BIST 9.717
DOLAR 32,53
EURO 34,94
ALTIN 2.437,24
HABER /  GÜNCEL

Doğu ve Güneydoğu’daki asıl tehlike!

AK Parti’nin Diyarbakır'da birinci sıra milletvekili adayı Tarım Bakanı Mehdi Eker İnternethaber'e konuştu.

Abone ol

Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER

DİYARBAKIR- 12 Haziran’da yapılacak seçimler için geri sayım başladı. Yeni Anayasayı yapacak Meclis’in belirlenmesi anlamına gelen bu kritik seçimde gözler Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da.

Böyle kritik bir süreçte biz de internethaber olarak seçimin nabzını tutmak için Diyarbakır’a gittik.

Sarı-kırmızı-yeşil renkli bayraklarla süslenen Diyarbakır sokaklarında Başbakan Erdoğan’ın “Sivas’ın ötesine geçemiyorlar” diye eleştirdikleri CHP’nin uzun yıllardan sonra yeni bir umut ve heyecan yaşadıkları seçim çalışmalarını izledik, 13 yıl sonra MHP lideri Devlet Bahçeli’yi Diyarbakır’a getiren sürecin perde arkasını aralamaya çalıştık.

Asıl duraklarımızdan biri ise Başbakan Erdoğan’ın milliyetçi söylemi nedeniyle oylarının bölgede düşeceği iddiasında bulunulan AK Parti oldu. AK Parti’nin birinci sıra milletvekili adayı Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker hem bu iddialara yanıt verdi hem de seçim sonrası partisinin Kürt sorununun çözümündeki yeni yol haritasını anlattı. 

Diyarbakır Silvan’da “PKK uzantılı zihniyetin iş araçlarını yaktığı” ilçe başkanını ziyaretten geldikten sonra görüştüğümüz Bakan Eker önce doğu ve güneydoğudaki en büyük tehlikeyi anlattı. Eker’e göre, "BDP zihniyeti bırakın ayrı etnik köken farklı kültür ve inançlara sahip insanlara tahammül etmeyi; Kürtleri bile, “Sen benim istediğim partiye oy vermiyorsun” diye ayırmaya, onlara saldırmaya, hain ilan etmeye başladı. Asıl tehlike de budur” dedi.

KÜRT SORUNU ÇÖZÜLÜRKEN TÜRK SORUNU YARATILMAYACAK
“Kürt sorunu var, mevcut Anayas
a içinde yapılabilecekler yapıldı, atılabilecek adımlar atıldı. Şimdi sırada sivil, kısa, yüksek standartlarda demokratik bir anayasa var” diyen Bakan Eker bunun sınırlarını da çizdi.

Kürtlerin demokratik, standartları yüksek, sivil bir rejim altında daha huzurlu, müreffef ve güven içinde yaşamaları için barış yöntemi içinde bir çalışma yapılacak ama bu yapılırken bir Türk sorunu yaratılmayacak...


İşte Eker'in İnternethaber'in sorularına yanıtları:

2007-2011 SEÇİMLERİ ARASINDAKİ FARK

-Seçim için geri sayım başladı. Nasıl gidiyor çalışmalar?
Bürolarımıza PKK ve BDP uzantılı olduklarını sandığımız kesimlerce saldırılar var. Çocukların ellerine bombaları verip attırıyorlar. Ama seçim onların bunu yapmasıyla engellenmez. Bunu onlar da biliyor. Amaçları halkı korkutmak ve hür iradesinin sandıklara yansımasını engellemek.

- Bunda başarılı oluyorlar mı?
Bunu sandıklarda ve seçim sonuçlarında göreceğiz. Şimdiden bir şey söylemek mümkün değil. Ama insanlar korkuyor. Zorla, gözdağı vererek kepenk kapattırılıyor. Bazen belediye adına, bazen belediye kılığında gidiyorlar. Belediyenin ertesi gün gidip ağır cezalar kestiğini söyleyenler var. Belediye kayıtlarına bakılsın. Haraç adı altında kesilen cezalara baksınlar.

- Bu bölgede 2007-2011 seçimi arasında nasıl bir fark var. Değişen bir şey var mı?
2007 seçiminde şiddet yoktu bu seçimde şiddet var. Amaçlanan Türkiye’nin istikrarını bozmak. Halkın oyu serbest kalırsa onlardan değil bizden yana kullanacak diye endişe ediyor, bunun için baskı yapıyorlar. Yerel seçimlerde de baskı vardı. O oylar hormonlu oylar. Seçimleri kazanabilirlerdi ama o oranlar kesinlikle şişirilmiş oranlar. 


6.20110530122454.jpg


KÜRT MESELESİ BİTTİ Mİ?

- Hükümetin büyük bir umut, beklenti yarattığı ama bunu karşılamadığı söyleniyor…
Doğru değil. Kürt sorununda atılan adımları önünüze koyup okudunuz mu?

-Yapılacaklar bitti mi?
Hayır. Kürt meselesi devam ediyor. Bugüne kadarki kısmı mevcut Anayasa çerçevesinde yapıldı. Ama Anayasa değişikliği sürecinde partimize açılan kapatma davası nedeniyle Türkiye 2.5 sene zaman kaybetti.

- Bazı reformların gecikmesi bu nedenle mi?
Elbette nasıl yapacaksınız. 2.5 sene Türkiye iktidar partisi kapatılıyor, kapatılacak tartışması yaşadı. Ekonomi, siyasi düzen, istikrar etkilendi. Bir de seçim süresi 4 yıla indirildi. Geri kalan sürede atılan adımlara bakın bunların büyük adımlar olduğunu görürsünüz.

- Daha fazlası yapılamaz mıydı?
Siz oturup kendi kafanızdan ideallerinize hayallerinize göre beklentiye girebilirsiniz. Bunun ayarı ölçüsü ne? Burada hükümetin bir hayal kırıklığı yok. Türkiye şartlarında yapılabilecek şeyler yapıldı, atılabilecek adımlar atıldı. Atılabilecek adımlar diyorum…

En son biz yeni bir Anayasa yapılmasına zemin teşkil edecek altlığı hazırladık. O 26 maddelik anayasa değişikliği yapılmasaydı yeni bir anayasaya zemin teşkil edilemezdi. O altlık hazırlanmadan yapılan anayasa değişikliği veya taslağı iktidar partisinin kapatılmasına zemin oldu. Önce o gerekçeyi ortadan kaldırmak gerekiyordu. Biz o zemini düzelttik.

AK PARTİ’NİN YOL HARİTASI

- Sorunun bitmediğini siz de kabul ediyorsunuz. Peki bundan sonra ne yapılacak?
Bundan sonraki süreçte yol haritamız şudur. 2011 seçimleri ile bize yetki verilirse biz Anayasayı değiştireceğiz. Anayasada ne olacağını mutabakata varacağımız zemin belirleyecek. Benim görüşüm belirlemeyecek.

- Ama o anayasanın bir çerçevesi var sanırım?
Önceden bunu ifade ederseniz başkasının iradesine ipotek koymuş olursunuz. Ama çerçeve şu olacak. Sivil, kısa, yüksek standartlarda demokratik bir anayasa. Özü bu, içeriği maddeleri ise mutabakatla oluşturulacak. Mutabakat zeminini parlamentoda sağlayamadınız o zaman çerçeveyi STK, toplum temsilcileriyle görüşürsünüz.

4.20110530122707.jpg


KÜRT MESELESİ TÜRKLERİN DE MESELESİ

- Kürtler için Anayasa’da statü sağlanmazsa demokratik özerkliği ilan edeceğiz deniliyor.
Herkes her şeyi tartışır. Biz Türkiye’yi idare ediyoruz. 73 milyon insan var ortada. Kürt meselesi artık Kürtlerin meselesi değildir. Kürt meselesi aynı zamanda Türklerin meselesidir. Türkiye’nin bütününü dikkate alan bir siyaset izlenmesi lazım.

- Başbakan’ın milliyetçi oylara oynadığı söyleniyor. Bu eleştiriyi nasıl karşılıyorsunuz?
Hergün bir şey için suçlama var. Ne demek milliyetçi oylara oynuyor? Başbakan miting meydanlarında BDP’ye oy veren seçmen kardeşlerime de sesleniyorum, MHP’ye oy veren seçmen kardeşlerime de sesleniyorum diyor. Öyle saçma şey olur mu? O değerlendirmelerin hepsi sübjektif değerlendirmeler.

Diyarbakır’da içtenlikle söylüyorum görüştüğüm herkes AK Parti’nin 8.5 yılda Kürt sorununun çözülmesi noktasında attığı adımlardan son derece memnun. Halkın başka sorunları da var. Kalkınma, alt yapı, istihdam… İnsanlar mutlu da olmak istiyor. Bazıları gibi daha çok gözyaşı olsun, kan aksın, barut duman olsun, küçük çocukların ellerinde bombalar patlasın ben de daha çok besleneyim diye oy avcılığı yapmıyor. İnsanlar bundan nefret ediyor. Ama insanlar korkuyor. Korkutma ve var.

GÜNEYDOĞU’DAKİ EN BÜYÜK TEHLİKE

- CHP geçen seçime göre daha umutlu? Nasıl görüyorsunuz.
Umut dünyası umutsuz yaşanmaz tabi… Ben herkesin her yerde olmasını arzu ediyorum. Demokrasi çoğulculuk budur. Türkiye bu bölgede BDP’nin zihniyeti nedeniyle tehlikeli bir noktaya gidiyor. Eskiden bu şehirde ayrı ırk, etnik yapı, farklı kültür ve inançlara sahip insanlar bir arada barış içinde yaşardı. Şimdi adamlar bırakın başka bir etnik yapı dinden olanlara tahammül etmeyi Kürtlere bile “Sen benim istediğim partiye oy vermiyorsun, istediğim şekilde bağırmıyorsun, istediğim renkleri kullanmıyorsun” diye saldırıyor, yakıyor, hain ilan ediyor. Asıl tehlike budur.

-Yani şimdi de Kürtleri kendi içinde bölüyorlar?
Evet. Kürtler arasındaki bölünmeyi yaratan bu tekçi zihniyettir. İnsanlara “camiye gitmeyin, gidersen sen benim anladığım Müslüman değilsin” diyor. Böyle saçma şey olur mu? Bu demokrasi, barış ile nasıl bağdaşır. Eskiden yoktu bu, BDP ile ortaya çıktı. Daha doğrusu BDP’nin arkasında durduğu, sahiplendiği zihniyet ile ortaya çıktı.

SEÇİM BEKLENTİSİ NE?

- Seçimlerde ne görüyorsunuz?
Çok başarılı bir seçim olacak. Diyarbakır’da oylarımızı arttırıyoruz, arttıracağız. Bu toplum üzerinde baskı vardı. Dün devletin inkarı-reddi, asimilasyon politikası ile yaratılan baskı, faili meçhul cinayetler, zulümler işkenceler vardı. Son 8 yılda alınan mesafe Türkiye’yi çok daha şeffaf ve ileri bir noktaya götürdü. Bugün de baskı var ama bu baskı BDP ve PKK uzantılarından geliyor. Onların zorlaması ile kepenk kapatılıyor. Böyle ortamda insanların bangır bangır fikirlerini söylemesini beklemeyin. Burada yapılacak olan devlet hükümet olarak seçimin güvenliğine dair almamız gereken tedbirleri almak. Bunlar da alınacak. Bizim düşüncemiz bu seçimlerin diğer seçimlere göre daha iyi şartlarda, daha güvenli yapılacağı yönünde.

NEDEN AK PARTİ HEDEF TAHTASINDA?

Ortamı terörize edip insanları sindirerek bundan politik çıkar sağlamaya çalışıyorlar. Yapılan eylemlerin tercümesi bu. Burada hedef AK Parti. Çünkü AK Parti Türkiye’yi dönüştürecek ve demokratik kazanımları sağlayacak tek parti. Bunun için anayasaya hazırlanıyoruz. Şu anda bütün güçler Ergenekon’u Silivri’si, PKK’sı ittifak halinde. Bunlar statükonun güçleri. AK Parti’nin kolunu kanadını nasıl kırar da Anayasa değişikliği yapacak güçle Meclis’e girmesine engel oluruz diye uğraşıyorlar.

KÜRT SORUNU ÇÖZÜLÜRKEN TÜRK SORUNU YARATILMAYACAK

Ben Kürdüm dünya alem biliyor. Kürtlerin demokratik standartları yüksek, sivil bir rejim altında daha huzurlu, daha müreffef ve daha güvenli yaşayacakları bir ortamı tesis etmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken de bir Türk sorunu da yaratmamaya çalışıyoruz. Ben tek gündem maddesi değil çok gündem maddesi olduğunu düşünüyorum. Yöntemde barış yöntemi. Başkasını kırarak dökerek, molotof kokteyli atarak, mayın döşeyerek yapmıyorum. Benim için meşru değil bunlar.

Ben bu zihniyete karşıyım. Bu zihniyetle Kürtler için bir şey elde edilemez. Bu yol yol değil. 8.5 yılda attığımız adımları ne bunlardan korktuğumuz için attık ne de birilerine özel olarak yaranmak için yaptık. Türkiye’nin standartlarının yükseltilmesi, hakkın teslim edilmesi gerektiğine inandığımız için yaptık. Yaptıklarımız bir lütuf da değildir, haktır.