BIST 9.525
DOLAR 32,57
EURO 34,75
ALTIN 2.492,11

Dünya barışını temin yolunda etkinlik ibresi yükselen Türkiye'nin önünü kesmeye yönelik namert planlar!

Sevgili dostlar; geçtiğimiz hafta Perşembe günü 18 Ağustos 2022 tarihinde sayın Cumhurbaşkanımız Ukrayna’ya günlük bir çalışma ziyaretinde bulunmuş,  öncelikle Ukraynalı mevkidaşı ile başbaşa görüşmüş, daha sonra iki Lider Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in iştirakiyle üçlü bir görüşme gerçekleştirmişti.

Ukrayna-Rusya savaşının başlamasından bu yana, Erdoğan-Zelensky ilk olarak yüz-yüze bir araya geliyorlardı.  Savaş sebebiyle Lviv’de gerçekleşen görüşmede iki lider stratejik ortaklık düzeyindeki Türkiye-Ukrayna ilişkilerini bütün yönleriyle değerlendirmişlerdi. Ayrıca Erdoğan, ikinci bir Çernobik faciasının yaşanmaması için Rusya’nın kontrolündeki Zaporijya Nükleer Santrali’nde yaşananlara dikkat çekmişti.

Üçlü görüşmede ise Ukrayna tahılının dünya pazarlarına ulaşma yolunda devreye sokulan mekanizmanın geliştirilerek sürdürülmesi ile birlikte dünyanın hasretle beklediği Ukrayna-Rusya savaşının diplomatik yollarla sona erdirilebilmesine yönelik atılabilecek muhtemel adımlar ele alınıp görüşülmüştü.

Ama içte ve dışta bazıları rahatsız olmuştu!

Dünya barışına giden yolda, hem de Türkiye’nin öncülüğünde, hele hele sayın Erdoğan’ın organize ve liderliğinde mesafe alınması, hem içeride hem de dışarıda bazı çevreleri rahatsız etmişti. Zira onlar kendi hedeflerinin gerçekleşmesi yolunda, her  ne kadar savaşan taraflar birbirlerine benzerlikleri olan iki ülke de olsa, savaşın devam etmesini, böylece arkasında olduklarını fiilen gösterdikleri TARAF vasıtasıyla, karşısında durdukları TARAF’ı tamamen çökertmek için savaşın devam etmesine UMUT bağlamışlardı.

Devam eden savaştan, akan kandan menfaat devşirme hedefindeki o haricî organizasyon,  hem Rusya’ya hem de Türkiye’ye göz dağı verircesine, çok isabetli bir hedef belirlemiş ve bu doğrultuda HAİN bir plan hazırlamışlardı. Planları doğrultusunda 21 Ağustos Pazar gecesi Rusya Devlet Başkanı Putin’in “BEYİN” lakabıyla anılan başdanışmanı, aynı zamanda Türkiye dostu ve geçmişte iki ülke arasında meydana  gelen uçak krizinin çözümünde en etkin rolü oynayan, Yunus Emre Enstitüsü’nün kültür faaliyetleri kapsamında benim de kendisiyle görüştüğüm Rus filozof Alexander Dugin’in arabasına saatli bomba yerleştirdiler.

Hedef, Alexander Dugin’în etkisiz hale getirilmesi ve böylece onun öncülüğünde Türkiye-Rusya arasında karşılıklı anlayış ve dostluğa dayalı olarak tesis edilen ve belli bir süreçten sonra istikrar kazanan iki ülke arasındaki sulh ve sukünun zedelenip kaos’a dönüşmesiydi. Ama onların hesabı varsa Rabbimin de hesabı vardı; işte bizce bilinmeyen o mutlak hesap ve organizasyon kısacası TAKDİR doğrultusunda, ortaya çıkan yeni durum gereği; Dugin, kızı Darya Duginia ile birlikte kendi arabasıyla evine dönecekken bu sefer Dugin, birlikte gidecek oldukları kendi arabasını kızına bırakıyor ve başka bir arabayla  değişik bir yoldan eve dönüyordu.

Arkadan babasının arabasını kullanmak üzere aracı çalıştıran Darya Duginia, patlayan saatli bombanın etkisiyle param parça oluyordu. Fakat gerçek hedef Darya Duginia’a değildi. Asıl hedef Türkiye’nin “Dünya Barışı” na katkı yolunda elde etmiş olduğu gözle görülen başarıyı etkisiz kılmak ve bunun temelinde var olan iyi niyet ve karşılıklı  yarar esasına dayalı Türkiye-Rusya ilişkilerinin sosyolojik zeminini ve felsefik düşünce temelini hazırlayıp devlet adına irade beyanında bulunacak olanların istifadesine sunabilme vasfına sahip fikir ve düşünce sahibi aydınlara göz dağı vermek ve bu yolda “BEYİN” lakabını taşımayı hak eden Dugin’în de cezasını kesmekti. İlahî takdir, hainlerin oyununu bozdu ama, alçak ve menfur plan Dugin’in ciğerini yaktı. Üzüntülerimizle birlikte kendisine taziye dileklerimizi teyiden bildiriyoruz.

Bu arada bir hususu da belirtmemiz zorunluluk ifade etmektedir; Türkiye’nin, sayın Cumhurbaşkanımızın sevk ve idaresinde küresel oyun kurucu  olarak, gerek bölgesinde ve gerekse uluslararası düzeyde rol üstlenmesi ve bu doğrultuda etkinliğini gösterip söylem ve eylemlerinin, en son “tahıl krizi”nde olduğu gibi, bütün dünyanın beklentileri doğrultusunda olumlu bir şekilde pratiğe yansıması, kendi içimizde de bazılarını rahatsız ediyordu.

O kadar ki; bunlar, kendilerini tek kutuplu dünyanın adeta ağası kabul eden ve bu doğrultuda dünyayı kontrolleri altında tutmaya çalışan, işine gelmeyenlere “şundan şunu satın alamazsın”, “bunu şuna satamazsın” diye efelik taslayanlara yol gösterircesine, adeta onları Türkiye aleyhine “ne duruyorsunuz hesap sorsanıza” dercesine  tahrik ediyorlar.

Nitekim 19.08.2022 tarihinde BBC Türkçe muhabirinin S-400’lerin alımına yönelik sormuş olduğu bir soruya sayın Kılıçdaroğlu vermiş olduğu cevapta “Kime karşı kullanacağız”, “Niye aldınız” diyerek adeta Türkiye’yi Batı’ya şikayet etmiş, yanıbaşımızda Dedeağaç başta olmak üzere Adalar, üstlerle donatarak Yunanistan’ı güvenceye alan ABD’yi “Biz de gereksiz buluyoruz” dercesine S-400’ler aleyhine göreve çağırıyordu.

Ama hiç fark etmez; onlar dışarıdan bizimkiler içeriden, ne ederlerse etsinler, ne söylerse söylesinler bizi çökertemeyeceklerdir. Tekerlek asla tümsekle kalmayacak, EBED ELBETTE BİZİM OLACAKTIR.

Kalın sağlıcakla sevgili dostlar