Gazze Osmanlı toprağıydı

Dünyanın en önemli geçitlerinden sayılan Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayan Süveyş kanalı Birinci Dünya Savaşı sırasında önemli çatışmalara sahne oldu. Tarihler 14 ocak 1915 i gösterirken 4. Kolordu Komutanı Cemal Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu, Filistin'e doğru ilerlemeye çalışan İngiliz ordusu ile burada savaştı. Osmanlı ordusu İngilizleri iki defa püskürttü Süveyş kanalında. Bu, Birinci ve İkinci kanal harekatı olarak geçti kayıtlara . Ancak İngilizlerin ilerleyişini bir türlü durduramayan Osmanlı ordusu Sina çölünden Gazze'ye doğru çekilmek zorunda kaldı. Yıl 1917...Mart ayı İngiliz Ordusu bu defasında Gazze'ye doğru saldırıya geçti. Düşman kuvvetlerinin Kudüs'e ilerlemesini önlemek isteyen Anadolu evlatları Gazze'yi canla, başla savundu. Çölün kızgın kumları İngiliz savaş uçaklarına ve tanklarına mezar oldu. Osmanlı Ordusu İngilizlerin Gazze'ye ilk saldırısını geri püskürttü. O savaşta 5 İngiliz alayı yok edildi. Ve savaşın kahramanı Osmanlı yüzbaşısı, Başkumandan vekili Enver Paşa tarafından ödüllendirildi. Savaş eşit şartlarda sürmüyordu. Çünkü İngilizler Çanakkale yenilgisinin acısını çıkarmak için Filistin cephesine yığınak yaptı... Çok geçmeden İngilizler ikinci kez yüklendi Gazze'ye. Nisan ayı Gazze'de ana baba günü oldu. Osmanlı ordusu Gazze'nin Mantartepe bölgesinde kenti savundu. Mantartepe direnişin sembolü oldu. Düşman Gazze'ye giremedi. Anadolu evlatlarının Gazze direnişini bitiren savaş 1917 yılı Ekim ayında yaşandı. Gazze yakınlarındaki Biri Seb'a Filistin Cephesinin en şiddetli savaşlarından birine sahne oldu. Top, tüfek, tank sesleri birbirine karıştı. Osmanlı ordusu yorgundu. Dört bir cephede savaşan İmparatorluğun Filistin Cephesine takviye birlikleri göndermesi de beklenmiyordu. Üstelik gıda sıkıntısı da baş gösterdi asker arasında. Ve sonunda... Önce Biri Seb'a düştü. Ardından da Gazze.. Gazze'nin düştüğü gün takvimler 7 aralık 1917 yi gösteriyordu. Sağ kalan Osmanlı askerleri Kudüs'e doğru çekilirken, arkalarında yüzlerce şehit bıraktı Gazze'de. Bugün adı tarihin kayıtlarında bile bulunmayan yüzlerce, kimbilir belki de binlerce Anadolu evladı yatıyor Gazze'de... Falih Rıfkı Atay, Osmanlı askerlerinin Gazze Savunmasını işte bu tarihi sözlerle kağıtlara döktü… "Gazze'yi ilk müthiş hücumdan kurtaran alay, bizim tarihte en iyi isimlerden birini bırakmıştır. Bu alay kendine en aşağı dört , beş defa üstün kuvvetlere karşı Gazze' yi kurtardı. Mantar tepe İngilizlere o kadar şüphe verdi ki biz terk ettikten sonra üstündeki bir taşın hareketine karşın yüzlerce mermi attılar.” Falih Rıfkı Atay GAZZE’NİN İŞGALİ İsrail’in 1947'de devlet kurma sürecine girmeleri döneminde Gazze onların kontrolleri dışında kalan bölgeler arasındaydı. 1948'de Filistin'in paylaştırılmasına dair 181 sayılı BM Genel Kurulu kararında Gazze, Filistinlilere verilen bölgeler arasında sayıldı. Ancak Filistinlilerin kendilerine özel herhangi bir bağımsız yönetim kurmalarına imkân verilmediğinden, "Filistin" olarak gösterilen bölge Ürdün ile Mısır'ın hâkimiyetine verildi. Gazze de Mısır'ın kontrolüne verilen bölgeler arasında yer aldı. Siyonistler, İngiltere ve Fransa'yla işbirliği yaparak Mısır'a karşı açtıkları 1956 Süveyş Savaşı'nda Gazze'yi işgal ettiler. Ancak 7 Mart 1957'de bölgedeki işgal güçlerini çektiler. Bundan on yıl sonra yani 1967 Haziran Savaşı'nda Gazze'yi tekrar işgal ettiler. Bu işgal Mısır ve Ürdün'ün ihaneti neticesinde gerçekleşti. 1967 işgalinden sonra Siyonistler bölgeyi askeri yönden kontrol altına almak amacıyla yahudi yerleşim merkezleri inşa etmeye başladılar. Bu yerleşim merkezlerinin kuruluş süreci ve stratejik ciheti hakkında inşallah daha sonra bilgi vereceğiz. 1994 Kahire Anlaşması'ndan sonra Gazze ve Eriha'da bir özerk yönetim kurduruldu. Ancak işgal devleti o zaman Gazze'deki yerleşim merkezlerini kapatmadığından bölgedeki askerlerini de çekmedi. Sadece Filistinlilerin yoğun olduğu bölgelerdeki askerlerini yahudi yerleşim merkezlerinin etrafına ve geçiş noktalarına çekti. Dolayısıyla bölgeyi yine askeri yönden sıkı bir denetim altında tutuyordu. 2000 yılında başlayan Aksa İntifadası sürecinde işgalci devlet askerlerini yeniden Gazze'nin muhtelif bölgelerine yaymaya başladı.

Dünyanın en önemli geçitlerinden sayılan akdeniz’i kızıldeniz’e bağlayan süveyş kanalı birinci dünya savaşı sırasında önemli çatışmalara sahne oldu.