BIST 9.722
DOLAR 32,54
EURO 34,86
ALTIN 2.425,46
HABER /  GÜNCEL

Gerekçeli kararda şaşkına çeviren ifade

Gerekçeli kararda "Ortaya çıkarılamayan hücreler için soruşturma devam etmeli" ifadesi ne anlama geliyor?

Abone ol

16 bin sayfayı aşan gerekçeli karara rağmen mahkeme heyetinin gerekçeli kararında "Ortaya çıkarılamayan hücreler için soruşturma devam etmeli" ifadesi tartışma konusu oldu..

Gazeteci Avni Özgürel, Ergekekon davasına bakan mahkeme heyetini beceriksizlikle suçladı.

NTV canlı yayına telefonla katılan gazeteci Avni Özgürel, gerekçeli kararla ilgili şu açıklamalarda bulundu:

"Sanki beynine ulaştık, örgütün beyni İlker Başbuğ hücrelere ulaşamadık gibilerden gibi cümle. Dediğim gibi olayı yaşadıklarını kavrayamamışlığın ifadesidir. Belki de ne yazacaklarını bilemedikleri için çünkü mahkeme heyetleri emniyet teşkilatıyla iç içe çalıştılar hep. Emniyette birlikte hareket ettikleri insanlar sağa sola savruldukça nasıl yazacaklarını bilemediler. Ondan da kaynaklandı.

HÜKÜMETE GİDERAYAK TUZAK

Mahkeme heyeti giderayak hükümete tuzak kurmuş durumda. Bu süreçte gerek Ergenekon gerek balyoz davası sanıklarının çoğu 5 yıllık tutukluluk süreleri dolduğu için tahliye edildiler. Bu saatten sonra insanları efendim bunlar suç işlemişler deyip tekrardan tutuklanacağını zannetmek filan bunların hepsi hayal. Türkiye'de biz yıllarca Ergenekon diye yazıp çizen rahmetli Uğur Mumcu'dan başlayıp pek çok gazeteci ben de dahil demekk ki rüya görmüş, öyle bir şey yokmuş. 1 numaralı sanık diye de İlker Başbuğ varmış gibi böyle bir tablo. Hiç bir inandırıcılığı da yok zaten.

ELLERİNE YÜZLERİNE BULAŞTIRDILAR

O bakımdan baktığımızda mahkeme hayatını büyük bir hatanın içinde görüyorum. Mazeretleri de geçerli değil. Dosya çok büyük onun için geciktirdik diye şey yapmak. Dosyanın büyümesinin sorumlusu da kendileri. Zirve Yayınevi davasını ta oradan alıp buradan getirmek. Danıştay davasını sağdan soldan davalar toplayıp dosyayı kabarta kabarta bu hale getiridiler. 

MASUM İNSANLARA ZULMETTİLER

Türkiye darbeler dönemini yaşamadı mı? Hayır yaşadı. Özel Yetkililerle donatılmış savcı ve yargıç heyeti bunu sorgulayabildi mi? Hayır beceremediler. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Masum insanlara zulmettiler. Gerçek manada suçlu insanların salıverilmesine imkan sağladılar.

SU NEREDE İNEK İÇTİ, İNEK NEREDE DAĞ KAÇTI DURUMU

Bu saatten sonra ne Ergenekon davası ne Balyoz davası, bunların hepsi için yaplabilecek olan bana göre şudur. Yeniden yargılama diye bir şey başlatılacak. Süreç başlatılacak, zaten insanların çoğu tahliye edildiği için bari tutuksuz yargılayalım denilecek. Tutuksuz yargılama da 10 yıl sürecek. Derler ya su nerede inek içti, inek nerede dağa kaçtı gibi bir durum ortaya çıkacak.

YÜZ KARASI

Çok sayıda insan mağdur oldu. Hala Deniz Kuvvetleri'nde casusluk davası diyerek tuzak kuruldu. Türk silahlı kuvvetlerde bu kadar casus kaynadığını ilişkin varsayımdan hareket ediyorlar. Bunlar yüz karası şeyler. Hiç bir gerçekliği de yok. Ne Ergekenon'u izah edebildiler ne de Türkiye'ye kurulan asli failleri ortaya çıkarabildiler."

MUZAFFER TEKİN'İN TELEFON FİHRİSTİ

Muzaffer Tekin'in fihristinde Başbuğ'un telefon numarası olduğunu yazan mahkeme, Tekin ile İlker Başbuğ arasında irtibat kurdu. Başbuğ, tahliye olduktan sonra Tekin ile babasını yakından tanıdığını söylemişti.

Ergenekon davasının 16.798 sayfalık gerekçeli kararı açıklandı. Açıklamada tartışılan bölümler arasında Başbuğ'a yönelik suçlamalar da vardı

Ergenekon sanığı Tekin ile Başbuğ arasında bağlantı olduğunu savunan mahkemenin gerekçeli kararı tartışılıyor.

Star televizyonu muhabiri Göktan Bedük, iddianamedeki bu ayrıntıyla ilgili NTV öğlen haber bülteninde ilginç bir hatırlamada bulundu:

BAŞBUĞ TEKİN'İN AİLE DOSTU

"İlker Başbuğ Silivri Cezaevi'nden çıktıktan sonra koğu arkadaşlarını ziyaret etmek için buraya gelmişti. Burada onlarla görüşmüştü. Görüşmenin ardından gazetecilere açıklama yapmıştı. Cezaevindeydi Muzaffer Tekin. Daha sonra hastaneye kaldırılmıştı. Muzaffer Tekin'i uzun yıllar hem kendisini hem babasını tanıdığını daha sonra hastaneye ziyarete gideceğini söylemişti. "