BIST 9.548
DOLAR 32,51
EURO 34,56
ALTIN 2.502,86

Gülen Kılıçdaroğlu...

Sanırım bu olay Türk siyasi tarihinde konuşulan olayların başında gelecek.

Yazılarımda genelde merkezde siyasete ya da siyasi gündemlere ilişkin yaşananlar yerine olgu, algı ve kavramlardan yola çıkarak tespitler yapmaya çalışıyorum. Karakter olarak da aslında siyasi yazılara yönelik kalemim tam işlevini göremiyor. Lakin bazen öyle anlar vuku buluyor ki ister istemez vatani görev olarak addediyor ve bir şeyler karalamaya çalışıyorum.

Fakirin takipçileri çok iyi bilir ki ayrıntının ehemmiyetine binaen sosyolojik ve psikolojik algılar ile yönetilmeye yüz tutmuş zamanın kimliği üzerinden dikkatleri çekmenin çok daha kıymetli olduğuna inanan ve dillendiren birisiyim.

Evet, bu yazımda siyasi bir gündemi kaleme almış olacağım lakin gene de merkeze gündemin bütünüyle ağırlığını değil algısal bir ayrıntı üzerinden verilmek istenilen bir mesajı koyacağım.

Erken seçim kararının alınmasının ardından baş döndürücü bir hızda gelişmeler yaşanıyor. Hem seçim takviminin dar olmasından hem de seçime girecek partilerin ittifak arayışları nedeniyle adeta takip edilemez bir hızla karalar alınıyor ve uygulamaya konuluyor.

Bu takip edilemez ve baş döndürücü gelişmelerin satır aralarında kalan bazı detaylar ise insanın kanını donduruyor adeta.

İlk hızlı ve ani gelişme CHP’den 15 milletvekilinin İP saflarına geçmesi üzerine yaşandı. Bu gelişmenin hemen arkasından büyük bir koşturmaca başladı. Birçok şey yazıldı ve çizildi ve hala konuşulmaya devam ediyor.

Sanırım bu olay Türk siyasi tarihinde konuşulan olayların başında gelecek.

İkinci hızlı gelişme ise CHP ile SP arasında yaşanan ittifak görüşmeleriyle başladı. Halen devam eden süreçte liderlerin yanı sıra heyetler de bir araya geliyor. Her an yeni bir gelişme yaşanıyor ve yeni gelişmeler dairesinde görüşmeler yapılmaya çalışılıyor. Bu görüşmeler ise herkesin bildiği gibi sanırım hafta sonuna kadar devam edecek.

İşte yukarıda sözünü ettiğim “satır aralarında kalmış ve adeta kan donduran” bir açıklama CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile SP Genel Başkanı Karamollaoğlu görüşmesinin ardından yapılan açıklamada yaşandı.

Karamollaoğlu’nun ardından söz alan Kılıçdaroğlu şu sözleri sarf etti: "Sayın Genel Başkan ve arkadaşlarıyla verimli toplantı gerçekleştirdik.  Hepimiz heyecanlıyız, heyecan güzel bir şey. 25 Haziran'a gülen bir Türkiye ile uyanacağız. Önümüzdeki seçimler bir iki parti sorunu değil, Türkiye sorunudur. " 

Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları arasında kalan bir cümle medyanın gözünden kaçtı ya da sadece haber değeri olarak görülerek metin aralarına girmiş oldu. Ancak bu cümle öylesine söylenmiş ve basit bir cümle değil gibi geldi bana nedense. Bunun böyle olduğunu dikkatle baktığımızda Kılıçdaroğlu’nun beden dilinden anlayabiliyoruz. O cümle şu: “25 Haziran’a gülen bir Türkiye ile uyanacağız”

Şimdi hiç kimse bu cümlenin masum bir cümle olduğunu iddia etmesin rica ederim. Türkiye’nin içinden geçtiği hassas dönem göz önüne alındığında bu cümle hiç de küçümsenecek bir cümle değil. Tam aksine kurgulanmış ve düşünülmüş bir cümle gibi.

Özellikle beden diline dikkat edildiğinde göreceksiniz ki açıklama yapma esnasında sıra bu cümleyi telaffuza geldiğinde Kılıçdaroğlu’nun yüz mimiklerinde değişiklik başlıyor.

15 milletvekilinin birden CHP’den İP’e geçme olayı basit bir mesele değil. Bu eylem komut gereği olmasaydı kanaatimce asla tevessül dahi edilmezdi. Buna istinaden bu cümleyi alıp bir tarafa koyduğunuzda 24 Haziran seçimlerinin ehemmiyetini daha iyi anlayabilirsiniz.

Gezi olaylarında sözde bir sanatçının “Mesele ağaç değil anlamadın mı?” ya da Meral Hanım’ın bir yerlerden gelen bilgi ve komutlar ışığında "Temmuz ayında Başbakan olacağım" iddialı sözünden mülhem meselenin sadece seçim meselesi olmadığını çok rahat anlayabilirsiniz.

“25 Haziran’a Gülen bir Türkiye ile uyanacağız” cümlesinden şunu anlıyorum: 24 Haziranı 15 Temmuz’un rövanşı olarak görüyorlar. 15 Temmuz’da amaçlarına ulaşamayanlar 24 Haziran’da rövanşı almak istiyor.

Bunlar sadece bize gösterilmek istenenler ve bizim görebildiklerimiz. Kim bilir kapalı kapılar ardında ne dolaplar çevriliyor.

Uyanık olmaktan başka çaremiz yok.

Oynanmak istenen oyunu bozmaktan başka çaremiz yok.

SOSYAL MEDYA TAKİP 

twitter.com/msbeser

facebook.com/msbeser