnam askerleri.
Düşürülen uçak, pusulası bozulmuş, Suriye vurmuş, Kırgızların uçağı.
Bunca ölüm haberi üst üste gelince haber sayfalarına bile giremeyen kadın cinayetleri Hindistan’da.
Dehşet, Vahşet, yol kesme, adam doğrama, hastanede karakolda tecavüz haberleri Brezilya’dan.
Memuru, işçisi, geçim sıkıntısı, fukara, fatura, ödenemeyen maaş farkları, kıdem tazminatları, işsizler aslında Yunanlılar.
Yanan cezaevleri Almanların, taş atan çocukların geldikleri topraklar da İran’da,
Sütsüz büyüyen, süt içince psikolojileri bozulduğundan mideleri bulanan çocuklar Somali’li zaten.
Hanımefendiler, Beyefendiler, sayın Vekiller, siz gidin tatilinize, rahat rahat gezin dolaşın eğlenin, biz buradayız, ülkeyi bekleriz!

Bazen R.Tayyip Erdoğan’ı eski Amerikan Başkanı John F. Kennedy’e benzetiyorum. Kennedy Vietnam savaşından askerleri çekmek istediğini söyledikten sonra suikastla öldürülmüştü. Ve hemen ölümünden sonra yerine atanan Başkan Vietnam’da askeri birlik sayısını arttırarak 58 bin askerin ölümüne sebep olmuştu.

Başbakan Erdoğan da savaşa meraklı bir Başbakan değil. Suriye ile savaşa girmemek için manevralar yapıp duruyor. Barış yanlısı davrandıkça, Türkiye savaşın içine sürüklenmeye çalışılıyor.

Amerika’ya direnebilmiş Başbakan veya ülke sayısı çok azdır. Direnme genellikle bir darbeyle veya suikastla son bulur. Bir CİA ajanı ülkeleri ele geçirmenin yollarını anlatmıştı. Önce en üstteki adamlara rüşvet teklif ederlermiş “Ruhuna karşılık devasal bir servet”, kabul etmezlerse ikinci aşamada ülkenin ekonomisine saldırılar başlarmış, halkın tahriki ve özgürlük propagandası, bu da olmazsa silahlar devreye girermiş. Tanıdık hikayeler, neredeyse her ülkenin başından geçmiş olaylar bunlar.

Silahlarla suikastlar demode artık. Şimdi hastalıklar gündemde, halkı kışkırtmadan, sessizce. Et yiyen bakteriler modaydı bir ara, şimdi radyoaktif saldırılar. Radyoaktif saldırı demek kanser demek. Venezuela Başkanı Chavez, Paraguay Başkanı Fernando Lugo, Brezilya eski Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula ve Silva görevdeki Devlet Başkanı Dilma Rousseff'e, Arjantin Devlet Başkanı Christina Fernandez ve Küba lideri Fidel Castro gibi.
Erbakan Hoca demişti ya “kanlı mı olacak, kansız mı?” Yeni dünya düzenine geçişimiz, nasıl olacak, işte bütün mesele bu.